Rizespor’da düşme korkusunun, Beşiktaş’ta liderliği ele geçirmenin ya da o olanağı yitirmenin vereceği gerginlik olabilirdi. Rize tam tersine, içinde bulunduğu zorluktan cesaret almıştı. Girişken ve özgüvenliydi. Kenarları, Ba’yı, Sosa’yı iyi kontrol ederek, üstüne hızlı hücumlar ekleyerek zorladı Beşiktaş’ı. Beşiktaş’ın ilk 11’inde 5, kulübesinde 2 sarı kart sınırında adamı vardı. Bir sonraki rakibin Bursa olduğunu akla getirdiğinizde Beşiktaş sakin bir mücadeleye neredeyse mecburdu. Ancak bunun tadını kaçırarak oynadılar. En önemli güçleri Olcay solda kayboldu, Gökhan sağda top gevelemekten yoruldu. Sosa da baskı görünce özellikle ilk yarıda çok top kaybı ile oynadı. Onlar yetersiz kalınca önde Ba’nın da etkisizleşmesi doğaldı. Beşiktaş ligin başlarında flaş takım haline gelirken, temel ilkesi coşkulu ve tempolu oynamaktı. Oysa Beşiktaş artık oyunu yavaşlatarak, rakibi rahatlatarak ve kaşınarak oynuyor!
Yavaşlığın Rizespor’a avantaj sağladığı açıktı. Beşiktaş’ın hızlanması, kendi alanındaki gereksiz yan paslardan vazgeçmesi, çabuk ve öne oynaması gerekti. İkinci yarıda biraz bunun arayışına girdiler ve Sosa’nın ilk zorlaması nefis bir gol bulmasını sağladı. Golle birlikte, hırçın Kıvanç da kırmızı görerek takımını on kişi bıraktı! Ve Beşiktaş bu kez savunmada ne denli cılız olduğunu kanıtlamaya kalkıştı ve hemen beraberlik golünü yedi. Bu golden az sonra da Koray, Motta’nın dizine vahşice taban koydu. Bu da tartışmasız kırmızı karttı. Rize dokuz kişi kaldı 65.dakikada! Beşiktaş’ın bundan sonra bile oyunu hızlandıramayışı eksik rakibinin kapanma olanağı bularak savunma kurmasına neden oldu.
Özetle, Beşiktaş’ın oyun aklı sahip olduğu gücü kullanmayı beceremeyecek kadar yetersizdi dün. Galibiyeti getiren penaltının da tartışılacak yanı yoktu.