6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan ve 11 il, 62 ilçede toplam 14 milyon insanımızı doğrudan etkileyen ama aslında hepimizi sarsan ve yaralayan deprem, İstanbul başta olmak üzere yıkıcı deprem beklenen diğer şehirlerimizle beraber düşünüldüğünde Türkiye'nin tartışmasız en önemli, en öncelikli konusudur deprem.
Bu bir halk sağlığı konusudur çünkü. 7.7 ve 7.6 şiddetinde peş peşe yaşanan iki büyük depremde ne yazık ki 50 binden fazla vatandaşımızı kaybettik. Yüz bine yakın yaralı arasından uzuv kaybeden insanımızın sayısı da kalbimizi acıtacak şekilde bini aşıyor.
Deprem aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu.
Türkiye'nin etrafı savaş ve yıkım yaşayan zayıf ülkelerle, avını bekleyen uluslararası güçlerle ve emperyalistlerce semirtilmiş terör örgütleriyle kuşatılmış durumda.
Acı bir tecrübeyle yıkıcı büyük depremlerin ürettiği zorlukları da gördük.
İçerideki dışarıdaki felaket fırsatçılarını da gayet iyi biliyoruz.
Yeniden ayağa kalkmanın ve yıkılmadan sağlamlaşmanın hem ekonomik kuvvetle hem yetkin/yetişkin insan kaynağı hem de organizasyon becerisiyle doğrudan ilgisi olduğunu da ekleyelim.
Bu durum Türkiye'nin somut bir gerçeği.
Bu gerçek buz gibi ortadayken meseleyi savsaklayamayız, erteleyemeyiz, devredemeyiz.
SEÇMEN AİLESİNİN HAYATINI RİSKE ATAR MI?
Yıkılanı yapmak, toplumu ayağa kaldırmak ve deprem beklenen şehirlerimizi acilen yeniden kuvvetlice inşa etmek iktidara talip olan tüm partilerin öncelikli vaadi olmalı.
Ne yapacaklarını detaylıca anlatmalılar.
Bu noktada en büyük görev vatandaşa düşüyor.
Boş vaatlere kanmak, hayallere kapılmak öldürücüdür!
Çoluk çocuğunu, ailesini sevdiklerini enkaz altında bırakmayı kimse istemez.
Bu açıdan ittifakların sağlamlığı, partilerin icraat geçmişi sorgulanmalı.
AK PARTİ ELİYLE: DİRENÇLİ TÜRKİYE
AK Parti 14 Mayıs 2023 seçimleri için hazırladığı beyannameyi dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sunumuyla kamuoyuna aktardı.
481 sayfalık kapsamlı beyannamenin ilk bölümü bu konuya ayrılmıştı.
Önceliğin bu konuya verilmesi doğru bir seçim olmuş.
"Türkiye Yüzyılı için milletimize ahdimizdir" diye başlayan vaatler metninde mesele "Afetlere karşı risk ve kriz yönetimi" başlığıyla değerlendiriliyor.
Bölüm "Afetlere Dirençli Türkiye" başlığı "Dirençli Toplum, Dirençli Şehirler" olarak tasnif edilmiş.
Konunun ele alınışı detaylı. Hem teknik, hem ekonomik, hem de insani boyutları işlenmiş.
Deprem kadar ani ve ölümcül bir doğal beklentiye karşı ne kadar nesnel olursanız o kadar iyi.
AK Parti Seçim Beyannamesinin ilgili bölümü bunu yapıyor.
Yapılacak olanlar kadar yapılanlara da yer verilmiş.
Bu, meseleye verilen öneme ve ciddiyete ilişkin iyi bir işaret.
MASA DEPREME DAYANIKSIZ
Bu noktada muhalefetin durumuna ve vaatlerine de bakmak gerek.
Yaşadık gördük.
Yuvarlak masanın hem zemini kaygan hem yapı bileşenleri son derece güvensiz.
Partilerin kendi içlerinde yaşadığı deprem kadar koalisyon partileri arasındaki derin fay hatları da geleceğe ilişkin yıkımları erkenden haber veriyor.
Bu açıdan güven veren değil bilakis korkutan bir manzara var karşımızda.
Masanın deprem gibi bir meselesi olmadığını, 6 Şubat depreminin üzerinden bir ay geçmeden koltuk kavgasına düşmeleri ve büyük krizler yaşamalarından anlıyoruz.
Masanın ortak Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun nasıl yapacağını anlatmadan, bütçe için kaynak göstermeden öylesine sarf ettiği "deprem konutları bedava olacak" vaadini daha bir gün geçemeden İyi Parti Ekonomiden Sorumlu Başkan Yardımcısı çürüttü.
Kaldı ki masanın ortak oyuyla seçilen CHP belediyelerinin karnesi kelimenin tam anlamıyla berbat.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm bütçesinin İmamoğlu yönetimince hayli tırpanlandı ve o paralar reklam bütçesine aktarıldı.
KİPTAŞ gibi AK Parti yönetimindeyken İstanbul'a on binlerce güvenli bina üreten bir yapı bile CHP yönetiminde verimsizliğe terk edildi.
Devasa bütçeleriyle yüzbinlerce bina stoğu üretmesi gereken CHP belediyelerin yapıp ortaya çıkardığı kentsel dönüşüm sayısı yüzlerle sınırlı.
Daha ne olsun?
Başka örnek vermeye gerek var mı?
DOĞRU ADRES: AK PARTİ
Yazının bu noktasında daha fazla yer, zaman ve enerji harcamadan sorunu çözecek doğru adrese dönmek istiyorum.
Neticede "yapılananlar yapılacakların teminatıdır".
Afete toplum ve devlet olarak hazırlık, deprem sonrası müdahale hazırlıkları, ulusal kalkan vs dışında sadece "inşa" için bile geniş bir taahhüt var.
AK Parti'nin önceki dönemlerde yaptıklarına, halihazırda yapılanlara ve yapılacaklara ilişkin somut, nesnel veriler 2023 Seçim Beyannamesinde şöyle geçiyor:
ANAHTAR KELİME DİRENÇ
Türkiye Yüzyılı, afetlere karşı dirençli toplum ve dirençli şehirlerin yüzyılı olacaktır.
● "Planlı Kentleşme ve Sosyal Konut Seferberliğinin ilanıyla başlayan süreçte, 1 trilyon 317 milyar liralık yatırım değeriyle dünyaya örnek olan bir sosyal devlet, sosyal konut uygulamasını; yerli ve milli imkânlarımızı, milletimizin adına, ülkemizin yararına seferber ederek hayata geçirdik.
● 2019 yılında başlattığımız 50 bin ve 100 bin sosyal konut kampanyasını yüzde 90 oranında tamamladık.
● 37 bin sosyal donatıyla birlikte 1 milyon 180 bin sosyal konut inşa ettik.
● İnşa ettiğimiz sosyal konutlarla afet riskini azaltmanın yanı sıra, gecekondulaşmayı önledik ve dar gelirlilerin ev sahibi olma hayalini gerçekleştirdik. Bu şekilde, 5 milyon vatandaşımızın sıcak yuvalarında güvenle yaşamalarına imkân sağladık.
● 2022 yılı Eylül ayında başlatılan ve Türkiye'ye 500 bin sosyal konut, 1 milyon altyapısı ve imarı hazırlanmış konut inşa edilecek arsa ve esnafımız için hazırladığımız 50 bin iş yeriyle Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini başlattık.
● İnşa ettiğimiz konutlar, ülkemizin yarınları için bir güvence, dünyada ise sağlıklı konut üretmenin önemli bir modeli olmuştur.
● Türkiye genelinde, sosyal konutlarımızla beraber 3 milyon 300 bin konutu yeniledik. 13 milyon vatandaşımızın hayatını değiştirdik. Bugün 81 şehir 922 ilçemizde toplam 250 bin konutun dönüşümü hızla devam ediyor.
● Kentsel dönüşümle beraber yürüttüğümüz yapı denetim çalışmalarıyla; 6,6 milyon ev ve işyerinin denetimini tamamladık. Tüm bu dönüşümler, sosyal konut ve yapı denetim çalışmalarıyla nüfusumuzun yüzde 65'ine tekabül eden 55 milyon vatandaşımızın depreme dayanıklı konutlarda yaşamasını sağladık.
● Son zamanlarda yaşanan afet alanlarında 45 bin konut, iş yeri, ahır, köy evinin yapımına başladık. Konutlarımızın tamamını afetzede kardeşlerimize teslim ettik.
● Bugün sahada devam eden 250 bin kentsel dönüşüm, 250 bin sosyal konut ve Pazarcık merkezli deprem sonrası inşa edilecek 100 bini köy evi olmak üzere 650 bin afet konut projelerimizle birlikte toplamda sahada 1 milyon 150 bin konut çalışmamız devam ediyor. Etaplar halinde inşa edeceğimiz konutlarımızı, bir yıl içerisinde önemli ölçüde tamamlayarak teslim etme hedefiyle çalışıyoruz. Ayrıca, 1 milyon konut amaçlı arsa tahsisini de dâhil ettiğimizde Türkiye, 2 milyon 150 bin yeni, sağlam, güvenli ve konforlu konut inşa etmiş olacaktır.
● İnşa ettiğimiz sosyal konutlarla, 1999 öncesi yapılmış eski binaların dönüşümüyle ve yeni inşa edilen binaların denetimiyle; yüksek riskli alanlara öncelik vermek kaydıyla 2035 yılına kadar ülkemizde afetlere dirençsiz tek bir sağlıksız yapı, tek bir çöküntü alanı kalmayacak şekilde çalışmalarımızı yürüteceğiz.