27 Mart 1994 mahalli seçimleri Tayyip Erdoğan'ın İstanbul, Melih Gökçek'in ise Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarını kazandıkları bir seçimdi. Daha evvel herhangi bir belediyecilik hizmetiyle tanınmayan bu iki genç insan, Refah Partisi saflarında kazandıkları seçimle tüm dünyanın ilgisini çekmişlerdi. Zira hem Ankara hem İstanbul, tarihte ilk kez merkez sağ veya merkez sol olmayan bir parti tarafından kazanılıyordu.
Peki hangi şartlarda? Bu iki kentin nüfus profili, aldıkları göç dalgaları sonucu oldukça değişmişti. 1960 sonrası kentte yoğunlaşan Anadolu kimlikleri, şehre dair yeni taleplerini, özellikle adil gelir dağılımı, işsizlik ve yoksulluğa itiraz üzerinden gerçekleştiriyordu. Refah partisi adı üzerinde, olmayan toplumsal refahı talep ediyordu. Bu toplumsal gerçekçi talep, siyasal refleks olarak Refah Partisi'ni belediye seçimlerinde öne çıkarttı.
Hem Tayyip Bey hem Melih Bey, diğer Refah Partili belediye başkanlarıyla öylesine başarılı bir çalışkanlık sergilediler ki, ardından gelen tüm seçimleri kazanarak bugünlere geldiler... Tayyip Erdoğan, 1994'ten beri girdiği tüm seçimleri kazanmış bir lider. Onun partisi, ister Refah, ister Fazilet, isterse AK Parti olsun, 1994'ten beri tüm seçimleri kazanan parti…
***
Yeni bir mahalli seçim arefesindeyiz. 1994'ten bu yana, İstanbul'da da Ankara'da da fevkalade güzel hizmetler oldu. Alt yapısal sorunlar halledildi. Çocukluğumuzda Ankara'daki hava kirliliğinden ağızlara bandaj takarak gezilirdi, şimdinin Ankara'sıysa yemyeşil, tertemiz. İstanbul'da denizin altından işleyen metrolar ve karayoluyla her gün kıtalararası seyahat ediyoruz. Hemen her sokakta bilgi evleri, kültür sanat faaliyetleri devam ediyor.
Fakat dikkat! 1994'ten beri artarak devam eden bu hizmetleri, doğal gören bir nesil tarafından oylanacaksınız... Bizler gibi 94 öncesi su ve elektrik kesintilerinden, çöp dağlarından, hava kirliliğinden, tüp ve yağ kuyruklarından haberi olmayan bir nesil gidecek oy sandığına. Bu nesil, başı örtülü olduğu için bindiği otobüsten indirilmiş, okuldan, mesleğinden atılmış bir nesil de değil.
Biz daktiloyla yazardık, bir şehirden diğerine gitmek bile zordu bize, gurbetti. Şimdinin internet gençliği içinse, değil ülkesi, dünya bile çok küçük, korkutucu olmayan, uzağı kalmamış bir yer. Bütün bu yıllar içinde adım adım sağlanan konforları, kanıksamış bir nesille gireceğiz seçimlere. Şehirlere dair hizmetsel taleplerden ziyade genel talepler önde.
***
Adalet, 25 yıl aradan sonra, yeniden ilk sıradaki talep! Özellikle FETÖ davalarında haksız iftiralar ve ihbarlar sonucu hapse düşmüş, uzun süre hapis yattıktan sonra suçsuz bulunarak serbest bırakıldığı halde, yeniden iş bulamamış ve bu arada ailesi toplumdan dışlanmış kişilerin hikayeleri had safhada... Adalet konusunda, yeni zenginlerin lüks tüketimi pervasızca sergilediği haller de ayrıca büyük tepki topluyor. Ve hak etmediği ve yeterliliği olmadığı halde akademik kariyer elde eden kişiler de tepki çekiyor. Ve gökdelenler, çevreninrant üzerinden dizayn ediliyor izlenimi... Hasılı, adalet konusuna dikkat etmek gerek!