Müslümanın bir duruşu, vakarı vardır. Bu sebeple Müslüman, kendisiyle ve inandığı değerlerle alay edilmesine izin vermemeli, alay edilecek duruş ve tavırlar sergilememelidir.
"Kişinin; konumuna uygun bir ciddiyet göstermesi, hafif meşrep olmaması, ağırbaşlı olma, temkinli davranma, mevki ve kişiliğin gereğini hakkıyla koruma" gibi manalara gelen vakar, maalesef bugün karaborsaya düşmüş değerlerimizden biri.
Vakar seçkin müminlerin özelliklerinden olduğu için Kur'an'ı Kerim'de "Rahman'ın öyle kulları vardır ki yeryüzünde tevazu ve vakarla yürürler." (Furkan-63) ayetiyle dikkatler buna çekilmiştir.
Tutum ve davranış şekillerinin iyi veya kötü diye nitelendirilmesi, yerine göre yapılır.
Örneğin; iş yerinde bir memurun ağırbaşlılığı vakar sayılırken aynı tavrı ailesi içinde bir babanın göstermesi yersiz bir kibirden başka bir şey olmaz.
Bir yetkilinin masası başındaki gösterdiği vakar övülmeye layıkken, aynı tavrı evinde sergilediğinde nahoş bir pozisyon oluşur. Aynı şekilde bir yetkilinin çoluk çocuğu arasında gösterdiği tevazu bir erdem olduğu halde, bu tavrını makamında göstermesi, tevazu değil otoritesini küçültücü bir hal olur.
Kısaca her şey yerinde ve zamanında iyidir. Yerinde ve zamanında yapılmayanlar ise alay konusu olabilir.
Bunları bana şu örnek hatırlattı. Sosyal medyada dolaşan ve bazı programlarda da alay konusu edilen bir videoda bir kişi, güya bir Müslümanın uyması gereken tuvalet adabını uygulamalı olarak anlatıyor. Bir tuvalet kapısı önünde, paçalar sıvanarak ve yere çömelerek yapılan bu uygulamalı anlatım doğal olarak alay konusu oluyor.
İnsanlara böyle bir eğitimin ya da bilginin verilmesi gerekir mi? Gerekebilir.
Ancak bu bilgiyi "günün modası sosyal medya" diyerek internet ortamında, hem de görüntülü olarak anlatmaya çalışırsanız ve bunu da dini anlatımlarla süslerseniz hem kendinizi hem inandığınız değerleri alay konusu haline getirirsiniz. Nitekim bu videoya yapılan yorumlar tam da bu minvalde.
Müslüman, akıllı olmalı. Neyi yaptığında nasıl tepkilerle karşılaşacağını iyi hesap edebilmeli. Meşhur bir söz vardır "Her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir." diye.
Başkaları bu görüntülerden daha da çirkinini sergilemiyor mu, diyebilirsiniz.
Dine mesafeli bir hayat tarzını benimseyenler bahse konu video ile kıyaslanmayacak kadar rezil görüntüler vermiyorlar mı, diye sorulabilir. Elbette.
Hatta bunların örnekleri o kadar çok ki burada anlatmaya imkân bile yok.
Peki, neden onlar değil de tuvalet adabıyla ilgili bir video alay konusu oluyor?
Çünkü öğrenciler karşısında verilmesi gereken bir bilgi, sosyal medyaya düşünce tam tersi bir reaksiyon alıyor.
Bir "Müslüman şahsiyetin" inşasında ve korunmasında vakarın kıymeti yadsınamaz.
Her türlü davranışa işlemesi gereken vakar; konuşma, gülme, yeme, içme, kılık-kıyafet, gibi birçok alanda görünür olmalıdır. İslam ahlakı ve şahsiyeti bunu gerektirir.
Vakar, özünde bütün tutum ve davranışlarımızın itidal üzere olmasıdır. İtidalden uzaklaşarak ifrat ya da tefrite kaçarsak vakardan söz etmemiz mümkün olmaz.
Müslüman uyanık olmalı. Neyi, nerede, nasıl yapacağını iyi hesap etmeli. Dinin ve ilmin izzet ve vakarını düşünmeli her şeyden önce.