Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Ocak'ta AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı'nın ikincisinde, 17'si büyükşehir olmak üzere 48 ilin belediye başkan adaylarını açıkladı.
Adaylar teker teker sahneye çağırılırken, ilin milletvekilleri, parti yöneticileri de davet edildiler.
Birlikte fotoğraf çekildikten sonra Erdoğan'ın etrafında bir kümelenme, ayaküstü kısa bir sohbet oluyor ve sahne kapanıyor.
Dikkatimizi ne çekiyor?
Erdoğan'ın etrafında bir sevgi/saygı halesi oluşuyor. Sanki bir ailenin büyüğü etrafında toplanılmış. Belli ki Erdoğan çoğunu ismen tanıyor. Aralarında bir muhabbet var.
MHP lideri Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki muhabbet/saygı geniş bir aile oluşturuyor ve Cumhur İttifakı ailesi Türkiye Yüzyılı'nın yollarını açıyor.
31 Mart Yerel Seçimlerini, bu dayanışma ve muhabbet ailesi kazanacak.
Aday tanıtım toplantısındaki sahne, bana Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olmasının değerini ve önemini hatırlattı.
Düşününüz, eğer böyle olmasaydı şimdi AK Parti adayları bir dayanışma, bir ahenk ile tespit edilebilir miydi?
AK Parti'den ayrılan, ya da yolda bırakılan ve sonra da yüzde 1'lik partiler kuran vefasızlar takımını hatırlayınız.
Bugün güçleri yetmediği halde Erdoğan ile uğraşan bu siyasiler, Erdoğan AK Parti Genel Başkanı olmasaydı AK Parti'yi ne hale getirirlerdi?
İşte CHP'nin iki başlı hali. Kurultay'da seçilen Özgür Özel'e eş başkan muamelesi yapılıyor.
CHP, kıran kırana geçen pazarlıklar yüzünden adaylarını bir türlü açıklayamıyor. Bir daha aday gösterilmeyen başkanlar nasıl köpürüyor. Ne kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor.
Hele bir İstanbul'un ilçeleri açıklansın kavgaları görün.
AK Parti/Cumhur İttifakı ile CHP arasındaki farklar o kadar çok ki...
1. CHP'de laf ebeliği var. AK Parti karşılarına programla, projeyle, icraatla, vizyonla çıkıyor.
2. AK Parti kampanya dönemini, milletimizle muhabbetini yenileme zemini olarak değerlendiriyor.
3. AK Parti ve Cumhur İttifakı milletimizin değerlerine sahip çıkarak, milletimizin gösterdiği istikamette yürüyor. Milletimiz neyi uygun gördüyse, beklentileri neyse onu yapmanın, onu hayata geçirmenin derdinde.
CHP'nin, milletin değerleri ile bir derdi yok. Tek düşündükleri, PKK'nın partisi DEM Parti ile ne pahasına olursa olsun işbirliği yapmak...
Dün Yalova'daki konuşmasında Erdoğan bir daha hatırlattı:
"Ülkenin ve milletin aleyhine her işte CHP ve DEM birlikte hareket ediyor. Aynı şekilde ülkenin ve milletin lehine ne iş varsa hepsine de yine CHP ve DEM birlikte takoz koyuyor."
4. AK Parti iktidarı Türkiye'nin çehresini değiştiren hizmetleri yapıyor. Vatandaşa, 'oy yoksa hizmet de yok' diyenlerde ise kibir, halka tepeden bakma, şov yapma, böbürlenme var. Öyle ki İmamoğlu, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gerekirse bir elinde ayı bir elinde de güneşi tutar" gibi akıl almaz laflar ediyor.
5. CHP kendi içinde birbirini yerken, 6'lı masada can ciğer kuzu sarması oldukları İYİ Parti ile yaka paça kavgaya girerken, AK Parti ile MHP arasında onurlu bir dayanışma, saygılı bir duruş var.
Ankara'daki tanıtım toplantısında Erdoğan'ın sözü, Cumhur İttifakı tabanını elbette duygulandırmıştır:
"Partimizin adayları için nasıl gayret gösteriyorsak MHP adaylarını destekleyeceğimiz Manisa, Mersin, Bartın, Erzincan, Kars, Kırklareli, Osmaniye'de de aynı azim, şevk ve samimiyetle çalışacağız. Cumhur İttifakı'nda ayrım ayrı asla olmayacak."