Bu ikinci karşılaşmamız
İlk karşılaşmamızda da anlaşamamıştık.
Hatırlı saydığı ekonomi müdürleri ile bir gün önce sohbetini gerçekleştirmişti ve ertesi gün o gazetelerde müthiş ceo geliyor haberleri ile manşetlere taşınmıştı.
Kader bu ya;
Haberlerin yayınlandığı o gün şirket merkezinin bulunduğu semtten ambülans sesleri gelmeye başladı. Bir gün önce hatırlı basın müdürlerine 'yeni eleman alımları planından' bahseden yeni ceo, haberin yayınlandığı gün şirketinden toplu işçi çıkartılıyordu.
Ekonomik kriz ortamında bir anda işini kaybedenler fenalık geçirmeye başlamıştı. Bayılanlar için ise ambülans sesleri şirket merkezinin olduğu sokakları inletiyordu. İşte o gün hatırsız ekonomi müdürü olarak müthiş -ceo-nun bu tutumuna -ne o- demek zorunda kalmıştım.
O günlerde şirketin kullandığı slogan "Vodafone ile anı yaşa" idi. İşten atılan yaklaşık 500 kişiye ise yatıştırıcı ilaç olarak passiflora içiriliyordu.
Kısaca Vodafonlular o gün "passiflora ile anı yaşamak" durumunda kalmıştı.
Vodafone ceo'su Serpil Timuray ile bu ikinci karşılamamız oluyor. Kendisine bir kez daha "ne o?" diye sormak durumunda kaldığım için inanın çok üzgünüm.
Ne kadar büyük risk aldığımın farkındayım.Geçmişte bu büyük sermaye oyunlarını yazdığımda işimi bile kaybetmiştim. Üç kuruşluk reklam parası maalesef medyada siyasi yorumlanan depremlerin kat be kat fazlası etkili oluyor. Oluyor da maalesef kimsenin de sesi çıkmıyor-çıkamıyor.
Büyük şirketlerin elinde müthiş bir silah var.
İnanın askerin-polisin elindeki silahtan çok daha etkili ve tesirli bir silah bu. Bir çok kişi siyasi güce, askeri güce karşı çıkıyor da, kapitalistlerin elindeki bu para gücüne karşı çıkamıyor.
Ve sermaye istediği şekilde meydanda ve medyada at koşturabiliyor.
Bunun örneğini son günlerde Tüpraş üzerinden yaşıyoruz. Sıradan ve muhtemelen bilgiye dayalı bir vergi incelemesine TÜSİAD bile hemen karşı bildiri yayınlıyor. Oysa TÜSİAD Mart 2013'de, yani dört ay önce akaryakıt kaçakçılığı ile mücadelede yöntem değişikliğine giden kanundan habersiz olamaz.
TÜSİAD kanun değişikliğini okumadan bildiri yayınlıyor diyemem- demek istemem.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Mart ayında daha ortada gezinenler yokken akaryakıt kaçakçılığında yeni bir mücadele sayfası açıyor; kanun yapıyor. Ama gelin görün ki TÜSİAD bu incelemeyi sadece bir ay öncesi gezinenlere bağlıyor.
Okuma-inceleme-irdeleme iradesi biraz daha geriye gitse ya; gerçeklerle yüzleşecekler oysa.
Yüzleşmek isteyen kim?
Şimdi benzer bir durum Vodafone sürecinde yaşıyoruz. İnanın sahadan epey geri kalmışım ve bende kaçırmışım. Fehmi Koru yazdı da haberim oldu.
Tamam ben sahada değilim de olayı kaçırdım; be kardeşim sahada olanların aklına hiç mi sormak gelmez.
Vodafonebirer gün ara ile iki önemli karar açıklıyor. İlk karar ile Avrupa birimlerini tek çatı altında topladığını bildiren şirket, Türkiye'yi de Afrika-Asya kıtası birliğine bağlıyor. Hemen ertesi günkü karar ile de Vodafone Türkiye ceo'su Serpil Timuray'ı Afrika-Ortadoğu Asya Pasifik Bölge Direktörü olarak atıyor.
Böylece Türkiye'deki Vodafone kullanıcıları artık Afrikalı, Ortadoğulu kullanıcı grubuna bağlanmış oluyor.
Bu haberi ekonomi medyasında bir manşet şu şekilde veriyor: "Vodafone'un Türk Kraliçesi". Bence bu manşeti tamamlamak gerekiyor. "Vodafone'un bölgedeki Türk Kraliçesi ana koltuğa oturdu". Hangi bölgelerin koltuğu bu?
Ortadoğo'nun
Asya'nın ve
Afrika'nın.
Olayın çok boyutu var. Bir kere sermaye üzerinden Türkiye'ye "siz artık AB ile bağlarınızı yavaş yavaş koparın" mı denilmek isteniyor. Taksim-Tahrik Meydanında başaramadığımızı Mısır'da Tahrir'de başardık; artık Türkiye de aynı alana-aynı potaya mı düşürülmek isteniyor. Ne dersiniz?
Türkiye üzerine İngiliz oyunları ne hikmetse artarak devam ediyor. The Economist "CHP'ye oy verin"; The Guardian'nın kışkırtıcı "Türk ordusu dibe vurdu" manşetleri üzerinden daha bir yıl bile geçmedi.
Somali'de İngilizlerin petrol isteğine karşı Türkiye'nin Somali Halkına yardım servisleri çakışıyor ve çatışıyor.
Türkiye'ye bölgesel kuşatma olarak uygulanan yaptırımların ekonomik alana sirayetinin bir işareti de böylece Vodafone'dan gelmiş oldu.
Ve bu işareti bölgesel başarı olarak sunan da maalesef yine bizim medya oldu. Ana kraliçemiz Afrikalı oldu da, biz de buna sevinir olduk.
Veya
Vodafone kullanıcıları bundan böyle Afrikalı mı oldu demeliyiz.