Kasımda erken seçim ihtimali de ortadan kalkınca HDP, CHP'yi sıkıştırma hamlesini başlattı.
Eski HDP milletvekili PKK hamisi Ahmet Türk, HDP tabanının muhalefetten somut adımlar beklediğini söyledi. Kendilerini daha fazla oyalayamayacaklarını ihtar etti.
Gazete Duvar'dan Vecdi Erbay'a konuşan Ahmet Türk, muhalefete gözdağı verirken, "Kürtler kimsenin askeri değildir" dedi.
CHP sözcüsü Faik Öztrak, polise tokat atan DBPli Saliha Aydeniz'e tepki göstererek, "Kimsenin polisimize yumruk atması kabul edilemez." demişti.
Ahmet Türk buna, "CHP sözcüsünün yaptığı açıklama, halk arasında çok tartışıldı ve bir güvensizliğe neden oldu" tepkisini verdi.
CHP panikledi.
Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Mardin ziyareti kapsamında Ahmet Türk'ü evinde ziyaret etti.
Ahmet Türk, Kandil'deki terör ağalarının ültimatomunu iletir gibi konuşuyor.
PKK'lıların hapiste olmalarına ses çıkarmayan/çıkaramayan muhalefeti haşlıyor. "Korkaklığı bırakın" diyor.
"Şimdi on binlerce Kürt hapisteyken ve bu konuda muhalefet partileri tarafından ciddi bir şey yapılmazken, Kürtler niye güvensin onlara? Bu güvensizliği ortadan kaldıracak somut adımların atılması lazım"
Ahmet Türk, 6'lı masanın da eleştirisini yapıyor.
"6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar. Ancak iktidara geldiklerinde Türkiye'nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz. İktidar olduklarında Kürt sorununun çözümü konusunda CHP ile İYİ Parti ya da Demokrat Parti aynı mı düşünecek? Yüzde 13 oyu olan bir parti neden altılı masanın içinde yer almıyor? Resmiyetin dışında bazı şeyler konuşuluyordur, ancak resmiyetin dışında kalınca bazı şeyleri değiştirmek zordur. HDP'yle aralarındaki mesafeyi koruyorlar, peki kimden korkuyorlar? Mesele budur. Kürt halkı kimsenin askeri değildir."
Bu sözler Kandil'deki terör ağalarının tehditleridir.
Aynı zamanda Kürt siyasi hareketinin ve ona bağlı PKK terör örgütü ve HDP'nin nasıl köşeye sıkıştığının da ilanıdır.
HDP, "demokratikleşme" derken, vatanımızda önce federal bir Kürt devleti, sonra da Türkiye, İran, Irak ve Suriye'deki federal devletlerin birleşeceği "Büyük Kürdistan" hayali için, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefeti nasıl kullanacağının hesabını yapıyor...
Batı, Osmanlı'dan beri "Kürtçülük" hareketini Türkiye'nin parçalanması için kullanıyor.
Son olarak FETÖ hain darbe girişimi ile Güneydoğu'da bir terör devleti kurma hamlesi yaptılar. Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin binlerce TIR silah verdiği PYD/YPG bunun için sahneye sürüldü.
Giderek HDP'nin de CHP'nin de sıkıntısı artıyor.
Niye 6'lı masada bir sandalye de HDP için yok?
Niye HDP masanın altında mı, yanında mı diye istiskal ediliyor?
Muhalefet için de HDP için de gittikleri yok çıkmaz sokaktır.
TÜSİAD'ın HDP ziyareti, HDP'ye moral destektir. Muhalefete de ayar verme hamlesidir.
Washington, HDP'nin "Türkiye partisi" görüntüsünü çok önemsiyor.
Haçlı zihniyetini siyasetlerine yansıtan Batılı güçler, Cumhurbaşkanlığını seçimini bir Türk-Kürt iç savaşı için kullanmanın peşindedir.
Sünni-Alevi çatışması tezgâhlamak da aynı planların içindedir.
Yunanistan'ın artan provokasyon ve tahrikleri de aynı planın parçasıdır.
Türkiye içerden kaosa sürüklenmek istenirken dıştan da cendereye alınmak isteniyor.
Milletimizi endişelendirmek ve ümitsizliğe sevk etmek istiyorlar.
Şer cephesinin unuttuğu, Cumhur İttifakının gücüdür.
Unuttukları, milletimizin sağlam iradesidir.
Unuttukları, 15 Temmuz diriliş ruhumuz, milli savunma sanayii hamlelerimizdir...