Numarayı fark etmiş olmalısınız!
Hızla bir erken seçime yol alıyoruz. Ne "yüzde 60'lık blok" diyerek Ak Parti'yi bütün olasılıkların dışında bırakan eğilimler...
Ne tırpanlanmış ve kendisi olmaktan uzaklaşmış bir Ak Parti ile kurmayı tasarladıkları koalisyon seçenekleri var artık masada.
Bugün dünden daha anlaşılır bir tablo ile karşı karşıyayız. 8 Haziran sabahından Meclis Başkanlık seçimine kadar geçen dönemde, "Yenilmiş ve dönemi bitmiş bir Ak Parti" algısı oluşturanlar, bugün "Yüzde 41'i nasıl olur da istediğimiz çizgiye getirebiliriz" hesabındalar.
Anlaşılan o ki "Erken seçimde de aynı tablo çıkacak" söylemi ile bugünden seçmen eğilimlerine yön vermeyi hesap edenler, erken seçim sonrası için kolları sıvamış görünüyor.
Numarayı fark etmiş olmalısınız, derken sözü buraya getirmek istiyordum.
Sağdan soldan, yakından uzaktan 7 Haziran'dan bu yana yüksek perdeden dillendirilen "Ak Parti - CHP koalisyonu" bugün için gerçekleşmedi ama...
Ama..!
Gerçekten ama...
HDP eş Başkanı diyor ki "Ak Parti - CHP koalisyonu zorlanmalı." MHP lideri Devlet Bahçeli düne kadar "seçim" derken bugün tekrardan aynı koalisyon için "tarihi zorunluluk" ifadesi kullanıyor. Bunlara ilaveten Ak Parti kadrolarının bir kısmı da aynı görüşte ısrarlı!
Yani aması, önümüzdeki seçimde de aynı tablo çıksın ve Ak Parti ile CHP o zaman bir koalisyon kursun istiyorlar ve bugünden o yolun köşe taşlarını döşüyorlar.
Bir el (bu tabir nedeniyle bugünlerde kimi arkadaşlar son derece rahatsızlık duyuyorlar ama...) bize "Bu seçimde kurulamadı, önümüzdeki seçimden sonra Ak Parti - CHP koalisyonu kurulmalı" diyor.
Numara bu!
7 Haziran seçimleri sonrası kurulamayan "Büyük koalisyon" muhtemel erken seçimden sonra kurulsun istiyorlar.
İşte bu yüzden bize günlerdir "Anket sonuçlarına göre tablo değişmeyecek. İki partinin koalisyon kurması tarihi sorumluluk. Batı demokrasilerinde seçimden birinci ve ikinci çıkan partiler bir hafta gibi kısa bir sürede anlaşıp koalisyon kuruyor" vaazında, nasihatında bulunuyorlar.
Peki neden?
Regülatör Devlet Bahçeli
Neden ısrarla Ak Parti - CHP koalisyonu istiyorlar?
Gerçekten memleketin selameti için mi yoksa başka bir hesap mı var, ya da gerçekten bu formülden başka bir hükümet formülü yok mu?
Bu soruların cevabını bulabilmemiz için regülatöre bakmamız gerekir.
Regülatör, dengeleyici yani...
Hangi taraf lehine konuşursa o tarafın elini güçlendiren...
Lakin son tahlilde her tarafı bir dengede tutan.
Bugünlerde o regülatör MHP lideri Devlet Bahçeli'dir.
Ak Parti CHP koalisyonu dışındaki hükümet seçeneklerinin neredeyse tamamını boşa çıkaran hamleleri ondan gördük. Koltuk, başbakanlık tartışmalarını hatırlayın.
Hatta bazen CHP ve Ak Parti kurmaylarından bile daha çok bu iki partinin birlikte hükümet kurmasının altını çizen de Bahçeli'ydi.
Koalisyonun kurulamayacağı belli olup da tek seçenek seçim kalınca yine devreye girdi ve "Ak Parti - CHP koalisyonu için az da olsa ümit kırıntıları vardır" dedi.
Devlet Bahçeli, partisinin çıkarlarının çok ötesinde başka bir büyük hesabın peşinde diye düşünüyorum. MHP liderinin parti tabanının "iktidar beklentisi"ni bile hiçe sayarak aldığı kararlar ile büyük oyunun regülatörlerinden biri olarak devrede olduğunu düşünüyorum.
Zira hatırlayın, 2002 seçimlerinde büyük hezimete uğrayacağını bile bile seçim çağrısını yapan da Bahçeli idi..!
Tam da bu noktada ben size Bahçeli'nin 15 Temmuz 2002 "seçim" dediği basın toplantısındaki konuşmasının son cümlelerini hatırlatmak istiyorum.
"Milliyetçi Hareket Partisi, önümüzdeki nazik dönemde de ilkeli ve kararlı tutumunu sürdürecek ve Türkiye'nin bir hükümet krizi ve siyasi kaos ortamına sürüklenmemesi için sorumlu bir anlayışla hareket edecektir. Bugün siyasi partilerimize yaptığımız bu çağrı da böyle bir sorumlu anlayışın ifadesidir." (15 Temmuz 2002)
Ne çok bugünlerdeki söyleme benziyor öyle değil mi?
Yarın erken seçime Meclis inisiyatifi ile mi yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın inisiyatifi ile mi gideceğiz aşağı yukarı belli olacak.
Benim siyasetçilerden isteğim, kendi bireysel hesaplarınızı bırakın ve gelin seçim kararını Meclis'te siz alın..!