CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün plan, proje ve algı operasyonlarına aleni destek veriyor. Buna “adalet” yürüyüşü de dâhil. FETÖ’ye CHP desteğinin, bir işbirliği olduğu konusunda ciddi irtibatlar, karineler var.
17/25 Aralık sürecindeki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları Zaman gazetesinden alınıp CHP Grup toplantılarında perdeye aktarıldı.
MİT TIRlarının durdurulması ihanetinde FETÖ ile aynı hedefte birleştiler: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uluslararası mahkemelerde yargılatmak…
Yerel seçimlerde FETÖ’cüler CHP ile birlikte çalıştı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, sonraki genel seçimlerde Erdoğan’a ve AK Parti’ye karşı yine kol kolaydılar.
7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce Cumhuriyet gazetesinde Can Dündar MİT TIRları ihanetinin düzmece belgelerini yayınladı. Eski Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni, sonra da CHP milletvekili ve genel başkan yardımcısı Enis Berberoğlu bu belgeleri iletme iddiası ile şu anda cezaevinde. Belgeleri kendisine Kılıçdaroğlu üzerinden Ekrem Dumanlı’nın verdiği iddiaları araştırılıyor.
Bitmedi. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ elebaşı F. Gülen, Pensilvanya’dan yaptığı ilk açıklamada darbe girişiminin AK Parti hükümetinin/Erdoğan’ın bir senaryosu olduğunu, “cemaati” tasfiye için plan yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu aylardır FETÖ’nün bu yalanını savunuyor; 15 Temmuz için “kontrollü darbe” diyor. Tam da F. Gülen’in istediği gibi…
CHP Genel Başkanı FETÖ yargılamalarını sulandırıyor, FETÖ ile mücadeleyi engellemeye çalışıyor. FETÖ’nün 15 Temmuz’da ortaya çıkan gerçek yüzünü saklamaya uğraşıyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu çabalarından biri de darbe girişiminin sivil elebaşı firari akademisyen Adil Öksüz’ü MİT ile irtibatlandırma hamlesi oldu.
Hatırlayacaksınız, 19 Eylül 2016’da CNN Türk'te canlı yayınlanan programda CHP Genel Başkanı şöyle konuşmuştu:
“Adil Öksüz'ü kim serbest bıraktı? Adil Öksüz'ün hâkimin önüne giden dosyasının içini kim boşalttı? Bu konuda ben, devletin o derin bilgisinden hesap sorarım. Kim bu Adil Öksüz, neden serbest bırakıldı ve neden yakalanmıyor? Benim bir cevabım var tabii ama şimdi söyleyemem…”
Yine Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında; "Adil Öksüz’ü ben açıkladım, daha kimi açıklayayım? Herkes kelepçelenirken onlara kelepçe vurulmadı. Neden? MİT yasasında bir değişiklik yapıldı 2014’te. Başbakanın emri ve talimatı olmadan hiçbir MİT görevlisi tutuklanamaz, gözaltına alınamaz. Adil Öksüz neden tutuklanmadı, neden gözaltına alınmadı?" ifadelerini kullanmıştı.
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar da, Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde, "Adil Öksüz MİT elemanı mıdır?" diye sormuştu. (MİT resmi bir açıklamayla gereken cevabı verdi.)
Geçen hafta Adil Öksüz’ün serbest bırakılması ile ilgili iddianame tamamlandı. Öksüz’ü serbest bırakılmasının nasıl bir FETÖ operasyonu olduğu, A. Öksüz’ün darbe girişiminin sivil elebaşı olduğu, ama bu bilginin Ankara İl Emniyet müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü tarafından yukarılara, hükümete iletilmediği ortaya çıktı. İşin içindeki hâkimlerin FETÖ’cülük iddiasıyla, birinin meslekten ihraç edildiğini, diğerinin tutuklandığı da biliyoruz.
Yani Kılıçdaroğlu’nun MİT’i ima ederek sorduğu bütün sorularının cevabının FETÖ ihaneti olduğu apaçık orta çıktı.
CHP Genel Başkanı bir açıklama yapmak zorunda…
Kılıçdaroğlu MİT’i hedef göstererek devlet kurumlarını dışarıya jurnalliyor, yabancı istihbarat servislerine malzeme temin ediyor ve milli güvenliğimize de zarar veriyor.
Şimdi fırsatını bulup Adil Öksüz Kılıçdaroğlu’nu arasa; “ben ‘Hocaefendi’nin dizi dibinde yetiştim. O nereye hizmet ederse ben de oraya ajanlık yaparım. CIA dururken neden MİT’e çalışayım?” dese, Kılıçdaroğlu ne cevap verecek?