AK Parti 15 yaşında, ama temsil ettiği dava çok eski.
İnsanlık tarihi kadar eski.
Bir o kadar da görkemli ve çağlar üstü.
AK Parti Türkiye’nin bir partisi, ama temsil ettiği dava itibariyle sınırlar ötesi bir parti.
AK Parti o yüzden her yerde hak aşığı mazlum milletler tarafından çok seviliyor.
AK Parti gücünü Hak’tan ve milletten alan bir parti.
AK Parti’yi millet kurdu.
Ve millet yaşatıyor.
AK Parti davasının karizmatik lideri gücünü sadece milletten alıyor.
Hakka inanan ve halka güvenen bu
hareketin lideri milletinin gönlünde taht
kurmuş biri.
Sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında farklı ülkelerde de bu kadar çok sevilen bir başka lider yoktur.
Recep Tayyip Erdoğan liderliği milli ve yerli bir liderliktir ama ulusal sınırları aşan bir sevgiye yaslanması itibariyle de küresel bir liderliktir.
Recep Tayyip Erdoğan’dan malum küresel güçlerin duyduğu rahatsızlığın sebebi de budur asıl.
Erdoğan, küresel efendilerin mazlum milletlere rağmen oluşturdukları statüko için tehlike oluşturduğundan tasfiye edilmek isteniyor.
Her yerdeki mazlum milletlerin Erdoğan’a gönülden duydukları sevgi ve bağlılık küresel egemenlerin hoşuna gitmiyor.
O yüzden Erdoğan o küresel efendilerin doğrudan hedefindeki bir lider.
Erdoğan’ın gücünü otoriteden değil millettin gönlünden aldığını umarım herkes 15 Temmuz gecesi görmüştür.
Millet Erdoğan’a sahip çıkmanın aynı zamanda ülkesine, devletine, vatanına, bağımsızlığına ve istikbaline sahip çıkma anlamına geldiğini 15 Temmuz gecesinde bedeniyle ve yüreğiyle ortaya koymuştur.
Yeryüzünde bu kadar çok sevilen bir başka lider yoktur.
Ve yeryüzünde çıplak elleriyle liderlerinin bir sözüyle meydanlara çıkıp tankları durduran ve savaş uçaklarını hizaya getiren bir başka millet de yoktur.
Kim ne derse desin gerçek şudur:
Erdoğan demek AK Parti demektir.
AK Parti demek Erdoğan demektir.
Erdoğan liderliği AK Parti davasının ideallerini üstünde somutlaştırmış ve gücünü yalnızca milletinden alan güçlü bir liderliktir.
Bu millet yıkılmadığı sürece AK Parti liderliği de, AK Parti davası da yıkılmayacaktır.
***
AK Parti’nin önemini ve gerekliliğini herkes doğru anlamalıdır.
Erdoğan liderliğindeki AK Parti hareketi Türkiye’nin bütünlüğünü sağlamıştır.
Türkiye’de IŞİD ve FETÖ tarzı sözümona dinden beslenen ama emperyalist devletlerin oyuncağı eli kanlı dikta hareketleri başarılı olamamışsa/olamayacaksa bu AK Parti sayesindedir.
Türkiye’de PKK üzerinden bir bölünme hareketi gerçekleşememişse bu da AK Parti sayesindedir.
AK Parti’nin kardeşlik anlayışının yanına iliştirdiği demokratik vatandaşlık anlayışı bu birliğin çimentosunu oluşturmuştur.
Bu ülkenin Kürtleri eli silahlı bir terör örgütüne rağmen tercihini AK Parti’den yana yaparak PKK üzerinden ülkenin bölünme senaryolarını boşa çıkartmıştır. En önemlisi de iç savaş bozgunculuğunu akamete uğratmıştır.
Bu ülkenin dindar Türkleri de Kürtleri de AK Parti sayesinde şunu gördüler: Ne Fetullahçı hareket gerçekte dinle alakalı, ne de Öcalancı hareket Kürtlükle/Kürtlerle alakalı.
Her ikisinin de amacının o küresel efendilerin senaryolarında figüranlık yaparak Türklere ve Kürtlere kaybettirmek olduğu bugün ayan beyan anlaşılıyor.
Bu yüzdendir ki Kandil ile Pensilvanya birlikte hareket ediyorlar.
15 Temmuz’dan sonra Pensilvanya’nın Kandil’e taşınması, başarısız kalan Pensilvanya’nın yerinin paralel PKK tarafından doldurulması ve bu süreçte her iki paralel örgütün birlikte hareket etmesi kendilerine verilen rolle alakalıdır.
***
Gezi sürecinden başlayarak devam eden AK Parti’yi Erdoğan’dan ayırmak, Erdoğan’ı vefa adı altında Cumhurbaşkanlığı makamına hapsederek yeni bir liderlik ihdas etmek, ilk etapta Erdoğan’sız bir AK Parti, ikinci etapta da AK Partisiz bir Türkiye amacına ulaşmak isteyenlerin heveslerini “Erdoğansız asla!” diyen bu aziz millet boşa çıkartmıştır.
AK Parti’ye sızdınız ama AK Parti’yi ele geçiremediniz.
Asla ele geçiremeyeceksiniz.
Başımızda Erdoğan ve yanımızda milletimiz var olduğu sürece kutlu yürüyüşümüzü durdurmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.