Dinimizin en temel ilkesi adalet olsa gerektir.
Bunun için cihat edilir.
Adalet, aslında Allah'ın rahmetidir.
Adalet duygusu, insanın içindeki İlahi parçacıklardan biridir.
İnsanın özünü oluşturan çekirdektir.
Kur'ân'a göre Allah mutlak ve hakiki adalet sahibidir.
Allah'ın isimlerinden biri de Adl'dir.
Adalet Esma'dandır.
Bugüne kadar insanlığın minnet duyduğu herkesin öncelikli vasfı adalettir.
Adalet üzerine bunun gibi milyonlarca cümle kurabiliriz.
Fakat Müslümanlar İslam'la mesafeli oldukları için, "tahta kafalı" oldukları için, İslam'la otantik bir ilişki, organik bir ilişki kurmadıkları için, bireysel hayatlarında ve toplumsal hayatta; bir Müslümanın taşıması gereken özelliklere ait listede adalet kavramı, bir türlü hak ettiği yeri kazanamıyor.
Doğal olarak kaybeden Müslümanlar oluyor.
Müslümanların bir türlü eleştirmeye cesaret edemedikleri modern zamanlar karsısında en sağlam tutamak; adalet kavramıdır. Olmalıdır.
Çünkü;
Müslümanlar mütekebbirleri ancak adalet kavramıyla silkeleyebilirler.
Bütün dünyada giderek yaygınlaşan zulmü gırtlağından sıkıp söndürmek istiyorsa Müslümanlar, adaletle düşünmek zorundalar.
Müslümanlar, adalet terazisinde tarttıkları, anladıkları, tartıştıkları ve adaleti muhafaza etme cehdine girişip de hakkını verdikleri zaman hükümferma şekilde dünyayla baş etmeye başlamışlardır diyebiliriz.
Şu haliyle, bizce Müslümanların birincil vazifesi adli/adaleti merkez yaparak, cümlelerini, amellerini, duruşlarını, ilişkilerini doğru bir hiyerarşiyle kurabilirler.
Ehem ve mühimi konumlandırabilirler.
Bir tivite şahit oldum, nevrim döndü, hayatım değişti.
Dünyanın saydırmadığım yeri kalmadı.
Müslümanlığımdan utandım, insanlığımdan utandım, meşguliyetlerimden utandım; kederlerimden bile utandım!
Kıymetini anlamadan yitirdiğimiz Teoman Duralı Hoca, mevcut dünyanın tomografisini çektiği "Çağdaş Küresel İngiliz Yahudi Medeniyeti" kitabında, "Eğer İslam'dan bir devlet düzeni çıkarabilecek olsak ve buna bir isim verecek olsak, olsa olsa bu isim 'adil düzen' olur." demektedir.
El hâk bütünüyle katılıyoruz.
Müslüman bu dünyada adaletli/adil düzeni kurmaya ceht etmedikçe, varoluş gayesine uzak kalmaya devam edecektir.
Pek tabi Teoman Duralı Hoca "adil düzen" derken meseleyi siyasi perspektiften nazara almıyor. O yüzden birileri bunu bir "siyasi görüş" merkezli dikkate almasınlar ya da almaya kalkmasınlar!
Dünyanın Müslümanlardan alacaklısı olduğu yegâne hak adalettir.
Yine, Müslümanların insanlığa ilk borcu adalettir.
Ortalama bir Müslümanın adalet üzerine iki saat söz söylemesindense dokunduğu her işe ve her ilişkiye adaletle hükmetmesi yeğdir. Ancak elbette ortalama bir Müslüman adalet denince söz de söyleyebilmelidir.
Oysa günümüzde adalet, dağ başlarında kalmış "kötücül ruhlu" kadınların ismidir.
Nevrimi döndüren tivite gelince; Gazze'de bir çöp konteynırından eşeği ile beraber yiyecek bulup, eşeğiyle aynı sofradan yer gibi yemeye çalışan sapan çocuklarının kanamasını durduracak olan ancak adalettir.
Karnını doyuracak olan adalettir
Evini barkını inşa edecek olan adalettir.
Fakat arkasıyla geriden, göbeğiyle önden yürüyen "hantal kafalı" Müslümanların, Gazzeli gençlerin cılız bedenlerinin üzerine yıktığı soğuk sorumluluktur adalet.
Yüreği engin, imanı kavi, bedeni cılız sapan çocukları; makûs zamanların ihtiyatıyla, aynı zayıflıkta cılızlaşmış eşeklerini bile kendilerinden ayrıt etmeden, çöp konteynırından müteşekkil sofralarını, "o da bir candır" düsturuyla adilane şekilde paylaşıyorlar.
Lüks arabası çizilmiş, tek taşı düşük karat, sofrasında yüz elli yerine yüz kırk çeşit olmasından şekvacı Müslümanlar, işte bu cılız bedenlerin zalim dünyayı dize getirmesini, kendi lükslerini bu cılız bedenlerin sağlamasını, ultra konforlu hayatlarını, eşeğiyle aynı çöp konteynerinde yiyecek arayan mazlum Gazzeli cılız gençlerin tahsis etmesini beklemektedirler. Ve dahi cılız eşeklerin...
Ve bu gaflet, bir samyelidir.
Ve biz, en önemli vasfının adalet olduğunu söylediğimiz çağlar üstü İslam'ın müntesipleri Müslümanlar, kendimizi de İslam'ın adalet mizanında tartmaya var mıyız?
Ciğeri yanmayan Müslümanı Allah adaleti gereği yakar!