Hayırlı olsun. Tarihi öneme sahip bir seçim çok şükür güzel bir neticeyle neticelendi. Türkiye demokrasisinin ne kadar gelişkin, vatandaşların ülkelerine sahip çıkma ve geleceği belirlemede ne kadar etkin olduğu, seçimlerin ise güvenli ve şeffaf şekilde yapıldığı bir kez daha görüldü.
Yeni sistemin ilk seçimi olması hasebiyle çok fazla bilinmez vardı, çoğu şey öngörülemiyordu ama “altın oran” 43 milyon seçmenin ferasetiyle bir kez daha kendiliğinden oluştu. Şöyle ki:
- Seçimlerin galibi hiç tartışmasız, pürü pak şekilde Tayyip Erdoğan’dır… Muharrem İnce’nin dışarıya sızan bir özel mesajında ifade ettiği gibi “Adam kazandı”.
- Erdoğan’ın kazanması diğer adayların kazanmasından çok farklı… Çünkü Erdoğan kazanınca Türkiye kazanıyor. Atılımlarını sürdürüyor, hayallerini, hedeflerini gerçek kılabiliyor. 2023’e 2051’e, 2071’e ve daha ötesine doğru yol alıyor. Terör örgütleri, terör devletleri, küresel çeteler kaybediyor. Türkiye bağımsızlaşıyor, güçleniyor.
- Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ı kendine bir kez daha başkan yaptı.
- Seçmen, 16 Nisan 2017’de yüzde 51,41 evet oyuyla kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağlamasını Cumhur İttifakına verdiği yüzde 60,6 oyla yaptı.
- Halk yeni sistemin mevcut sisteme sorunsuz şekilde adapte edilmesi ve işletilmesi görevini Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı partilerine verdi.
- Erdoğan ve AK Parti karşıtlarının -dışarıdan FETÖ ve PKK firarilerinin de güçlü desteğiyle- yürüttüğü “TAMAM” kampanyası kelimenin tam anlamıyla başlarına geçti. Millet, Erdoğan, AK Parti ve MHP’ye “DEVAM” derken, karşı ittifaktaki her partinin liderine de ayrıca “TAMAM” dedi, yani “çekilebilirsiniz”.
- Şu da netleşti: Seçmen ittifakı çatısı altında birleşen CHP, İP, SP ve DP’ye itimat etmedi, “parlamenter sisteme geri döneceğiz” vaatlerini reddetti.
- AK Parti’nin oyunun Erdoğan’ın gerisinde olduğu biliniyordu ama 7 Haziran seviyesine kadar gerilemesi beklenmiyordu. Erdoğan’ın partinin başına geçtiği günden beridir hasarı gidermek ve yeniden ateşlemek için ciddi uğraş vermesine rağmen üstelik.
- Bu oranda Erdoğan’ı destekleyen ama parti konusunda tereddüt yaşayanların tercihi belirleyici oldu. Cumhur İttifakı içinde kalacağı bilgisi ve rahatlığıyla MHP’ye gitti o oylar çoğunlukla.
- MHP oransal anlamda 1 Kasım seviyesinde ama İP’e kaptırdığı oyu CHP, SP ve AK Parti’den aldığı da anlaşılıyor. Bahçeli’nin partisine başarılı liderlik yaptığı ise aşikar.
- CHP’nin terörle nasıl mücadele edeceğini seçim beyannamesinde ilan etmemesi, bilakis Kürtlerin anlamlı bir oranda oyunu geri çektiği HDP’ye arka çıkarak Meclis’e taşımasının cevabı CHP ve diğer bileşenlerin düşen oylarında açıkça görüldü.
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce yarışı kaybetti ama bu sayede siyaset sahnesine hızlandırılmış bir giriş yapmış oldu. CHP genel başkanlığı için başladığı yarışta parkur değiştirmek İnce’ye yaradı. Bu sayede Kılıçdaroğlu’nun kurultay salonlarında kurduğu kıskacı kırabildi ve meydanlarda tabanla buluşabildi İnce.
- CHP yüzde 22,6’ya gerilerken yüzde 30 alan İnce genel başkanlık için artık güçlü bir aday. Lakin Kılıçdaroğlu’na sadık delege İnce’yi seçer mi, muhal. Önümüzdeki günler hatta aylar CHP içi tartışmalarla geçecek görünüyor.
- Hendek terörüne verdiği destek dolayısıyla cezalandırılan ve oyları 2011 öncesine yani yüzde 6 seviyesine çekilen HDP Meclis’e CHP sayesinde girdi. Bir anlamda CHP’nin TBMM’ye açtığı tünelden yani...
- Demirtaş’ın HDP’den az, İnce’nin CHP’den çok oy almasının sebebi partiler arası çapraz ilişkiler. CHP de SP oylarıyla fazladan 11 vekil aldı. Bagajlar taşıyana yük mü, göreceğiz.
- Kılıçdaroğlu’nun tek başarısı ise CHP’yi küçültüp HDP’yi şişirerek baraj aşırtmak oldu. Siyasi hesabı ayrı ama şehitlerin vebalinin CHP boynuna asıldığı kesin.