Başbakan Erdoğan’ın kongre konuşması dışarıda da ciddi anlamda takip edildi. Öncelikle karşımızda sadece bir Türkiye lideri değil, bir dünya lideri vardı. Dışarıdan gelecek baskılara ve terörle ‘içe dönük’ bir Türkiye yaratmak isteyen büyük güçlerin rahatsızlığına rağmen Erdoğan; Türkiye’nin vizyonunu, 2023’teki, hatta 2071’deki muhteşem hedefini açıklarken herkesi yeniden şaşırttı.
Türkiye’nin içeriye dönük projelerinin yanı sıra milli menfaat noktasında gördüğü Filistin, Karabağ ve Kuzey Kıbrıs’ı öncelik addettiğini ortaya koyarak, siyasi duruşunu bir kez daha teyit etmiş oldu. Hem İslam hem Türk coğrafyasına dönük hedeflerini dile getirmekle, dışarıdaki güçlere, özellikle ismini zikrettiği bölgelerle ilgili Rusya, İsrail ve Avrupa’ya da dolaylı mesaj vermiş oldu.
Başbakanın bu duruşunun ve siyasi özünün, Türkiye’yi içe dönük bir ülke olarak görmek isteyen devletleri rahatsız edeceğini görmek şimdiden mümkündür. Rusya, İsrail ve İran gibi önemli bölge devletlerin rahatsızlığının nedeni, Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin bu ülkelerin kamuoyunda bile ciddi anlamda etki yaratmasıdır.
Erdoğan bu konuşmasıyla felsefesinin ana hatlarını ortaya koymuş ve ufuk hattını çizmiş oldu. Başbakan Erdoğan beyanlarıyla hem dini hem de etnik Türk medeniyeti coğrafyasını, Türkiye’nin meselesi olarak gördüğünü teyit etmiş oldu. Özellikle Karabağ ve Kıbrıs konularını ele alarak hedef belirlemesi, Türk coğrafyasından vazgeçilmediğini, milliyetçi duygularla olaya baktığını belirtmesi, bu konuyla ilgili eleştiri adı altında yapılan spekülasyonlardan nemalanma kapısını da kapatmış oldu.
***
Başbakan Erdoğan, medeniyet coğrafyasına bu ciddiyetteki bağıyla, Türk siyasi tarihine farklı profil çizen bir lider olarak geçmektedir. Erdoğan’ın hedeflerinin özündeki en önemli mesele, Türkiye’nin artık başka bir Türkiye olduğunu göstermiş olmasıdır.
Birilerinin Türkiye’yi ısrarla sadece Ortadoğu endeksli bir devlet olarak görmek isteme cehdi, dolaylı olarak Türkiye’ye belli sınırların içinde bir duruş belirleme gayretinden başka bir şey değildir. Oysa Türkiye’nin etki coğrafyasının sınırlarını görmemek için kör olmak lazım.
Başbakan Erdoğan’ın bu kongrede Türk dünyasının ve her anlamda bu coğrafyanın sorunlarının öncelik olduğunu dile getirmesi ve ciddi siyasi haritasını ortaya koyması, küresel anlamda Türkiye’nin niyet ve hedeflerini belirlemiş oldu.
Kuzey Kıbrıs ve Azerbaycan’ın bir parçası olan Karabağ meselesinin kongre konuşma metninde yer alması ise bir takım sorulara cevap niteliği taşıyordu. Başbakanın 2023 ve 2071 hedefleri yalnız Türkiye’nin hedef sınırları değildir. Dünyanın entegre politikalarıyla medeniyetlerin birbirine geçtiği bir çağda, yeni bir çağın doğuşuna ve bu noktada Müslüman-Türk coğrafyasının her unsurunun rol üstleneceğine işarettir.
Başbakanın konuşma metni; coğrafyanın tamamına hitap eden bir konuşmaydı ve yalnız Türkiye içinde değil Türkiye’nin dışındaki Türkiye algısı içerisinde kendini gördüğünü, medeniyet kavramını benimsediğini ve coğrafyanın birlik ve beraberliğine hizmet ettiğini gösterdi. Dünya liderlerini analiz edersek, Başbakan Erdoğan’ın ufkun ötesinde hedef belirleyen liderlerden olduğunu görürüz. Tarih bize ufkun ötesinde hedef belirleyenlerin büyük güce dönüştüğünü zaten göstermiştir. Ufkun ötesinde başarı senaryosu yazabilenler, dünyanın şekline müdahil olabilir ve dünyanın rengine renk katabilirler.
AK Parti kongresindeki Erdoğan performansı, dünyanın dikkatle takip ettiği bir siyasi durum olmanın yanısıra siyasi tarihe geçecek bir liderin başarı öyküsünü ve bu başarının nedenlerini anlamaya çanak tuttu. Başarının kahramanı olan Erdoğan’ın yolunu, mefkuresini ve en önemlisi milletine vefa kavramını da beraberinde bir daha ortaya koymasına yardım etti. Bu konuşmayla Başbakan Erdoğan medeniyet coğrafyasına ve yeni dönem siyaset kavramına, ecdadın söylediği gibi ‘HAKKA karşı hayalı, HALKA karşı vefalı’ olmanın örneğini göstererek seslenmiş oldu. Bu seslenişle Yeni Dünya Düzeni portresine, Türkiye’nin vazgeçilmez güç olduğu mesajı verildi.
- Bu yazı STAR Gazetesi için kaleme alınmıştır.