AK Parti'deyken çarşı – pazar gezdiğinizi görmedik
19 Haziran 2021 Cumartesi
Önceki gün bu sütunda Sayın Ali Babacan'ın tespitinden yola çıkarak bir çağrı yaptım. Hatırlayalım, diyordu ki Sayın babacan; "... 2013 Gezi zamanında Erdoğan'ın takındığı tavrı, tutumu Cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) ve kabine üyeleri olarak bizler asla benimsemedik..." Bu açık ve ağır bir itiraf aslında.
Gezi neydi?.. Batı merkezli içerideki hainlerin de desteğiyle tertiplenmiş, çevre duyarlılığı soslu bir kalkışma denemesiydi Gezi.. Bu kalkışmaya Erdoğan, ülkesini teslim etmedi. Emperyalizmin maşası işgalcilere pabuç bırakmadı.. O vakit ne kadar yalnız kaldığını defalarca yazdık. Ama ilk kez siyaseten yollarını ayıran biri tarafından Erdoğan'ın bu yalnızlığı kayıtlara geçmiş oldu..
Şimdi gelelim Babacan'ın bahsettiği Erdoğan'ın yanında olmayan o kabineye.. Önceki gün yazımı yazarken tek tek isim isim yazıp doğrudan dikkat çekmeyi düşündüm. Fakat bir çoğu hâlâ devletimizin önemli kademelerinde çok saygın isimler olduğu için bir polemiğe çekmek uygun olmazdı. O yüzden çağrımı genel yaptım. Ki benim çağrı yapmama bile gerek olmamalıydı. O gün yani 2013 Haziran'da kabinede her kim varsa hemen, derhal çıkıp, hiç vakit kaybetmeden; ".. sen ne dediğinin farkında mısın?.. Ben her seferinde olduğu gibi orada da kefenimle liderimin arkasındaydım..." demelerini beklerdim.. AK Parti tabanı ve oy verenler açısından hayal kırıklığı..
Bakın, Sayın Gül'ün Gezi Kalkışması günlerindeki tavrını biliyoruz.. Arınç'ın da öyle.. Meğer Sayın Babacan da o günlerde gerçek fikirlerini söylemiyormuş.. Yani ben, AK Parti'de olduğu günlerde, kendisine Gezi ile ilgili sorular sorulduğunda hiç de; ".. gençlerin yaşam tarzına müdahaleye tepkisiydi ya da ifade hürriyeti talebiydi ..." türü bir açıklamasını hatırlamıyorum. Eğer o günlerde öyle demiş olsaydı, o tekerlek daha önce patlardı şüphesiz.. Kaldı ki Sayın Babacan bunu başka konularda da yaptı.. Arşivler ortada.. 12 Nisan 2013'te yaptığı konuşmayı bulun dinleyin Babacan'ın.. Kanal İstanbul projesini nasıl heyecanla savunduğunu göreceksiniz.. Meğer karşıymış.. Aynen Sayın Davutoğlu gibi.. Kapı kapı dolaşacağız milletimize başkanlık sisteminin neden önemli olduğunu anlatacağız demişti en yakınındaki isim.. Konya mitinginde kürsüye çıktı Başkanlık referandumunda Davutoğlu.. Meğer başından beri karşılarmış.. Neyse onların ve onları takip eden diğer bazı siyasilerin durumu ortada. Neticede kendi yollarını çizdikleri için tartışacak bir durum yok. Peki o günlerde Sayın Babacan'ın dediği gibi Erdoğan'a karşı olup da tavrını gizleyen ve bugün hâlâ Erdoğan'ın yanında olan var mı?.. Partide, hükümette, devlet kadrolarında, hariciyede?!.. Bana kalırsa bir vesileyle çıkın ve Babacan'ı yalanlayın.. Yoksa bizdeki son bilgi, Erdoğan bir tarafta, Cumhurbaşkanı (Gül), Bakanlar, Vali, Belediye Başkanı vesaire diğer tarafta şeklinde kalacak..
Hazır şu yeni politik hareketlerden söz açmışken bir hususun daha altını çizmeme izin verin.. Sayın Babacan'ı takip ediyorum bir süredir.. MaşaAllah'ı var.. Çarşı, Pazar, esnaf buluşması, gençlerle forumlar falan.. Hiç durmuyor.. E öyle de olmalı zaten.. Doğrusu da bu, bir şey dediğim yok. Çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacaksın ki davanı/derdini anlatabilesin.. Erdoğan'ı var eden motivasyon buydu. Başı ne zaman dara düşse iner meydanlara derdini milletine anlatır, milletiyle paylaşırdı.. Evet Erdoğan bunu yapardı. Fakat hatırlıyorum, sayın Babacan yapmazdı mesela!.. İnsanların güvenip de tuhafiyeci kasasına oturtmaya çekineceği bir yaşta Erdoğan hazineyi, hariciyeyi, AB ile ilişkileri, kamu bankalarını falan emanet etti Babacan'a.. Fakat aynı Babacan'ı, yakasında AK Parti rozetiyle; bir pazarcı esnafının yanında, bir taksi durağında, bir üniversite buluşmasında, bir meydan konuşmasında görmedik.. Arkadaş, n'etti bu AK Parti size?.. Bugün kendi başında olduğunuz parti için kapı kapı dolaşıyorsunuz.. Doğru da yapıyorsunuz.. E AK Parti sizin partiniz değil miydi?.. "ben teknisyenim, saha politikacısı değilim" havalarında çalışma masalarınıza gömülüp ortadan kayboluyordunuz.. Bak şimdi görüyorum ki sahada da gayet yüksek performanslı çalışabiliyormuşsunuz.. Demek ki siz hiç sevmediniz bu AK Parti'yi.. Öyle anlaşılıyor..