Trabzonspor, Antalyaspor’u konuk ettiği karşılaşmaya her zamanki gibi oyuna sakin başladı!
Deplasmanların başarılı takımı Antalyaspor ilk yarının önemli bölümünde sahasına kapanıp arkadaki boşluklardan faydalanmak istedi.
Bu anlayış, ileri giderken zorlanan Trabzon’un işine yaradı. Yavaş çıktığı için arkada da boşluk bırakmayan Trabzonspor, az da olsa ilk yarıda üstün gibi görüldü. Paulo Henrique çok net iki pozisyonu gole çeviremedi. Zeki nefis bir vuruşla Antalyaspor’u öne geçirdi. Ancak buna rağmen Trabzonspor’da kıpırdama olmadı. Sonra Malouda penaltıdan beraberliği sağladı.
Nasılsa bir şekilde maç bitecek, sonunda ne çıkarsa bahtımıza diye oynanan futbol ikinci yarıda da devam etti. Yemin ediyorum 70’inci dakikaya kadar kendi halinde giden futbol, Polonyalı Adrian’ın oyuna girişiyle renklendi. Adrian oyuna dahil olduğu dakikada vurduğu topu kaleci zor çıkardı, attığı pas Olcan Adın tarafından az daha gole çeviriliyordu, yaptığı hücum kornerle kesildi. Oyun hızlandı. Trabzonspor daha iyi top yapmaya başladı ve bu baskı ikinci golü getirdi.
Sayın Mustafa Reşit Akçay; sahadakiler sana bir şey anlatıyor mu?
Her şeye rağmen Trabzonspor aldığı üç puanla ve ileriye umutla bakar şekilde devreyi kapattı.
Emre Güral “üstümde durun” diye yırtınıyor ve faydalı da oluyor.. Henrique’ye verilen şansı hak etmiyor mu?
Benim bildiğim futbolda, stoper topu geldiği tarafa doğru uzaklaştırır. Çünkü önünü görür ama arkasındaki pozisyondan haberi yoktur. Sol Bamba topu ceza sahasına indirerek Antalyaspor’a jeneriklik gol attırmıştır.
Mustafa hoca, Aykut Demir sol bek oynamaz madem, oynatıyorsun; sezon başında Olcan’ı niye sol bek oynattın? Aykut ve Zokara yan yana oynamaz; hele kendi sahanda hiç oynamaz.
Henrique’nin Trabzonspor’da oynama şansı bana göre yoktur.
Ve Adrian koltuk değneği (!) ile yürüse bile Trabzonspor’da oynamazsa Allah beni kahretsin.
Sevgili Mustafa Akçay, hadi yine susup içime atayım!