Durun, hemen yazının başlığına bakarak hakaret etmeye ve beni vicdansızlıkla suçlamaya kalkışmayın!
Gözünüzü öfke bürümeden dikkatlice şu fotoğrafa bir bakın ve ne gördüğünüzü siz de nasıl bir duygu uyandırdığını söyleyin.
Mursi’nin direkteki afişinden de anlayacağınız üzerine Adeviye meydanından çekilmiş.
Eski bir fotoğraf filan değil, bu fotoğraf 15 Ağustos tarihli Le Monde gazetesinde yayınlandı.
İnsanlık Mısır’da can çekişirken bu fotoğrafta neyin nesi dalga mı geçiyorlar demeyin, buna sakinlikle nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
Şimdi yeniden soruyorum fotoğrafa baktığınızda ne gördünüz ve ne hissettiniz?
Ben kendi çapımda ufak çaplı bir anket yaptım ve ‘bu fotoğrafta ne görüyorsunuz?” diye sordum.
Adeviye meydanında galiba bir patlama olmuş, dediler. (Patlamanın ne zaman olduğunu sordular.)
Bir deprem mi olmuş, ne olmuş Adeviye’de, peki insanlar nereye kaçmış, dediler.
Enkaz görüyoruz dediler.
Moloz görüyoruz, dediler.
Sizin anlayacağınız Adeviye meydanındaki katliamdan başka her şeyi gördüler. Fotoğrafın kendilerinde nasıl bir duygu uyandırdığını sorduğumda, sadece yüzüme baktılar. Şimdi siz ‘peki gazete haberi moloz temizliği olarak mı vermiş?” diye soruyorsunuz değil mi? Hayır! Gazetenin haberinde Adeviye meydanında moloz temizliği yapıldığına dair bir ibare filan yok.
Mısır’da Adeviye meydanında bir şeyler olduğunu yazıyor.
Mısır polisinin İhvan yanlılarına karşı saldırdığını ve bunun üzerine İhvan’ın da kendi destekçilerini sokağa protestoya çağırdığını... Bir de İhvan’ın yapılan katliamı kınadığını satır aralarında geçiriyor.
Endişeye mahal yok anlayacağınız.
***
Mısır polisi ve İhvan arasında bir çatışma var, İhvan taraftarlarını protesto için sokağa çağırmış. Çatışma çıkmış. Çatışmadan geriye de fotoğrafta gördüğünüz bir enkaz kalmış anlayacağınız! Sisi’nin ‘temizlikçileri’ meydanı çarçabuk temizleyivermişler.
Kızmayın.
Çandarlı Halil Paşa’nın torunu da ‘temizlik’ yapıldığını yazmadı mı?
Hakkını yemeyelim. Mısır’da yaşananların ‘çapının da büyüklüğünün de” bilincinde olduğu için ‘Bu çaptaki bir harekâtın çok sayıda ölü ve yaralıya yol açmasının kaçınılmaz’ olduğunu yazarken ‘ölümler’ konusundaki sayıyı da ‘Müslüman Kardeşler 200, 300 ve hatta 600 ölüden söz ediyorlar’ diyerek parantezlemiş ‘bu satırlar yazıldığı sırada’ sözleriyle.
Kendisi gazetecilikte ‘duayen’ olduğu kadar profesyoneldir de.
Kapısı her yöne dönen cinsindendir, olası bir ‘eleştiriye’ karşı ‘höd’ diyecek sağlam argümanlara sahiptir her daim. Nitekim kaleme aldığı ‘Kahire’de kan: Peki sonrası?” başlıklı, baştan sona tutarsızlıklarla dolu yazısında da aynı durum söz konusu. Yazının başından sonuna kadar ‘temizlik’ deyip de tırnak içerisinde ‘katliam’ demesinin ‘kar da yürüyüp iz bırakmamaktan’ öteye başka bir anlam taşıdığına inanacak kadar saf olmadığımızı belirtmek isterim.
Çandarlı Halil Paşa’nın torunu bunu hep yapıyor çünkü. Misal, Reyhanlı katliamında hayatını kaybeden ‘46 canı’ “Ortadoğu politikasında ‘etkili aktör’ olmanın ‘kaçınılmaz maliyetlerinden biri’ olarak görmek gerekir” diye yazarken iki paragraf sonrasında ise ‘Buradan, sakın Suriye konusunda yanlış yapıldı. Türkiye, Suriye’den ve Ortadoğu’dan uzak durmalıydı” şeklindeki bozguncu ve Soğuk Savaş dönemi statükoculuğunu benimsediğim sonucu çıkmasın” sözleriyle muhteşem bir işgüzarlık gösteren ‘o’ndan başkası değil!
Ya bir iki paragraf sonrası ya da ‘tırnak’ içindeki sözlerini ertesi güne taşıyarak ‘ben öyle mi dedim aşağılıklar’ diyen yazılarını yazanda ‘o’ndan başkası değil.
Demokrasi dediğin ‘Hasan ağabeyin yazmadığı bir ülkeye’ gelmez. Demokrasi dediğin ‘her zaman hür seçimle gelmez bazen de darbeyle gelir!”
Demokrasi dediğin İslam’la bağdaşmaz İslam ve Demokrasi yan yana gelmez! Harekat ve çap büyükse ‘katliam boyutuna’ ulaşmış olabilir ‘katliam’da denebilir!
Öyle ya:
Mısır’da İhvan yanlıları ölüyor, insanlar değil!
Mısır’da Mursi’nin taraftarları ölüyor, siviller değil! Deftere yazıyormuş herkesi... Unutmayacakmış!
Beni de yaz Çandarlı Halil Paşa’nın torunu bir kenara ve sakın unutma! Ama şunu da unutma Mısır’da her geçen gün insanlık can çekişiyor ve insanlık haysiyetini yitirmemiş olanlarda KATLİAM diye haykırıyor. Orası Firavun’un olduğu kadar Musa’ların ülkesi ve Nil Musa’ları korumak için elbette bir yol açacaktır.
Nil kendi çocuklarını korurken Firavun’u boğacaktır.