Acun Ilıcalı’nın TV8 macerasında eleştiriler biraz çığırından çıkmaya başladı. Kaldırılan her program, işten çıkarılan her kişiden sonra kıyamet kopuyor. Her kanalda bir sürü program başlıyor, bitiyor, maalesef işten çıkarılan insanlar oluyor ama bu kadar gürültü kopmuyor. İşlerin bu noktaya gelmesinin sebebi aslında Telegol tartışmaları ve habere dair tüm birimlerin kapatılması.
Telegol seyredildiği algısı olan ve belki de TV8’in en fazla seyredilen programıydı. Aziz Yıldırım-Acun Ilıcalı dostluğu ve Telegol ekibinde Erman Toroğlu’nun olması nedeniyle dikkat çekti. Patronlar seyredilen bir programı da kaldırma hakkına sahiptir.
Sonuçta reyting ve reklam kaybedebilir ama bu kendisinin bileceği bir iştir. Diğer programlara gelince, “Aman bunu kaçırmayayım” denilecek kaç program vardı TV 8’de? İçlerinde iyi ve özenerek yapılan programlar da vardı ama biraz tanıtım eksikliği biraz az bilinen kanalda olmanın sonuçları bu oldu. İlk günden beri bu konuda endişelerini yazan, haber bülteni kaldırmanın doğru olmadığı inancını defalarca söyleyen biriyim.
Ancak kanal sahibi olmanın doğurduğu ve tüm kanal sahiplerinin kullandığı hakları Acun Ilıcalı kullanıyor diye kıyamet koparılmasını da anlamakta güçlük çekiyorum...
Rolex kime reklam verir?
Dünyanın en bilinen lüks saat markasıdır Rolex. Belki en iyi saat değildir ama en bilinenidir. Bu kadar bilinmesine rağmen Rolex televizyonlara reklam verir. Hiç dizi arasında görmedik diyebilirsiniz, haklısınız, göremezsiniz de... Rolex reklamlarını hedef kitlesinin seyrettiğini düşündüğü, bildiği, tematik kanallara verir. Bu aralar National Geographic’de var Rolex reklamları, yatçılık üzerine yayında olan tematik kanallarda da...
Bunu yazmamın sebebi televizyonculuğu sadece reyting üzerinden değerlendirme alışkanlığımız. Reyting önemlidir ama hedef kitle de en az reyting kadar önemlidir.
Bu ilişkiyi bilmeyen, anlamayanların reklam ve yayıncılık üzerine ahkam kesmeleri çok komik...
Vay be...
Muhteşem Yüzyıl’da elinde hiç silah olmayan 2 kişi, baştan aşağı silahlı 6 kişiyi birkaç dakika içinde öldürdü, çizik bile almadılar.
Yıllarca Cüneyt Arkın ile bu tür inandırıcı olmayan sahnelerden dolayı dalga geçmiştik. Demek ki tarih tekerrür edermiş. Demek ki Arkın’a çok haksızlık etmişiz.