Sosyal medyada ‘Doğu’da o kadar yatırım yapıldı, karşılığı bu mu olmalıydı?’ türünden belki sitem amaçlı veya da kızgınlığı dile getiren düşüncelerin paylaşıldığı bir zamanda saat gecenin 01.23’ünde uzun ama anlamlı bir mesaj sosyal medyadaki bir hesabıma geldi. Mesajın hepsi alıp kopyalansa bir köşe yazısından daha uzundu. Ama her paragrafta ayrı bir anlam ve mesaj yüklüydü. Bu mesajdan yola çıkıp yorum mu yapmak yoksa mesajı tamamen paylaşmak mı amaca ulaşmayı daha etkili kılacaktı? Kanaatimce ikincisiydi.
İsim ve bazı özel bilgileri gizleyerek paylaşıyorum.
‘İyi akşamlar hocam. Rahatsız ediyorum kusura bakmayın ama çok dolmuş vaziyetteyim. Ak Partiye, başbakana ulaşmak asıl vaziyetimizi onlara anlatmak, Müslüman Kürt kardeşlerinin onlara ihanet etmediğini, etmeyeceğini defalarca söylemek isterdim ama maalesef il başkanlarımıza bunları ulaştırsak bile işlerini yaptıkları konusunda artık güvenimiz kalmadığından size yazmak istedim.Belki bir köşe yazınızda yer verir ya da parti içinde hatırı sayılır biri aracılığıyla büyüklerimizin kulaklarına bu genç kardeşinizin sesini duyurursunuz.’
‘Efendimizin (s.a.v) Veda hutbesinde verdiği öğütlere kulak verip asla ırkından utanmayan ama aynı zamanda bunu asla üstünlük vasfı olarak da görmeyen, Türk vatandaşı olmaktan, al bayrağımız altında yaşamaktan da sonsuz huzur duyan Kürt asıllı bir Türk vatandaşıyım.
Aslen Ağrılıyım ve … ikamet etmekteyim.’
‘Ama bugün içimde ayrı bir hüzün var. Bu satırları bile yaşlarla dolan gözlerimden zar zor görebildiğim kadarıyla yazabiliyorum. Maalesef bugün ülke olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz. İnanıyorum ki bu zorluklar en kısa zamanda geçecek çünkü bugün ihanetle suçlanan Doğulu Kürt kardeşleri Adalet ve Kalkınma Partisi için, Sayın Reisi Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan için semaya kaldırdığı ellerini Rabbim ömür verdikçe indirmeyecektir.’
‘Bugün bir Kürt olarak ihanetle suçlanmak, Müslümanlığımızla hesaba çekilip yadırganmak bizi tarifi edilmeyecek derece de üzmekte. Ama bu bize ithaf edilen bir lekeden ziyade, aynı yola baş koyduğumuz, gönül verdiklerimizin onlardan vazgeçip HDP gibi eli kanlı bir ihanet şebekesinin taraftarlığını yaptığımızı düşünüp bize gönül koyması ihtimalidir. Bu bizi her şeyden daha ziyade üzmektedir.’
‘Bunun için avazım çıktığı kadar haykırmak sesimi duyurmak istiyorum ama ne mümkün. Bugün bizler Doğuda Ak Partiliyim bile diyemiyoruz. Bugün bizler kendini Kürtlerin savunucusu, fedaileri olarak savunan HDP zihniyetinin baskısının zulmü altında ezildikçe eziliyoruz. Biz gidip oylarımızı kullanabilme şansını bile zor bulmuşken köylerimiz silahlılar tarafından basılmış halkımız sandığa gitmemeleri yönünde tehdit edilmiştir.’
‘Köylerin açılan sandıklarından çıkabilecek her bir Ak Parti oyları bu oyları atanlara kurşun olarak dönülecek denmişken kimler demokrasiden, özgürlükten ve bu seçimlerin adaletinden bahsedebilir? Bunlar bilinen şeyler değil midir? Ama bugün Ak Partili olup dost bildiklerimiz ile sosyal medyada "Bir kere daha Kürtlerin ihanetini gördük" derken biz artık kime dost olacağımızı bilemedik. Bizler Batıdaki kardeşlerimiz gibi şanslı olamadık.’
‘Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanıp sadece can ve namusumuz için endişelenme gereği duymadan göğsümüzü kabarta kabarta fikirlerimizi ifade edemedik. Evet, hocam biz korkuyoruz ama söyler misiniz Allah aşkına bizim yerimizde kim olsa korkmaz?’
‘Ben sandığa gidip oyunu kullanmış olsam da gidemeyenleri bu kadar anlarken Batıdaki kardeşlerimizin bizim ahvalimizi nasıl bu kadar unutabilmiş, Doğudaki kardeşleriyle empati kuramadan nasıl bütün bunları bize yıkabilmiştir? Bizler yıllarca aynı sudan içmiş, aynı Allah'a inanmış, aynı yoldan yürümüş, aynı partiye gönül vermişken bu nasıl bir yargısız infaz nasıl bir vicdansızlıktır?’
‘Yıllarca Kürt olduğumuz halde PKK taraftarlığı yapmamış, Kürt milliyetçiliğini dilimizin ucuna almamış asıl kudretin İslam milliyetçiliği olduğunu savunurken kendi halkımız olan faşist Kürtler tarafından hep iğnelenmiş olmamız bile bu kadar canımızı yakmazken kardeş bildiklerimizin bu ithamları canımızı nasıl yakar bilirler mi acaba?’
‘Bizler Müslüman Kürtler iki tarafa da yaranamadık, arada kalıp oradan oraya savrulduk hocam. Bir taraf bizi asimile olup aslını unutanlar olarak yadırgarken diğer taraf sevdiklerine ihanet edenler olarak suçlamakta.’
‘Bir yerlerde dile getirirseniz söyleyin hocam. Onlara ne kadar üzgün olduğumuzu, sadece kendi adımıza değil komşu ülkelerimiz ve tüm Müslüman ülkeler adına da aynı zamanda.
Söyleyin onlara hocam! bizler inanıyoruz ki bu günler geçecektir. Onlar hani kendilerini Ak Parti sevdalısı gören ama Efendimiz (s.a.v) Veda hutbesini bile idrak edemeyip daha ilk hezeyanda ırkçılık yapabilen, başkalarının Müslümanlığını sorgulayabilenler, evet onlar klavye kahramanlığı yaparken "ihanet eden Müslüman Kürtler olarak" itham edilen bizler, seccadelerimizi gözyaşlarımızla ıslatıp Rabbimize yakarmaktan, hatimlerimizi indirmekten ve dualarımızla semayı inletmekten vazgeçmeyeceğiz. Bugünler bizler için çok daha zor.
İnşallah her şey düzelecek, biz müsterihiz, çünkü biz inanıyoruz, Rabbimiz bizi zayi etmeyecektir.’
‘Her karanlık gecenin bir sabahı her kışın da baharı vardır. Ama önemli olan bu zor zamanlarda kardeşler olarak birbirimize sahip çıkıp, üzüntülerimizin acısını kardeş dediklerimizden çıkarmamış olabilseydik. Ama olsun onlar öyle bilsinler, ama siz söyleyin olur mu hocam? Büyüklerimiz bilsinler, ben ve benim gibi binlerce kardeşleri Kürtlerinde Müslüman âleminin de geleceğini onlarda görüyoruz ve görmeye de devam edeceğimiz. Dualarımız tüm inanlarla. Tüm bunları söyleyin olur mu hocam? Biz Müslüman Kürtler Ak Partiyi satmadık!’
Biraz uzun ama anlamlı ve üzerinde düşünülmesi gereken bir mesajdı. Dokunulmadan paylaşılmalıydı. Paylaşıldı.