Çıkan gürültü patırtıya bakılırsa Amazon Ormanları, yani dünyanın akciğerleri yok oluyor...
Ama yok öyle bir şey, merak etmeyin...
Taksim’de yol genişletme amacıyla Gezi Parkı’ndaki 15-20 ağaç kesilecek... (Bir rivayete göre 40-50 ağaç..)
Onun için arkadaşlar direniyor!...
Baştan söyleyeyim... Orada eyleme destek veren ve gerçekten doğa aşığı, duyarlı vatandaşları tenzih ediyorum... ( Aralarında samimiyetinden emin olduğum dostlarım da var.. Daha doğrusu vardı... Bazılarının orada ‘yeşillik’ olsun diye bulunmadıklarını anlayınca döndüler... )
Siyasi mesajlar yerine, ‘1 ağaca karşılık, bin ağaç fidanı’ tadında sloganlar atsalardı iyiydi...
Ama ne olursa olsun eylemde ‘ağaç’ boyutuna gelmek hayra alamettir...
Bunları yapmaya başladıysak, iyi yoldayız demektir...
Alkollü içki satışında düzenleme mi var?..
Al sana ‘İçki Eylemi’...
Emek Sineması mı yıkılıyor?...
Al sana ‘Emek Eylemi’...
Öpüşürken, koklaşırken biri mi uyardı?...
Al sana ‘Öpüşme Eylemi’...
Ağaç mı kesiliyor?...
Al sana ‘Ağaç Eylemi’...
Şunu demek istiyorum;
Vakti zamanında Avrupalılar, gelişmiş ülkeler için ‘bunlar kafayı yemiş’ derdik...
Zira biz o zamanlar fakir ama onurluyduk!...
Arada bir darbe ve muhtıralarla memleket coşar, ve biz her daim ekmek peşinde koşardık...
Yerli malı haftasıyla tasarruf yapardık...
Herifçioğlu öyle miydi?...
‘Kuş, balina, kaplumbağa, börtü böcek..vs, için eylem yaparlardı, ortalığı ayağa kaldırırlardı...
Biz de ‘Ulan biz ekmek peşindeyiz, heriflerin derdine bak!..’ deyip kızardık...
Ama bugün 20 ağaç için eylem yapabiliyoruz...
Çadırımız var, tuzumuz kuru, vaktimiz bol...
Sevinmek lazım, demek ki gelişmişiz!...
***
Ama kazın ayağı öyle değil işte...
Gezi Parkı ağaç falan bahane...
Eylemi fırsat bilip provokasyonlarla, çatışma ve kaos ortamı oluşturma çabasında olan güç, insiyatifi ele geçirmiş durumda...
Çakma bir fırtına ile iktidarı ‘Alabora’ edeceğini zanneden kaşalot provokatör, dün Twitter hesabından ‘Heberleri’ verdi zaten...
“Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı?... Hadi gel.. (direngeziparkı)..” diyor...
O kadarını anladık... Tabii ki mesele Gezi Parkı değil...
Eylemcileri kışkırtmak, galeyana getirmek için sosyal medyada ‘büyük baş aktörler’ çok çalıştılar!...
Twitter ve Facebook üzerinden çoğu yalan ve uydurma olan mesajlar gönderdiler...
Utanmadan, sıkılmadan, hayasızca ‘ölü ve yaralı sayısı artıyor’ dediler...
“Panzerler insanların üzerinden geçiyor, helikopterler havadan sıkıyor’ diye yalan söylediler... ( Bir F16’lar kalmıştı eyleme karıştırmadıkları!..)
Daha önce 1 Mayıs’da yaptıkları gibi montaj, kolaj fotoğrafları paylaştılar...
Zira amaç ne Gezi Parkı, ne de ağaç...
Bu arada “Gezi Parkı eylemleri dalga dalga yayılıyor” tadında manşetler atarak olayları köpürten Ergenekon sempatizanı medya da görevini yaptı, yapmaya da devam ediyor...
Sandıkla, seçimle bu işin olamayacağını gayet iyi biliyorlar... Ve, “ne pahasına olursa olsun bu iktidardan kurtulmalıyız” düşüncesinden vazgeçmiyorlar... Bunun için bir iç çatışmaya dahi razılar... Ülke ne kazanır ne kaybeder umurlarında bile değil...
Ve tabii ki bu fırsatı kaçırmayan CHP... Onlar da direniyor Taksim’de..
Ağaç nöbeti tutuyor tam kadro Silivri ekibiyle!...
Bazı CHP’li vekiller de twit atarak gazlıyorlar eylemi...
Aslında Gezi Parkı eylemi en çok CHP’ye yaradı, onlara cansuyu oldu...
Barış sürecinde tepetaklak olan, hiç bir proje üretemeyen ve parti içinde ılımlı Kemalistlerle, kökten Kemalistlerin çekiştiği şu dönemde Gezi Parkı eylemiyle rahat bir nefes aldılar...
Tabii ki 60 küsur yıldan beri halkın itibar etmediği CHP, ‘ağaç eylemiyle’ iktidara gelemez...,
Ağaca tırmanarak iktidarsızlık rahatsızlığı giderilmez!...
Giderilmez ama kaotik ortam, gerginlik ve çatışma zor durumdaki CHP’ye semptomatik tedavi olur...
Şimdilik sayı yeterli değil...
Cumhuriyet mitinglerini bir hatırlayın...Tandoğan 1,5 milyon, Gündoğdu 2 milyon.., Anıtkabir.., şu meydan bu meydan.., derken milyonlarca insan cumhuriyet için sokaklara dökülmüştü!..
Cumhuriyet hassasiyeti çok iyidi ama kafasız halk gitti yine AK Parti’ye oy verdi!...
Ve aklımızda kalan tek bir şey vardı.., tek bir soru
Baykal yüzerek Rodos’a varabilecek miydi?!...
Rodos neyse de... Ya Kemal abi, ‘ağaç eylemiyle iktidarı deviremezsem, ‘Manş’ı yüzerek geçerim!..’ derse?!...
Gerçi bir sorun olmaz... Zira, “Bizim orada ‘Kurbağalıdere’ye Manş derler..” deyip durumu kıvırabilir...
Kurbağa demişken, Kurbağalıdere’de kirlilikten kurbağa yaşamıyormuş artık...
Bir de ‘kurbağa eylemi’ yapılsa iyi mi olur acaba?!...