Hemen belirteyim, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’la bir polemik içinde değilim. Ama FETÖ’nün kanlı 15 Temmuz darbe girişimine giden yolda, bu şahsı sorgulamamız gerekiyor. Önceki günkü yazımda da aldım, Ahmet Hakan 15 Temmuz’dan 7 ay önce 24 Aralık 2015’te, “Fethullah’ın yaptığına ‘darbe’ diyebilir miyiz?” başlığıyla şunları yazmış:
“17/25 Aralık olayı için ‘darbe’ diyemeyiz. Hatta ‘darbe girişimi’ bile diyemeyiz. Neden? Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için ‘silahlı güç’ şart. Oysa Fethullah’ın silahlı gücü falan yok. Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için ‘tank, top, jet’ falan şart. Oysa Fethullah’ın savcısı, yargıcı, polisi falan var ama tankı, topu, jeti yok...”
Bu satırları geçiştiremeyiz. 240 vatandaşımızın şehit olduğu, 2 bin vatandaşımızın yaralandığı, jetlerle, helikopterlerle masum insanların tanklarla ezildiği, kurşunlandığı, Meclis’in, Cumhurbaşkanlığının bombalandığı bir darbeden 7 ay önce Ahmet Hakan bu satırları neden yazıyor? FETÖ’yü aklamaya neden çalışıyor. Nasıl böylesine “Fethullah’ın savcısı, yargıcı, polisi falan var ama tankı, topu, jeti yok...” diyerek kesin konuşuyor? Neden FETÖ tehlikesini küçümsüyor? Bu tehlikeyi dikkatlerden uzak tutmaya çalışıyor?
Darbenin tek bir hedefi vardı, Erdoğan’ı öldürmek. Darbeden önceki hedef ise Erdoğan’ı siyaseten bitirmek, hapse attırmak, uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmaktı... 7 Şubat 2012 MİT krizi, 2013 Gezi olayları, 17/25 Aralık siyasi darbe teşebbüsü, MİT TIR’larının durdurulması, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçtirilmemesi, HDP’ye barajın aştırılması, Erdoğan’ı bitirme hedefinin kilometre taşlarıydı.
Ben bu kilometre taşlarında hem de Mehtap TV ve Zaman gazetesinde; “MİT müsteşarını tutuklamaya kalkan savcı, MOSSAD etkisinde olabilir”, “Gezi olayları, ‘Erdoğan gitsin, AK Parti kalsın planıdır”, “17/25 Aralık siyasi bir darbe teşebbüsüdür”, “MİT TIRları olayı ihanettir”, “Seçimlerde oyum AK Parti’ye” diye yazdım. Beni “itirafçı” olmakla suçlayan Ahmet Hakan, FETÖ’nün darbe teşebbüslerinde neler yazmış, buyurun okuyunuz:
“Bürokrasideki ‘Cemaatçi’ yapılanma” falan diyerek bir yere varılamaz, çünkü bunun da kanıtlanabilir bir tarafı yok. (16 Şubat 2012)
“MİT Müsteşarı’nızı teslim etmediniz özel yetkili savcılara...
MİT Müsteşarı’nıza kıyamıyorsunuz da generallerinize, gazetecilerinize, bilim insanlarınıza, siyasetçilerinize, belediye başkanlarınıza nasıl ve neden kıyıyorsunuz? MİT Müsteşarı’nızınki can da diğerleri patlıcan mı?” (20 Şubat 2012)
“Son tartışmalarda... Bazen “Cemaatçi” oldum. Çünkü: “Cemaat” daha tutarlı, daha istikamet sahibiydi. (23 Şubat 2012)
“Siz bakmayın iktidarın olayları sadece ‘lobi, dış mihrak, faiz, BBC, CNN, büyük oyun, müthiş mayıs, kışkırtma, polis, destan, hesap, CHP, sivil darbe, Menderes’ gibi sözcüklere abanarak izah etmesi çabasına...
‘Gezi’, sessiz ve derinden de olsa dönüştürücü bir rol oynamaya devam ediyor. (27 Haziran 2013)
“Yeni günah keçisi: Fethullah Gülen. Dün “irtica” bahanesiyle yapılan “salla gitsin” tarzı operasyon haberleri, bugün de Fethullah Gülen için yapılıyor. Azıcık aykırı giden kim varsa... Bir anda tıpkı ‘Fethullah Gülen ve cemaati’ne yaptıkları gibi yapıyorlar. Şeytanlaştırıyorlar yani.” (5 Nisan 2014)
“Silah sevkıyatını bile ele yüze bulaştırmak... ABD tornistan etti. Bizimki hâlâ yangına benzin dökmekle meşgul... Hâlâ TIR’lara yüklediği silahlarla sonu gelmeyecek olan savaşa cephane taşımaya çalışıyor. (2 Ocak 2014)
Bu yazılar 25 Aralık 2013’ten sonra... FETÖ’nün bütün darbe hamlelerinde, kumpaslarında, tezgâhlarında Ahmet Hakan desteği, kollaması, çanak tutma ve goygoyculuk var. Ahmet Hakan bunun hesabını vermek zorundadır...