Son birkaç gün Hatay’daydım.
Unutmadan, başta Hatay valimiz Rahmi Doğan bey olmak üzere bölgeyi gezme imkanı bahşedip kolaylıklar sağlayan tüm yetkililere içtenlikle teşekkür ediyorum.
Hatay, Suriye’ye sınırı olan, iki gümrük kapısı bulunan ve en önemlisi de Zeytin Dalı harekâtının yapıldığı Afrin bölgesine mücavir ilimiz.
Hatay’ı ziyaret etmemin asıl sebebi Suriye’ye geçmek ve son durumu aynelyakin görmekti.
Afrin, Kürt nüfusun yoğun olduğu, arkasını emperyalist güçlere dayamış olan PYD/PKK’nın devletçilik oynayıp ülkemize terörist ihraç ettiği bölgeydi.
Gelinen son durum itibariyle de Türkiye’nin büyük devlet olduğunun cihana ispat edildiği bölge.
Emperyalizmin sömürüsü ile Türkiye’nin sağladığı özgürlük ve hizmet arasındaki farkın somutlaştığı bölge.
***
Her şeyden önce yapmamız gereken ilk tespit, bu harekat ile Afrin ve çevresine huzur ve istikrarın gelmiş olması ve bölge halkının mutluluğudur.
Fakat, Türkiye’nin çıkarı hepsinden daha önemlidir.
Teröristler Afrin’den Türkiye’ye sızarak Amanoslar’ı mesken ediniyor ve ülkemizdeki huzur ve güvenliği ihlal eden terör eylemlerinde bulunuyorlardı.
Zeytin Dalı harekatıyla bölgedeki terörün beli kırılmış ve terör eylemleri son bulmuştur. ‘Suriye’de ne işimiz var?’ diyenlerin önce bunu bilmesi gerekir. Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekatlarının da ülkemize ve insanımıza sunduğu ilk kazanç, terör belasını def etmek olmuştur.
Uluslararası boyutu ve etkileri ise ayrı bir konu.
***
Afrin ve çevresi, terör örgütünden arındırıldıktan sonra her yerleşim biriminde (7 ilçe), yine yerli Kürtlerden oluşan mahalli meclisler kurulmuş ve bölgenin bizzat sahipleri tarafından idare edilmesi sağlanmış.
Türkiye bu meclislere bir nevi danışmanlık yaparak katkı sağlamış/sağlıyor.
Afrin Mahalli Meclis Başkanı yerinde yoktu, vekili Muhammed Şeyh Reşid’i makamında ziyaret ettim. Orada verilen hizmetleri bizzat gördüm.
Terör örgütü bölgeye sızıp kim eylemler yapıyor ve halka zarar veriyordu. Bunun üzerine sızmaları önlemek için harekat bölgesinde yaşayanlara yeni kimlikler veriliyor. Bu kimlik olmadan hiç kimseye hiçbir hizmet verilmiyor.
Bombalı araçlarla terör eylemlerine karşı da yine meclisler bütün araçlara yeni plaka veriyor. Kimlik ve plaka verilen merkezleri yerinde gördük.
***
Ayrıca Türkiye’nin desteğiyle caddelere plaka tanıma sistemi ve yüzlercegüvenlik kamerası kurularak tedbir alınmış.
Afrin’e giriyorsunuz, bizim bir Anadolu kasabasından farksız şekilde herkes işinde gücünde, çarşı pazar hareketli, esnaf dükkanları açmış, insanlar sokaklarda hayatlarından memnun yaşıyorlar.
Tek beklentileri Türkiye himayesinin devam etmesi.
Çünkü o himaye sayesinde insana yaraşır şartlarda yaşıyorlar ve ihtiyaç duydukları hizmetleri sağlıklı bir şekilde alabiliyorlar.
Sağlık, eğitim, alt yapı, haberleşme ve ziraat gibi hemen her alanda Türkiye’nin danışmanlığı ve koordinesiyle huzura kavuşmuşlar.
***
PYD/PKK döneminde ezanların sustuğu, eğitime terör örgütü müfredatının hakim olduğu bölgede şimdi biri İmam Hatip olmak üzere 258 okul eğitim veriyor. Afrin’de birEğitim Fakültesi açılmış ve 120 öğrencisiyle faaliyette.
Bölgede bulunan 150 merkezde yıllık 60 bin ton zeytinyağı üretimi var. Yine Türkiye’nin yardımı ile üretici bu yağları doğrudan başka ülkelere ihraç ediyor ve emeğinin karşılığını alıyor.
PTT desteğini esirgememiş, sadece posta hizmeti değil Afrin, Cinderes ve Racül bölgelerinde banka hizmeti de vermeye başlamış.
Sanayi, ticaret ve ziraat odaları kurulmuş!
Tabii ki göze çarpan en dikkat çekici husus güvenlik tedbirleri. Yine Türkiye’nin danışmanlığında yerel polis teşkilatı kurulmuş, adım başı onları görüyorsunuz. Yollarda sadece mahalli polis değil aynı zamanda ağır silahlı Suriye Milli Ordusu timleri var. PYD/PKK ve diğer terör örgütlerine karşı teyakkuz halindeler.
Hatay notlarına devam edeceğim inşallah.