Sorun ne?
Dünya kriz mi yaşıyor; yoksa derin yapısal sorunları barındıran bir buhran mı?
Ekonomik duruma kriz mantığı içerisinde bakarsak, çözüm modellerinin de ağırlıklı olarak mali politikalar (para ve vergi politikaları) olması beklenir. (Ki şu an dünya parasal politikalar uyguluyor)
Oysa haziran 2007'de konut kredi krizi (mortgage) ile başlayan ekonomik bunalımda, bugüne kadar 3 trilyon dolardan daha büyük bir parasal genişleme dünyamıza yetmedi.
Para bolluğuna boğulmuş bir dünya;
ama sorunları da artan bir dünya.
***
Küresel ekonomik sistemin krizden ziyade bir buhran yaşadığını kabullendiğimizde ise karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor.
İlginç olan küresel siyasetin ekonomik çıkmazı buhran olarak kabullenmek istememesi. Bu nedenle sorunlara ağırlıklı olarak merkez bankaları üzerinden para aracılığı çözüm aranıyor.
***
Dünyada 80'li yıllardan sonra hayata geçirilen Thatcherizm olarak bilinen para odaklı politikalar iflas ediyor.
Son 30 yıllık ekonomi politikasının temel bazı özelliklerini ve bugüne bırakmış olduğu sıkıntıları sıralayalım:
1-Para odaklı bir politika: Bugün artık ölçümlerin ortak birimi haline paranın gelmesi tesadüf değildir. Artık litre, metreküp, büyüklük gibi ölçümler yerine tek ölçü birimi işliyor; PARA.
2-Zenginlik odaklı politika: Ekonomik kalkınmanın özel sektör üzerinden ve büyük sermaye birikimlerinin teşviki ile gerçekleştirilmesi.
Birikmiş zenginlik bugün gelir dağılımını yeniden 29 buhranı veya dünya savaşları öncesine taşımıştır. Zengin ülkelerde dahi bir tarafta aç ve açlıktan ölen insanlar ile diğer tarafta jet sosyetelerin oluştuğu müthiş hayatlar.
3-Demografik bozulma: Servet hem az sayıda, hem de yaşlı insanlar elinde birikmiş ama karşılığında işsiz bir gençlik oluşturmuştur. Artık tüketecek ve genç nüfusa sahip ülkelere ihtiyaç artmıştır. (Arap baharı ve Kuzey Afrika'nın demografik özellikleri bir tesadüf değildir)
4-Finansallaşma: Reel üretimin yerine bankacılık üzerinden beslenen finansal üretimin çığ gibi büyümesi. Sanal zenginliklerin oluşmasında fon yönetim biçimlerinin beraberinde getirdiği dolandırıcılık, kandırma, aldatma, hile gibi üç kağıtçı sistemin ekonominin temeline oturması.
5-Ucuz üretim ( Çin etkisi): Bir tarafta artan zenginlik yaşanırken diğer tarafta ucuz işçiliğe dayalı bir üretim modelinin tüm dünyada hakim kabul görmesi.
Ucuz üretim diğer yandan zamanında ödenmeyen ücretler, örgütlenememe, grev haklarının kullanılamaması, kamu gücü ile baskılanması gibi sayılması sayfalar alacak sorunlar barındırmaktadır.
Küresel ekonomik buhranın temel sorunlarını mecburen kesmek zorunda kalıyorum. Çünkü bugün temel amacımız çözüme yönelik farklı bir yaklaşım getirmektir.
***
Genel olarak ekonomik buhranın içinde yaşanan kriz dalgalarına getirilen önerilerin çoğu maalesef buhranı derinleştirici adımlar oluyor.
Mesela;
Kamu borç krizi olarak 2010 yılından sonra ortaya çıkan kriz dalgası (1. dalga konut krizi idi) beraberinde para musluklarının açılmasını getirdi. Kamu eliyle zaten servetlerinin zirvesine varan özel sektöre para akıtılmaya başlandı.
Ve ardından ikinci kriz dalgası olarak devlet borçları sorunu ortaya çıktı. Kamu borçlarına önlem olarak bu sefer vergiler eşliğinde kemer sıkmalar önlemleri getirilmeye başlandı.
Şimdi bir düşünelim:
İlk kriz dalgasında zaten kural tanımaz hale gelmiş olan mali kesim merkezli özel sektör zenginliği desteklendi. Bankalara ve finansal kuruluşlara milyarlarca dolar akıtıldı. Oysa trilyonlarca dolara ulaşan kamu borçlarının alacaklısı kimdi?
Sanki trilyonlarca dolarlık borçların alacaklısı uzayda; görülmek istenmiyorlar.
İkinci adımda bu sefer kemer sıkma önlemleri geldi.
Bir tarafta on yıllardır artan gelir dağılımı bozukluğunun oluşturduğu adaletsizlik; diğer yanda sıkılan her kemerin daha fazla sıktığı alt gelir grupları ve her vergi artışının daha yüksek oranda yüklenildiği yine alt gelir grubu.
Kriz dalgalarını çözelim derken
Buhranı derinleştiren bir dünya
***
Bugün dünya derin sorunlar içerisinde çıkmazlar yaşıyor. Bu kadar derin krizlere rağmen temel sorunlara maalesef inilmiyor.
Ahlaksız bir ekonomik modelin yaşaması için hala para üzerinden suni teneffüs yapılmak isteniyor.
Maalesef dünya nasıl ki 29 buhranına çözüm lideri olan Franklin D. Roosevelt olmuşsa yeni bir öncü lider arıyor.
Ekonomiye ahlak getirecek lider arıyor.
Para yerine artık insan diyecek bir lider arıyor.