Geçtiğimiz hafta Çin Savunma Bakanlığı, Doğu Çin Denizi’nde Japonya ve Güney Kore ile aidiyet konusunda anlaşmazlıklar yaşanan bölgeyi, “hava savunma tanıma sahası” olarak ilan etti. Bu çerçevede C-20 ve S-30 savaş uçakları devriye yapmaya başladı.
Kısa adı ADIZ olan hava savunma tanıma sahası, esasen hiçbir uluslararası kurum tarafından düzenlenmiş bir uygulama değil, dolayısıyla uluslararası hukuk tarafından düzenlememiş bir konu; devletlerin ukdesinde. Kabaca, devletlerin toprak ve sularının üzerindeki sivil uçuşların, güvenlik amacıyla denetlenmesi, uçuş bilgi bölgesi oluşturulması demek, ancak aynı zamanda hava sahasının fiilen genişletilmesi anlamına geliyor, zira denetleme askeri uçaklarla yapılıyor. Yabancı sivil uçakların, ulusal hava saha sahasına girmeden kimliklerinin belirlenmesi, dolayısıyla bir tehdit söz konusuysa ona sınırların dışında müdahale edilmesi anlamına geliyor. ADIZ’ı Kanada, Hindistan, Japonya, Pakistan, Norveç, Birleşik Krallık, Tayvan, Güney Kore, Çin ve ABD uyguluyor. ABD, 1950’den beri Havai, Guam ve Alaska’da, Japonya da aynı tarihten itibaren Münhasır Ekonomik Bölge olarak ilan ettiği bölgede ADIZ uygulaması yapıyor. Ancak Japonya 2010 yılında sahayı batıya doğru 22 km genişletmiş ve Çin ile aralarındaki uzaklık 130 km’ye düştüğü gibi, Tayvan’ın ADIZ’ı ile de çakışmış, Tayvan hükümeti Japonya’ya teessüflerini bildirirken Çin kıyametleri koparmış.
***
Japonya’nın ADIZ’ında ABD uçaklarının da denetim faaliyetlerini artırmasıyla Çin 2013 Kasım’ında kendi sistemleriyle yürüyen yeni ADIZ ilan etti. Bu bölge, aidiyeti tartışmalı olan ama Japonya denetimindeki Senkaku adalarını içine aldı. Bu gelişmenin ardından meseleye, önce Socotra Kayalıkları nedeniyle Güney Kore, ardında da Tayvan ve Avustralya dâhil oldu; Çin’e genişlemeci ve düşmanca tavrı nedeniyle notalar verildi. Bu olaydan birkaç gün sonra ABD Guam’dan, yani kendi ADIZ’ından iki B-52 bombardıman uçağını havalandırdı, Çin’in de büyük bir tepki göstermediği ileri sürüldü. Oysa Çin, tüm ABD uçuşlarının izlendiğini ve gerektiğinde misliyle karşılık verileceğini bildirmişti.
Konu sivil havacılıkla ilgili olmasına rağmen giderek tırmandı, ABD ve Japonya Çin ADIZ’ını tanımadıklarını ilan ettiler. Sonunda Obama Çin’den Japonya’ya yönelik bir tavır gelirse, karşısında ABD askeri gücünü bulacağını açıkladı. Çin, madem ABD dünyada 20 kadar ülkeyi ADIZ uygulamasıyla koruma altına alıyor, biz neden yapmayalım mealinden karşılık verdi. Önümüzdeki hafta ABD Dışişleri Bakanı Japonya ve Güney Kore’ye bir ziyaret yapacak, muhtemelen görüşmelerin konusunu da ADIZ oluşturacak.
***
ABD’nin Çin’i hedefine koyan politikasının ulaştığı nokta, askeri caydırıcılık aşaması. ABD, sivil uçakların Çin nerede ve ne tür bilgi istiyorsa vermeleri konusunda bir uyarı yaparak, iki ülke arasındaki mücadeleyi havacılık sektöründen ve başka ülkelerin karışmasından uzak tuttuğunu, bunun askeri bir mücadele olduğunu ilan etmiş oldu.
İran’ın nükleer konusunda şeffaflaşmaya yanaşmasından sonra, tehlikeli ülkeler kategorisinde sadece Kuzey Kore’nin kaldığı da tam bu noktada hatırlatılmalı. Çin’in askeri olarak karadan ve denizden çevrelenmesinin söz konusu olduğu anlaşılıyor. Ancak bundan daha önemlisi, ABD’nin müttefiklerini korumak adına bölgedeki askeri varlığı giderek daha tehditkâr bir biçim alıyor. Bu durum, zamanında Japonya’nın burnunun dibinde, Pearl Harbor’da büyük bir askeri üs kurup burayı Japon hedefi haline getirmeye ve Japonlar saldırsın diye her türlü tahrikin yapılmasına benziyor.