AK Parti kongresi geride kaldı ve genel başkanlık yarışında herhangi bir sürpriz yaşanmadı. Ancak listelerde önemli bir değişim yaşandı ve bu değişimin 1 Kasım seçimlerine nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz.
AK Parti listesi hazırlanırken, kuvvetle muhtemel 7 Haziran seçim sonuçlarında üç dönem kuralının getirdiği ‘hasar tespiti’ öne çıkmış. Burada sadece bu listeye bakarak değil, AK Parti’nin milletvekili aday listesi ortaya çıkınca sağlıklı bir analiz yapmak mümkün olabilir. Ancak şurası çok açık; parti 7 Haziran tecrübesinin ardından partinin yakın geçmişiyle daha sağlam bir köprü kurulması hedeflenmiş. Bir bakıma tecrübe yeniden devreye giriyor da denilebilir.
Bir parantez. Partinin geçmişinde çok önemli roller üstlenmiş kimi isimlerin listede olmaması ne anlama geliyor? Bu da kuşkusuz yeni dönemin dengelerine baktığımızda önemli ipuçları verecek bize. Bu bir tasfiye mi, bireysel tercihlerin sonucu mu; yaşadığımız çağda bunları öğrenmek için hatırat yazılmasını beklemiyoruz artık. Kısa sürede herkes kendi hikayesini kamuoyuyla paylaşacaktır.
Partinin yönetim listesindeki bu değişimde, elbette son dönemde yaşanan badirelerin ve terörün azgınlaşması dahil sorunların katkısı olmuştur kuşkusuz. AK Parti kurulduğu günden bu yana değişimi savunuyor, siyasetin gençler tarafından aktif olarak yapılmasının önündeki pekçok engeli de bizzat kendisi kaldırdı.
Ancak şu gerçek, tahmin edilenden daha fazla önemsendi toplum tarafından: Tecrübe. Herbiri farklı tecrübeleri temsil eden isimlerin, üç dönem kuralı nedeniyle aktif siyasetten uzaklaşması, pek de farkında olmadığımız endişeleri tetiklemiş olmalı. AK Parti’nin, siyasetin güçlenmesi ve geçmişte devlet içindeki farklı unsurlar üzerinden baskı altında tutulan alanlarda gerçekleştirdiği özgürleştirme hamleleri, bugün geriye dönülmesi düşünülemeyecek bir demokratik çıtayı ülkeye kazandırdı.
Ancak devletin kodlarını bilen ve bunların zor zamanlarda nasıl refleksler ortaya çıkardığını öngörebilen isimlerin yanı sıra; varlığı ve duruşu ile topluma güven telkin eden isimlerin de partide yer almasının önemi, son seçimlerde ortaya çıktı.
En az bunlar kadar, hatta daha önemli bir diğer başlık, teşkilat disiplini ile daima bir adım önde olan AK Parti’nin özellikle son seçimlerde bu alanda sorun yaşaması. Yine tarif ettiğimiz aynı tecrübenin burada devreye gireceğini söyleyebiliriz. Özellikle Faruk Çelik gibi isimlerin gerek teşkilatların toparlanması, gerekse partide yeni bir motivasyonun sağlanması açısından önemli rol oynayacağını da öngörülerimiz arasına ekleyebiliriz.
Belki burada altı çizilmesi gereken bir başka konu, yeni parti yönetiminin kritik bazı sorunlar üzerinde söz söyleme ve bu sözlerin karşılık bulmasısı yönünde nasıl bir ağırlık sahibi olacağı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kongre konuşmasının, ağırlıklı olarak siyasi merkezin sağındaki seçmeni kuşatan bir söyleme sahip olması, diğer alanlarda kimin ne söyleyeceğini de daha önemli hale getiriyor.
Tam da bu nedenle özellikle doğu ve güneydoğuda karşılığı daha yüksek ve Kürt meselesinde ağırlığı olan isimlerin yer alması ciddi bir ağırlık oluşturabilirdi. Bakalım bu profil seçime nasıl yansıyacak? Cevabı için fazla bir zaman kalmadı.