Türksat 5A uydusu uzaya gönderildi 2021'de. Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Uzay Programını açıkladı. Akkuyu Nükleer Güç Santralinde 3. Reaktörün temeli atıldı.
49 ilde 299 orman yangını çıktı, söndürüldü. Batı Karadeniz'de sel ve heyelan yaşandı. Canlar kaybettik. Mağdur vatandaşların ihtiyaçları ilgili devlet kurumlarınca karşılandı, karşılanıyor.
Karadeniz'de 135 milyar metreküp daha doğalgaz bulundu. Ki geçen yıl da 405 milyar metreküp doğal gaz keşfedilmişti.
2020'de ayrıca Türk Akım doğal gaz boru hattı açıldı. 134 farklı dilde 4 milyondan fazla kitap ve 120 milyon makale ve raporla ülkenin en büyük kütüphanesi olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi açıldı. Bahar Kalkanı Askeri Harekatı yapıldı. Yassıada "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak ziyarete açıldı. 86 yıl sonra Ayasofya Camii cemaatiyle buluştu. Covid-19 yerli aşı çalışmaları yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yeni binasına taşındı.
Tüm bunlar olurken CHP, İyi Parti ve HDP'nin değişmez bir gündemi vardı:
"Cumhurbaşkanı adayımız kim olacak".
Hala öyle... Sosyal medya, konvansiyonel medya, kulisler, köşe yazıları, tartışma programları Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu ve Yavaş'a attığı çalımlarla, Akşener'in Kemal Beye attığı golle, HDP'nin ortaklarına koyduğu postayla meşgul.
2013 sonrası dışsal etkiyle oluşan "seni başkan yaptırmayacağız" koalisyonu birkaç kez sandığa beraber gitmesine rağmen hala gerekli uyumu, dengeyi, ahengi bulabilmiş değil. Ne siyasi-ideolojik, ne pratik-pragmatik makul, meşru yol ve yöntemleri var.
Tek dert CHP'deki HDP'lileşme, İP'teki ufalanma değil. Hatta 73 yaşındaki Kılıçdaroğlu'nun Tiktokçu, 66 yaşındaki Akşener'in Game of thrones'cu olması da göz ardı edilebilir pekala.
Asıl sorun HDP'nin -bu kez- otel lobilerinde gizli saklı görüşmek değil kamuoyu önünde "ilkeli birliktelik" yaşamak istemesi.
Dolayısıyla HDP/PKK'dan gelen ittifak şartlarını ulusalcı CHP'lilerle milliyetçi İyi Partililerin nasıl karşılayacağı meselesi yeni bir tartışma başlığı demek.
HDP ve İP'in oylarıyla başkan olan CHP'li İmamoğlu ile Yavaş'ın ismi üzerinde de uzlaşılamıyor üstelik. MHP'den ayrılıp İyi Parti'yi kuran Meral Akşener, 20 yıl MHP'de ülkücülük yaptıktan sonra HDP ve CHP oylarıyla Ankara'ya başkan seçilen Mansur Yavaş'ı silmiş görünüyor.
Niye? İyi Parti'den ayrıldıktan sonra Zafer Partisini kuran Ümit Özdağ'a salon tahsis etti diye.
Hırs, intikam, gözyaşı, ne ararsan var.
Tartışmalar bitecek gibi değil çünkü adaylarla hesaplar bir türlü uyuşmuyor, çelişkiler bitmiyor.
"Dostları" istese bile Kılıçdaroğlu Erdoğan karşısındaki rekorunu güncellemekten başka ne yapabilir?
Akşener hazır aday ama 2018'te boyunu ölçtürmüş, partisinden bile kısa çıkmıştı. Ne değişti? CHP verse de HDP tabanı oy vermez ona.
Mansur Yavaş'ın da Akşener'e rağmen ne İP'ten ne HDP'den oy alabilir.
Geriye kaldı İmamoğlu. Herkese göz kırpıp söz vermekte mahir olduğu görüldü ama göreve gelir gelmez binlerce işçiyi işten çıkardığı, beklenen yönetim becerisini gösteremediği için gün geçtikçe kendinden yiyor. AK Parti'nin yatırımlarını işletip İETT otobüslerini arızasız sefere çıkarabilseydi bile "başarılı" sayılacaktı. Beceremedi.
Adı anketlerde geçen aday adaylarının durumları böyle.
Bir de sanki böyle bir karmaşa yokmuş gibi "adayımızı belli etsek erkenden yıpratacaksınız değil mi" diyorlar parmak sallayıp.
İlahi!
20 yıldır iktidarda ve her türden saldırının altında olan Recep Tayyip Erdoğan karşısına çıkaracağınız aday üç vakte kadar yıpranacaksa, hiç çıkarmayın daha iyi!