Sağlık Bakanlığı’nın aHaber’de yayınlanan ‘Deşifre’ programında sergilenen gerçekleri görünce denetlemeye aldığı‘su şirketleri’nin bazısı‘gayr-ı sıhhi şartlarda çalıştıkları’gerekçesiyle kapatılmıştı. Şaşırmıştım. Kapatılan şirketlerin büyük bölümü yeniden açıldı. Bu defa hiç şaşırmadım.
Nedenini aşağıda okuyacaksınız...
Gençler şişelenmiş suyun hayatımıza son 20 yıl içerisinde girdiğini, ondan önce hepimizin musluk suyu içtiğimizi bilmeyebilir. Fakat gerçek bu. Önce Fransızlar 1970’ler sonunda suyu şişeleyip‘Perrier’ve‘Evian’adıyla pazarladılar, onlardan yaklaşık on yıl sonra da plastik şişeler hayatımıza girdi.
Bir girdi, pir girdi. Artık hiçbirimiz musluk suyu içmiyoruz. Çayımızı bile evlerimize damacanayla giren suyla kaynatıyoruz. 20 yıl önce varolmayan‘ambalajlı su’sektörünü en hızla büyüyen ekonomik değer haline getiriyoruz.
Rakam istiyorsanız, işte size rakam: 2012 yılında Türkiye’deki su pazarı hacmi 10.3 milyar litreye ulaşacak, bu da sektördeki toplam ciroyu 3.6 milyar TL’ye çıkaracak. Sektörün temsilcisi derneğin verdiği bilgi bu. Pazar hacmi 2007 yılında 8.1 milyar litreydi oysa...‘Ambalajlı su sektörü’çok hızlı büyüyor. Damacana su pet şişeyle pazarlananın iki mislinden fazla bir hacim teşkil ediyor.
Konu ‘Deşifre’ ile gündeme gelip kapatma cezaları verildiğinde bir belgeseli yeniden izledim. ‘Atlas’ adlı ABD’li film şirketinin 2009 yılında hazırladığı ‘Tapped’ adlı belgeselde ABD için de yeni olan sektörle ilgili göz açıcı bilgiler yer alıyor. Dünya Bankası’na göre bütün dünyada 300 milyar dolarlık bir sektöre ulaşmış ambalajlı su; ABD’de 10 milyar doların üzerinde ciro yapılmaktaymış ve üç firma -bazen değişik markalar altında- ülke suyunu pazarlamaktaymış... Bilinen markalar bunlar: Nestle, Coca Cola ve Pepsi Cola...
1800’lerde çıkan bir yasayla, doğada varolan kaynak sularının kullanım hakkının, kim en kalın boruyu ilk takarsa ona ait olduğu belirlenmiş ABD’de... En zengin su kaynaklarına sahip Maine eyaletine ilk giren İsviçreli Nestle olmuş... Maine eyaletinde yaşayanlar bir ara 15 gün kuraklık çekmiş; Nestle o arada su çıkarmayı aralıksız sürdürmüş...
İzmir Şaşal suyu üzerinde Özel İdare ile Büyükşehir Belediyesi davalık olduğu için biliyoruz, Türkiye’de durum farklı: Kaynak suları yerel yönetimler tarafından ihaleyle kiralanıyor bizde...
Pet ve damacana içerisinde pazarlananların yüzde 40’ı aslında musluk suyuymuş ABD’de; belgesel öyle söylüyor... Sağlıkla ilgili her konuda titizlenen ve sürekli denetim yapılan bir ülke ABD; tek istisna ambalajlı su sektörü... Sektörle ilgili federal yasa yaygınlığın söz konusu olmadığı 1970-öncesi çıktığı için, sektörde merkezi denetim öngörülmemiş...
Ünlü bir firmanın satışa sunduğu suların herhangi bir kaynak suyuyla ilgili olmadığını, şişeler üzerinde yanıltıcı bilgiler verilse de damıtılmış suların şişelere konularak ‘kaynak suyuymuş gibi’ pazarlandığını ileri sürüyor ‘Tapped’ belgeseli...
Bizde tartışma tamamen suyun sağlıklı bir ortamda şişelenip şişelenmediği üzerinde yürütüldüğü için Amerikan belgeselinin esas üzerinde durduğu‘pet şişe’ve‘damacana’ile ilgili kimyasal verilere dayalı itirazlar hiç gündeme gelmiyor. İtibarlı bilim insanlarıyla etraflı görüşmeler yapmış belgeseli hazırlayanlar ve vardıkları sonuç müthiş ürkütücü...
Esas o konular üzerinde durulsa ve Sağlık Bakanlığı konunun o yönüyle ilgilenip durumu bizlere de açıklasa iyi olacak... Su içerken Bisphenol, Styrene, Phthaletes gibi kimyasal maddelerle haşır neşir oluyor muyuz, bilmek isterim. Prof. A. Rasim Küçükusta da olduğu iddiasında...
Sektör bayağı kârlı. Şişelenen kaynak suyunun musluktan alınanın 1900 misli fiyatla satışa sunulduğunu söylüyor belgesel; Nestle galonunu 6-10 cente mal edip 6 dolara satıyormuş...
Herhalde sağlık gerekçesiyle kapatılan şirketlerin kendilerini bir haftada yeniden devreye girebilecek hale getirmesinin sebebini de anlamışsınızdır...