6'lı masanın gözbağcılığından biri de iktidar olurlarsa liyakati ve şeffaflığı esas alacaklarıydı.
Seçimleri kaybedince bunun yalan olduğunun en çarpıcı örneği neydi?
Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ'ın imzaladığı gizli protokoldü. Kılıçdaroğlu, Özdağ'a, İçişleri Bakanlığını, Milli Eğitim Bakanlığını, Kültür ve Turizm Bakanlığını ve MİT Başkanlığını veriyordu.
Ümit Özdağ, bir milli güvenlik sorunu olarak görülürken hangi liyakatine göre devlet parselleniyordu?
Nitekim 6'lı masanın öteki sakinleri açtı ağızlarını yumdu gözlerini.
HDP bile "Biz Kılıçdaroğlu için Özdağ'a bakanlıklar dağıtılsın diye mi çalıştık?" dedi...
Kılıçdaroğlu'nun bütün meselesinin ille de cumhurbaşkanı seçilmek olduğu, bunun için gözünü kararttığı, yüzde 1'lik partilere toplam 38 milletvekili bağışladığını da gördük.
Şeffaflık, liyakat, üfürükten tayyareydi...
Dün Akşener açıkladı, meğer Akşener'e, "Gelin aynı liste ile seçime girelim size 60 milletvekili verelim" bile demiş...
Bu hafta ortaya çıkan Perinaz Mahpeyker Yaman skandalı ise CHP tabanının, CHP fedaisi gazetecilerin gözünü fal taşı gibi açtı.
Perinaz Mahpeyker, daha önce AK Parti'den Batman Belediye Başkanı aday adayı olmuş. CHP'ye gelme arzusu iletilince Kılıçdaroğlu, "İşte tam aradığımız özellik, AK Parti'den bize geçiyor" diye sevinmiş.
28 Mayıs seçiminden 2 gün önce 26 Mayıs'ta Perinaz Mahpeyker'i, kadın ve aile politikaları konusunda çalışmalar yürütmek üzere genel başkan danışmanı olarak atamış.
Atamış ama bundan sonrası tam CHP tiyatrosu.
Perinaz Mahpeyker'in; daha önce sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu için "Yarın (Allah muhafaza) bu ülkede iç savaş çıkarsa, ülkeden ilk kaçanların başında Kemal Kılıçdaroğlu olur çünkü kanı bozuk" dediği ortaya çıkmış.
İlk olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem ve Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka "yalan" dediler.
Ancak Perinaz Mahpeyker Yaman'ın; danışman olarak atandığı tarihte, atanmasına ilişkin yazıyı sosyal medya hesabından paylaştığı, yerel gazetelere açıklama yaptığı ortaya çıkınca rezaletin boyutu büyüdü.
Kılıçdaroğlu açıklama yapma zorunda kaldı.
Böyle durumlarda Kılıçdaroğlu'nun bir mahareti var.
Kaş yapayım derken göz çıkarıyor.
Halk TV'den Fikret Bila'ya konuşan Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
"O günlerin koşullarında araştırma yapacak zamanım yoktu. Bu mesajlarını bilseydim elbette atamazdım. Bir arkadaşım tavsiye etti. 'AK Parti Kadın Kolları'nda çalışmış. Hayatın gerçeğini görmüş CHP'ye geçmek ve CHP için çalışmak istiyor' dediler. Batman'da desteği olan bir isim, bu ilde katkısı olur diye önerildi. Ben de o günlerde oradan oraya koşturuyorum. İncelemeye zamanım yoktu..."
Bir de diyorlar ki, "Kılıçdaroğlu neden seçim kaybediyor?"
Liderlik kumaşı bu...
Bilseydim atamazdım diyor.
Kabahat danışmanlarda diyor.
Arkadaş, senin nasıl danışmanların var?
Daha size neleri yutturdular acaba?
6'lı masada ne numaralar çevirttiler size?
Fakat ben yine de Kılıçdaroğlu'nun safa yattığını düşünüyorum.
Perinaz Mahpeyker'in dediklerinden haberi vardı.
Nasıl Ümit Özdağ'a, MİT Başkanlığının verilemeyeceğini bildiği halde vaatte bulunduysa, Perinaz Mahpeyker'le ilgili olarak da "önemli değil, yeter ki cumhurbaşkanı seçileyim" diye düşünmüştür...
Gazeteci Fatih Altaylı da bu skandala çok bozulmuş; "Bu kadar sorumsuz, bu kadar bilgisiz, bu kadar cahil... Cahil evet, başka bir açıklaması yok bunun." demiş.
Ah Perinaz Mahpeyker; yıktın perdeyi eyledin viran...