Siyasi partilerin listeleri her seçimde tartışma yaratır. Parti teşkilatları hiç memnun olmazlar. Genel merkezlerin tercihleri ve teşkilatların talepleri uyuşmadığı için itirazlar gelir.
Siyasi partiler kanunumuz hep tartışıldı ve eleştirildi. Tabandan tepeye demokrasinin işlemesi için delege sistemi barajı aşan partilerde gündeme gelmedi. Küçük partilerin böyle bir problemi yok çünkü baraj altında kalacak bir parti eğer ideolojik bir yolculuğu yoksa tabeladan ibaret.
Bizde politikaya meraklı insanlar emeklerini garantiye almayı seviyorlar. Yaptıkları masrafın ve harcadıkları zamanın karşılığında milletvekili maaşı ve daha da önemlisi rahat emekliliği hak etmek istiyorlar. Şüphesiz istisnalar var. Hizmet etmeyi önceleyen idealist politikacılarımız az değil.
Cumhur İttifakı güvenlik merkezli bakışı önceleyen muhafazakâr-milliyetçi seçmene hitap ediyor. Yeniden Refah Partisi ve Hüda-Par bazı görüşleriyle ittifak seçmeninin tamamını yansıtmayabilir ancak bu partiler ittifakın temel politikalarını değiştirecek bir güce sahip değiller. Mecliste görüşlerini ifade edebilme imkânı bulmaları demokrasimiz açısından önemli olacak ve temsiliyet bağlamında katkı sağlayacaklardır.
Cumhur İttifakı bileşenleri çoğunlukla kendi amblemleriyle liste oluşturdular ve her parti kendi politikaları nispetinde oy alma fırsatını yakaladı.
Sosyal medyada Hukukçu Özlem Zengin'e dönük öfkeli tavırların dar bir çevrenin dışında karşılığı yok. Aksine mesleki formasyonu itibariyle donanımlı bir hukukçu ve siyasetçi. İçinde bulunduğu siyasi hareketin kapsayıcılığı ve tabandaki kadın kitlenin ağırlığı dikkate alınırsa siyasetteki baskın erkek-egemen anlayışa rağmen Özlem Zengin, partisine oy veren çoğunluğa hitap eden bir profile sahip. Özlem Zengin'in İstanbul'da 3. Bölgede 2. Sıradan aday yapılması partisinin hitap ettiği geniş kitlelerdeki karşılığı bakımından anlamlı.
Bu satırları Özlem Zengin'e sataşan bir öğretim üyesinin agresif dili üzerine yazmak zorunda kaldım. YRP ve Özlem Zengin üzerinden yaşanan tartışma, siyasetin kendi zemini içinde çözülebilir elbette. Ancak üniversitelerimizde ders vermek ve araştırma yapmakla mesul akademisyenlerin, sosyal bilimler temelinde analiz yapmak yerine beddua dilini kullanarak karşıtlarını cehenneme yollamaları ancak kişisel travmalarıyla izah edilebilir.
Millet İttifakı aday listeleri çok tepki aldı. Bu listelerde aday sıralamalarından ziyade ilkesel ayrılıklar öne çıktı.
Saadet, Deva ve Gelecek Partili isimlerin CHP listelerinden girmeleri oy getirmekten ziyade Kılıçdaroğlu'nu muhafazakâr seçmene yumuşatmak için gerçekleşti.
Sadullah Ergin'le ilgili TBMM zabıtlarını incelediğimde, CHP sıralarından yükselen sesler yenilir yutulur gibi değil. CHP'li Mustafa Balbay'ın tepkisi ise asla hafife alınmamalı. Ancak hedefe yalnızca Sadullah Ergin'in konması insafsızlık olur. CHP'nin birçok adayı siyasi geçmişi üzerinden tartışmanın göbeğinde.
Yeni CHP'nin bu ülkeye bakışı Altı Ok ilkelerinden çok uzak. İzmir İktisat Kongresi'nde Sırrı Süreyya Önder'le, Francis Fukuyama'yı konuşturan parti yönetimi bambaşka sularda yüzüyor.
HDP, Yeşil Sol Parti listesiyle seçime giriyor. Anayasa Mahkemesinde HDP kapanmaz ancak bazı partililere ceza gelirse ne olacak? Yeşil Sol Parti'de HDP'li siyasetçiler hangi oranda aday oldular belki tartışma konusu. HDP seçmenin Yeşil Sol Parti'ye peşkeş çekildiğini söyleyenler de az değil. Yeşiller hareketinin küresel arka planına Türkiye'ye bakışına dikkat çekmiştik bu köşede.
Önümüzdeki günlerde kesinleşecek listeler bazı tartışmaları bitirebilir ancak yeni CHP'nin liste karnavalı Muharrem İnce'yi gündemde tutacak görünüyor.