Ahlaksız bir kaset komplosuyla CHP’nin genel başkanlık koltuğuna oturtulan Kılıçdaroğlu’nun her tarafından kir ve hayasızlık akıyor.
Adamlık bahsinde yeri olan hiç kimsenin tasvip etmeyeceği bir üslubun sahibi olan Kılıçdaroğlu’nun bir kadın bakanımıza yönelik olarak sarf ettiği sözler hiçbir ahlak ve edep anlayışıyla bağdaşmıyor elbette.
Ama Kılıçdaroğlu’na çok yakışıyor.
Eskiler boşuna dememişler “Üslubu beyan ayniyle insan!” diye.
Bir insanın üslubu o insanın kendisinin nasıl biri olduğunu gösterir.
Kılıçdaroğlu’na anladığı dilden cevap verirken biz utanıyoruz ama herifçioğlunun zerre kadar utanması yok.
Ar-haya damarı çatlamış birine ne deseniz boş ama demeseniz de şirretliği artıyor. O yüzden onun şirretliği için onun anladığı üslupla cevap vermek gerektiğine inanıyorum.
***
Hanımefendiliğiyle ve asaletiyle tanınan-bilinen bir bakanımız için sarf ettiği o sözleri hayamızdan dolayı aktarmakta bile beis görürüz.
Ne söylediğini ve nasıl söylediğini herkes biliyor.
Benim diyeceğim o ki, aynı sözler aynı üslupla Bay Kemal’in eşi için söylenmiş olsaydı acaba ne hissederdi?
Bunda bir sakınca görüp görmediğini çıkıp açıklarsa biz de öğrenmiş oluruz onun ahlak ve namus anlayışını.
Kamuoyu kendisinden özür beklerken herifçioğlu kalkıp adamlıktan bi-nasip başka açıklamalara sarılıyor.
Neymiş, efendim, o sözler eski bir AK Partili bakana aitmiş!
Kendisi sadece o sözleri aktarmakla yetinmiş!
Neresinden bakarsanız bakın tam bir küçüklük örneği, tam bir zavallılık timsali!
Ahlak ve edep fukarası olunca insan başka gerekçelerin arkasına sığınır
böyle işte...
Ağzından lağım akıyor.
Ve ne hikmetse kendi partilileri bu sözlerini alkışlıyor...
Yazıklar olsun...
CHP’den birileri diyor ki: “Genel Başkanımız o kasıtla söylemedi, yanlış anlaşıldı.”
Bay Kemal CNN’de hiç de böyle demedi...
Maksadına dair hiçbir açıklamada bulunmadan sözlerinin arkasında olduğunu söyledi utanmazcasına...
Bu Bay Kemal değil midir kendi celladının önüne yatan, kendi celladına aşık olan ha söyler misiniz?
Kendi celladının önünde yatan, kendi celladına övgüler dizen birinden başka ne beklenir ki!
Ne haya beklenir, ne de onur!
Başbakanımız için de aynı grup toplantısında, “Sorularıma adam gibi cevap ver!” diyebilecek kadar kendinden geçmiş ve ruh sağlığı bozulmuş bir siyasi zavallı!
Tıpkı Pensilvanya’daki şeyhi gibi!
Adamlıktan yana kuşkusu olan başkasının adamlığını tartışma konusu yapar.
Yani herkesi kendisi gibi görür.
Kamuoyu genel başkanımızın da nasıl bir adam olduğunu bilir, Bay Kemal’in de...
Kamuoyuna gerek yok, Dersimliler bilir Bay Kemal’in nasıl kendi celladına aşık bir zavallı olduğunu...
Kendi atalarının ve akrabalarının üzerine haksız yere ölüm yağdıran bir katliamcı devlet partisinin o dönemdeki uygulamalarını Cumhuriyet’in asr-ı saadeti olarak takdis eden biridir Bay Kemal...
Böyle birinden ne beklenir ki sahiden?
O yüzden hiç kimse sakın bu edepten ve ahlaktan yoksun sözlerin Kılıçdaroğlu’na yakışmadığını söylemesin...
Bay Kemal kendisini ve partisini terörün yanında gösterenlere karşı da ağzını fena halde bozmuş.
“Namussuz ve şerefsizdirler!” türünden kendi kişiliğini yansıtan suçlamalarda bulunan Bay Kemal’in hakikaten ruh sağlığı bozulmuş!
Pensilvanya’daki çakma şeyhi gibi o da siyasi beddua seansları düzenliyor her grup toplantısında.
Kılıçdaroğlu CHP’sinin HDP’lileştirildiği ve Kandil’in yedeğine koşulduğu iddiasında bulunanlardan biri olarak diyorum ki kem söz sahibine aittir.
Terör devleti Suriye’ye, terör örgütleri olan PKK-PYD-YPG’ye, DHKP-C başta olmak üzere sol terör örgütleri mensuplarına ve FETÖ’ye nasıl hamilik yaptığı bilinen Kılıçdaroğlu’nun namus ve şeref bahsinde konuşuyor olması tam bir ironi.
PKK’ye karşı sürdürülen haklı terörle mücadeleyi “Kürt halkına yönelik katliam” olarak takdim eden sanki kendi partisinin milletvekilleri değilmiş gibi konuşması da nasıl bir gerçeği ters yüz ettiğinin ispatı.
Özür dilemek erdemli adamların tavrıdır.
Adamlık da, erdemlilik de herkese nasip olmaz.
Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir adam olup olmadığına varın siz karar verin diyorum.