İnsanlık adalete her zaman muhtaçtır. Adaletsizliğin arttığı dönemlerde ihtiyaç daha fazla hissedilir.
Günümüzde de hem ülkemiz içinde hem bölgede hem de dünyada adalete en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz.
Ülke içinde adalet arayışı kesintisiz sürüyor. Fertler ve topluluklar adalet ararken yönetim de bu arayışa çare bulabilmek için çalışmalar yapıyor. Bugüne kadar 9 yargı paketi hazırlayan hükümet hafta içinde 10. Yargı Paketini de açıkladı.
Ortadoğu'da, Asya'da, Afrika'da Amerika'da Avrupa'da adalet arayışları sürüyor.
Savaşlar, hak ihlalleri, işgaller, sürgünler, göç hep adalet arayışının tezahürleri.
Adalete bu denli ihtiyaç duyduğumuz günümüzde Tophane-i Âmire adalet temalı bir sergiye ev sahipliği yaptı.
Sergi aslında hüsn-ü hat sergisi ama tema olarak adalet tercih edilmiş ve adalet konulu hat eserleri sergilenmiş.
Salon olarak Fatih Sultan Mehmed Han döneminin top fabrikası olan Tophane-i Âmire seçilmiş isabetli de olmuş. Hem o dönemin ihtişamlı binasını görüyorsunuz hem de sergiyi.
Sergi tasarımı da ziyaretçiyi anında etkileyici bir formatta yapılmış.
Her eserin ustası/hattatının kısa hayat hikayesi ve hemen bitişiğinde adalet temalı bir eseri yer alıyor.
Eserler ışıklandırılmış bir çerçeve içinde Arapça metni ve altında Türkçe İngilizce tercümesi yer alıyor.
Sağdan gezmeye başlıyoruz. İlk eser 1986 doğumlu Seyit Ahmet Depeler'e ait.
Bakara Suresi'nin "Aranızda bir yazıcı adalette yazsın." mealindeki 282. ayetini yazmış.
Onu 1963 doğumlu Davut Bektaş'ın hattı takip ediyor. Nisa Suresi'nin, "Siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın." mealindeki 135. ayetini meşk etmiş.
Peşinden 1982 doğumlu Abdurrahman Depeler'in yazdığı Maide Suresi'nin, "Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi adaletsizliğe itmesin." mealindeki 8. ayetin hüsnü hattını görüyorsunuz.
Hemen sol tarafta Nihal Tezcan'ın altın zemin üzerine klasik tezhip gibi teknikler kullanılarak yaptığı bir istif görünüyor.
Devamında 1989 doğumlu Nadir Tatar'a ait yine Maide Suresi'nin, "Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hükmet. Şüphesiz Allah adil olanları sever." mealindeki 42. ayetin hüsn-ü hattını görüyoruz.
Hattatlar sadece Türkiye'den seçilmemiş. Mesela 1986 Endonezya doğumlu Shahryanshah Siracuddin'in "Söz söylediğiniz zaman adaletli olun." mealindeki Enam Suresinin 152. ayetini yazdığı hüsn-ü hattı görüyoruz.
Serginin en tecrübeli ismi sayacağımız 1953 doğumlu Savaş Çevik hocanın, "Deki rabbim adaleti emretti" mealindeki Araf Suresinin 29. Ayetini, onun yanı sıra 12 tezhip eseri ile "Hat, Kübizm ve Yeni Tasarımlar" başlıklı eserlerini görüyoruz.
Savaş Çevik hocanın eserlerini kendisi ikaz etmese desenli bir seramik zannedersiniz ama her birinde bir hat eseri gizlenmiş. Kendisi bu çalışma için, 'Bu yeni tasarım biçiminde renk tonları ile oynayarak ve bazen hiç valörleşmeye gitmeden tek bir renk ile çalışmalarım oldu.' diye açıklık getiriyor.
Sırada 1980 Şam doğumlu Sami Naddah'ın bir eseri var. "Yarattıklarımız arasında hakka götüren ve o yolda adil davranan bir topluluk da vardır." mealindeki Araf Suresi'nin 181. ayetini meşk etmiş.
1982 doğumlu Mustafa Parıldar'ın, "Aranızda adaletli olmam için emredildim." mealindeki Şuara Suresi'nin 15. ayetini, 1960 doğumlu Ali Toy'un, "Muhakkak ki Allah adaleti emreder." mealindeki Nahl suresinin 90. ayetini, 1981 Kerkük doğumlu Aydın Kızılyar'ın, "Adaleti emreden ve kendisi de dosdoğru yolda bulunan kimse bir olur mu?" mealindeki Nahl Suresinin 76. ayetini, serginin en genci olan 2009 doğumlu Arif Özdem'in, "Beraberlerinde kitap ve adalet terazisini de indirdik ki insanlar hakkaniyete uygun davransınlar." mealindeki Hadid Suresinin 25. Ayetini, 1965 doğumlu Tahsin Kurt'un , "İnsanlar arasında adil bir hüküm ver." mealindeki Sad Suresi'nin 26. Ayetini ve 1992 doğumlu İbrahim Sengül'ün, "Sulhu adaletle sağlayın." mealindeki Hucurat Suresinin 9. Ayetini meşk ettiklerini görüyoruz.
Sergiye mekânın atmosferi de yansıtılmış.
Ayetlerde adaleti vurgulayan kelime büyütülerek, tavandan sarkan yuvarlakların bir yüzüne yerleştirilmiş, arka yüzlerine de tezhip eserlerinden detaylar konmuş. Sergi daha etkileyici hale gelmiş.
Her biri ayrı bir sanat eseri olan bu hatların yanı sıra Gülsüm Güvercin'in dikdörtgen formda çok boyutlu zahriyesi, Ayşe Sayın, Halenur Bakkal, Selçen Belgin Balıkçı ve Simanur Uzuncihangir'in daire formunda zahriyeleri sergiye ayrı renk katmışlar.
(Zahriye, yazma kitaplarda genellikle temellük kaydının tezhipli olarak yer aldığı esas metnin başladığı yaprağın arka yüzüne verilen süsleme sanatının ismidir.)
Serginin küratörlüğünü benden iki sene önce Tokat İmam Hatip Lisesi'den mezun olan İbrahim Karaca ağabeyin gelini Yasemin Karaca'nın yaptığını öğrenmek de benim için bir sürpriz oldu.
Yasemin Karaca 12 hat 12 tezhip eseri sergilerken Albayrak hat takvimindeki izleği devam ettirdiklerinden; mevsimleri, ayları baz alarak, kapak eseriyle birlikte başlayan Ocak ayından Aralığa kadar süren bir hat eserleri diziliminden bahsediyor.
Albayrak ailesinin ikinci kuşağının kültür ve sanat alanında daha görünür olduğunu özellikle Mesud Albayrak beyin hüsn-ü hat tutkusunu ilgiyle ve beğeniyle takip ediyorum.
Kültürün toplumda etkin olmasını sadece devletten beklemek sorumluluktan kaçmak anlamına da gelir. Özellikle varlıklı kesimin kendi kültürüne yönelik projelere yatırım yapması fevkalade önemlidir.
Âdil-i Mutlak sergisi bu bağlamda güzel bir örnektir.
Sergiyi düzenleyen Albayrak ailesini tebrik ederim.
Sergide dikkatimi celbeden husus, ziyaretçilerin tamamına yakınının tesettürlü hanımlardan ve genç kızlardan teşekkül ediyor olmasıdır!
'Muhafazakar erkekler hangi güzelliklerin peşindeler acaba?' dedim kendi kendime!
13 hat eserinin ve tezhip sanatından örneklerin yer aldığı Albayrak 2025 Hat Eserleri Sergisi "Âdil-i Mutlak", 27 Ocak'a kadar sanatseverlerle buluşacaktı ancak artan ilgi sebebiyle süresi 9 Şubat'a kadar uzatılmış.
Tavsiye ederim.