Azerbaycan birkaç gündür, sanatçı Müjde Ar’ın Azerbaycan eğitimini tiye alan dandik diploma alma hevesini, daha doğrusu bu aşağılayıcı cümlesini konuşuyor. Hanımefendi ne demişti bunu bir hatırlayalım; “Benim üniversite diplomam yok. Üniversite ikiden terkim. Azerbaycan’dan dandik bir diploma alıp Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağım.” Bu cümleyi gazeteci, pardon “tetikçi” rolündeki gazeteci Ahmet Hakan’a Zaman Gazetesinde yayımlanan röportajında sarf ediyor.
Bu röportaj Azerbaycan’da rahatsızlık yaratırken, buna paralel olarak röportajı yapan Ahmet Hakan’ın 16.11.2008’de “Bakü’den geliyorum” yazısı da yeniden gündeme oturuyor. Azerbaycan Türkçesi’nden tutun da kadınlarına kadar aşağılayıcı tarzıyla kendini gazeteci zanneden bu arkadaşın, çiçeği burnundaki röportajında tekraren bu sefer Müjde Ar’ın ağzıyla hem de Zaman Gazetesinde Azerbaycan’ın eğitiminin aşağılanması pek manidar geldi bana.
Ahmet Hakan Bey’in Azerbaycan’ı küçümseyen küstahça tavrına değinmeyeceğim. Zaten İskele Sancak programından sonra geldiği nokta vahim bir vakadır. Lakin bir toplumu, onun değerleriyle birlikte aşağılayacak hakkı kendinde bulduğu için bayağı terbiye sahibi olduğunu herkese göstermiştir.
Gelelim dandik diplomayı hedef gösterip, eğitimsizlik dalgası geçilen Azerbaycan’a...
Hanımefendinin tarzından farklı olarak ben Azerbaycan Türk’ü olarak kültürüm ve eğitim çerçevesinde, kendisinden bahsedeceğim. Zira okumuş ve kültürlü bir halkın temsilcisiyim... Dostoyevski,Ostrovski, Hemingway, Balzac, Byron’dan Victor Hugo’ya uzanan edebiyat serüveniyle kucaklaşmış, bale ve opera kültürünü benimsemiş, ortalama bir vatandaşın muhakkak Bolşoy tiyatrosunda Çaykovski’nin eserlerini dinlemiş, aynı zamanda Necip Fazıl’ı, Yunus Emre’yi duymuş, Çehov’u okurken, Mehmet Akif’ten vazgeçmemiş ve ona hayran kalmış, Cemil Meriç’i anlamış, Fuzuli’yi, Nesimi’yi ruhunda taşımış, Somuncu Baba’dan Akşemseddin’e, Süleyman Şah’tan Kanuni’ye kadar uzanan mefkûrenin bayraktarlığını, Ahmet Hakan’ın 2008’deki yazısında dalga geçtiği ülküyü ve kızılelmayı hedef edinmiş, Geylani’den, İbn-i Arabi’den, Rabbani’den davayı ve yolu okumuş, öğrenmiş, lakin ruhunun gıdasını o büyük şahsiyetten, büyük Nebi’den Hazreti Peygamber’imizden idrak etmiş bir toplumun temsilcisi.
Gelelim Müjde Ar’a.
Müjde Ar, pek fazla Azerbaycan’da bilinmez. Mesela Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Nebahat Çehre gibi sevilmez...
Gördüğüm kadarıyla sevgilerimiz karşılıklıdır...
Eğitim önemli bir durumdur. Hele hele toplumda aydın olarak düşüncelerine başvurulan bireylerin, olağanüstü bilgi ve hikmet, kültür ve terbiye sahibi olması şarttır.
Bir sanat temsilcisinin, bir ülkenin eğitimiyle bu denli veya densiz dalgası, hanımefendinin kibarlık ve görgü derecesinin ölçüsü olsa gerek...
Hanımefendiye demekte fayda gördüğüm bir husus vardır. Hani diplomasına dandik dediğiniz Azerbaycan var ya, ne Ahmet Hakan’ın 2008’de yazdığı seviyesiz yazıda gösterildiği gibi hürmet modelinikapsar, ne de sizin dandik dediğiniz anlayışı özünde tutar. Bu dandik diploma dağıtan toplum var ya, her iki aileden birinde muhakkak müzik aleti kullanmanın eğitimini alan birkaç çocuk vardır. Hangi eve girerseniz girin, muhakkak piyano ve kütüphane göreceksiniz. İddia ediyorum; hanımefendi, dedemden babama, babamdan bana miras kalan kütüphanemizi görmüş olsaydı, değerlendirmesinin bu denli terbiye ölçüsüne muhakkak dikkat ederdi. Gerçi kendi ülkesinde, kendi insanının seçtiği Cumhurbaşkanı’na saygısızlık yapanın, başka topluma saygı duymasını beklemem de biraz saflık olurdu. Zira onun değer veremediği ADAM ERDOĞAN, adam anlayışından haberdar olanlar için önem arz eder. Tıpkı bizler gibi. Onun ve Ahmet Hakan’ın anlamadığını bizlerin anlaması tuhaf değildir. Çünkü altının değerini kuyumcu bilir. Sadece kitaplardan değil; milletin, derin geleneği, terbiyesi ve törelerinden, büyük medeniyetinin varlığından öğrenmiş olanlar anlar, milletin tercihine saygıyı...
Ve gelelim ZAMAN’a... Bu röportajın, bu gazetede yayınlanması hiç tesadüf değildir. Ahmet Hakan’ın 2008’deki yazısında sözü geçen dandik diploma muhabbetinin yeniden Müjde Ar’ın ağzıyla, tekraren gündeme gelmesine anlam vermek artık zor değildir... Azerbaycan’dan tonlarca ekmek yemiş Zaman’cıların değişen tavrına, Atalarımız en doğru tarifi vermiş; ekmeği dizinde demişler... Bizim kültürümüze göre ekmek Allah’ın rızkıdır ve nimettir. Ona ihanet Allah’a ihanettir...