AK Parti İzmir’de aslında CHP ile yarışmıyor. İzmir’de AK Partinin rakibi nasıl ki CHP değilse, Binali Yıldırımın rakibi de Aziz Kocaoğlu değildir. AK Partinin en büyük rakibi algılardır. AK Parti İzmir’de kendisine biçilen roller ve algılarla yarışıyor. CHP’nin İzmir’de yaptığı hizmetler açısından hangi profilde seçmene sorarsanız sorun bir başarı hikayesinden söz edilebilir mi?
İzmir’de AK Partinin rakibi CHP değildir. AK Partinin rakibi oluşturulan algılardır. Başarı da bu algıları değiştirmeye odaklıdır. Çünkü AK Partinin en güçlü rakibinden İzmir’in memnun ve mutlu olduğu söylenemez. İzmir ve Ege Bölgesinde AK Partinin asıl ve en büyük rakibi üzerine iliştirilen, yapıştırılan kavramlardır. Bazı olaylarla ve rakipleri tarafından geliştirilen güncellenen algılardır.
Bugün İzmir ve Ege’de, CHP’ye oy veren kitlelerin büyük bir çoğunluğu memnuniyetsizdir. Ancak oluşturulan korkular oların AK Partiye gitmesini engellemektedir. CHP’de bunu çok iyi kullanmaktadır. İzmir’de CHP’ye oy veren partili - partisiz insanlara sorduğunuzda yerel yönetimlerin hizmetlerinden memnuniyetsizliğini size hemen açıklayacaktır.
Ak Parti’nin İzmir’de yerel seçimde izleyeceği stratejinin hizmetler üzerinden yürütülmesi doğru bir stratejidir. Ancak CHP, AK Partiyi kendi ideolojik siyaset zeminine mutlaka çekmeye çalışacaktır. MHP’nin tabanı bugün İzmir’de hiç olmadığı kadar AK Partiye yakındır. Bu seçmen kitlesine özel stratejilerin geliştirilmesi çok önemlidir. İzmir’de geçmiş seçimlerde Aziz Kocaoğlu’nun aldığı oylarda milliyetçi seçmenin payı unutulmamalıdır.
Sosyal medya algı savaşında güçlü bir şekilde kullanılması gereken çok önemli bir argüman olacaktır. AK Partinin özellikle genç kitleye ulaşması büyük önem taşımaktadır. Çünkü algıların bilinçaltında yer bulduğu en önemli kesimlerden birisi de gençliktir. Geçmişin yeterince bilinmemesi AK Parti iktidarının ülkeye sağladığı avantajlar ve kazanımlardan bu kesim yeterli bilgiye sahip değildir. Mukayese etme seçeneklerinden mahrumdur.
Ak Partinin hizmet odaklı stratejileri doğrudur. Ancak AK Parti ideolojik siyaset ekseninden ne kadar uzak durursa dursun seçimlerde karşısına çıkartılacak olan yaşam tarzına müdahale, TC, Atatürkçülük, Laiklik kavramları mutlaka çıkartılacaktır. AK Partinin bu kavramlarla bir sorununun olmadığı tam aksine bu kavramların teminatı olduğu görüşleri güçlü ve ikna edici bir söyleme bürünmelidir. Halkımıza şırınga edilen bu olumsuzluklar, asgari ölçülerde bertaraf edilmeye gayret edilmelidir. AK Partinin gerçek laikliği savunduğu iyi anlatılmalı. Bu yargı kesinlikle yıkılmalıdır.
İzmir cezalandırılıyor söylemleri İzmir’de sürekli işlendiği için çeşitli kesimlerin bilinçaltına kısmen yerleşmiş görünüyor. Bunun gerçek olmadığı sadece söylemlerle değil, rakamlarla ortaya konulmalıdır. Ankara kaynak vermiyor, İzmir cezalandırılıyor, hizmetleri engelliyor propagandalarına karşı başta Eskişehir örneğinden yola çıkarak yeni söylemler geliştirilmelidir.
Son gelişmelerle birlikte yolsuzluk üzerinden AK Partiye yönelik saldırılar artabilir. Buna karşı AK Partinin mücadelesi iyi anlatılmalı, olaylarda ismi geçen bakanların görevden uzaklaştırılmasına karşın CHP’nin adı usulsüzlüğe karışan isimleri nasıl koruduğu ve aday yaptığı Sarıgül örneğinde olduğu gibi iyi anlatılmalıdır.