BENİM çocukluğumda salçalı ekmek vardı. Sokakta akşama kadar oynar, acıkınca da eve koşardık. Eğer annemiz evde değilse komşu teyzenin evine. Birinden biri mutlaka evde olurdu nasıl olsa. Hemen ekmeğin üzerine salçalar sürülür tüm mahalle çocuklarına dağıtılırdı. Yemeklerde komşu hakkı vardı. Evde pişen yemekten mutlaka bir kap komşu hakkı ayrılır, yemek komşuya verildikten sonra oturulurdu sofraya. Evde tuz, şeker, ekmek bittiyse markete gidilmez komşu teyzeden istenirdi.
İşten yorgun argın geldiğinizde evinizde yemek yoksa “komşu ne yemeğin” var demeye kalmadan zaten komşu sofrayı hazırlamış sizi yemeğe çağırıyor olurdu. Mübarek günlerde mutlaka tüm mahalleye ekmek, helva, lokma, artık evde ne varsa paylaşacak, yapılır dağıtılırdı.
Ben çocukken “Göz Hakkı” vardı. Kapıya yardım istemeye gelen asla geri çevrilmez elde avuçta ne var, ne kadar yardım edilebiliyorsa mutlaka yardım edilirdi. Ben çocukken kredi kartı yoktu. Komşu azıcık paraya sıkıştım vardı” zaten siz lafın sonunu getirmeden “ ne kadar lazım” diye duyardınız cevabı. Ben çocukken benim evim değil bizim evimiz vardı. Gerçek zamanlı dünya istatistiklerini yayınlayan web sayfasından aldığım rakamları aktarmak istiyorum sizlere. 782.421.67 Dünyada aç insan sayısı, 1.618.541.412 Dünyada aşırı kilolu insan sayısı. Tüm dünyada; kilolu insanların sayısı, aç insanların sayılarının neredeyse iki katı. Sadece Amerika Birleşik Devletlerinde bir gün içerisinde kilo kaybetmek için harcanan para miktarı 172 milyon dolar. Yine Amerika’da obezitenin sağlığa maliyeti yıllık 457 milyon dolar. Sizce bir günde kaç kişi açlıktan ölüyordur? Tahmin etiğiniz rakamları duyar gibiyim.
Belki inanmayacaksınız ama bir gün içerisinde, biz yemeğimizi yiyip keyif kahvemizi yudumlarken açlıktan ortalama 27 bin kişi ölüyor. 27 bin insan sadece aç oldukları için ölüyorlar. Katliam gibi değil mi?
Gerçekler bazen, gerçekten çok acıtıyor. İnanmak istemesek de yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Rakamlar acı, ölen insanlar gerçek. Şu sorunun cevabını ararken buldum kendimi. “Sen ne yaptın aç insanlar için?” Cevabı bulamadım. Duyarlı bir ülkenin evlatları olduğumuzu biliyorum. Nerede bir felaket olsa ilk yardım elini uzatan ülkelerden biridir Türkiye. Sınır, din, dil, ırk kavramı ayırmadan hangi ülke felaketi yaşamışsa yardım edilir. Tüm ülke kenetlenir yardım etmek için. Ancak bu insanları görmedik ya da rakamların bu kadar vahim olduğunu fark etmedik diye düşünüyorum. Düşünsenize Google’a bile açlık yazdığınızda karşınıza “Açlık Oyunları” filmi çıkıyor. Milyon dolarlar harcayıp zayıflamaya çalışmak yerine çok daha az rakamlarla yardım edebiliriz. “Ben ne yapabilirim” diye düşünmeyelim. Başarmanın yolu inanmaktan geçer. Bir dilim salçalı ekmek bile bize yardım edebilir. Yeter ki yardım etmek isteyelim.
Verecek hiç bir şeyiniz yoksa gülümseyin. Ekmeğimizi paylaşarak karınları, gülümsememizi paylaşarak ruhları doyurabiliriz.