Acımız büyük... Efsane Başkanımız, Beşiktaş Çınarı, Futbol Devrimcisi Süleyman Seba’nın vefat haberini duyduğum anda içime koca bir karanlık çöktü, kalkmak bilmiyor. Gönlüme bitimsiz bir hüzün indi, git gide büyüyesi. Beşiktaşlılar için Süleyman Seba adının temsil ettiği değerler evreni kolay kolay anlatılamaz. Beşiktaşlının duygu dünyasında, hak ve adalet arayışında, yaşadığı güne bakışında silinmez bir izi vardır Seba’nın. Hakkı’yla oynayan, Şeref’iyle kazanan Beşiktaş’ın cisimleşmiş halidir Süleyman Seba.
Futbol devrimcisidir Süleyman Seba. Altını çize çize söylüyorum. Türk futboluna kattıklarını uzun uzadıya anlatacak halde değilim. Bunu bilmeyen, bunun farkında olmayan birisi varsa eğer, Türk futbolundan fersah fersah uzaktadır zaten. Yalnızca “Süleyman Seba” demek yeter. Seba tutumuyla, yaklaşım biçimiyle, Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan değerlere yeniden sahip çıkışıyla çığır açmış, devrim yapmıştır.
Beyefendi devrimcidir o. Şerefli ikincilikler vurgusuyla, asla bir çıkar kavgasının parçası haline gelmeyişiyle, Türk futbolunun kronik hastalıklarına yüz vermeyişiyle devrimcidir o. Haklılığının ezici ağırlığını taşıyan suskusuyla, başkalarına ayak uydurmayışıyla devrimcidir o. Türk futbolunu yok eden kör edici rekabete meydan okumasıyla, Beşiktaş’ı müstesna bir yere taşımasıyla devrimcidir o.
Bugün Beşiktaşlılar “Bir gün herkes Beşiktaşlı olmasın, bırakın o ayrıcalık bize kalsın” sözünün haklı gururunu taşıyorsa, o sözü sarsılmaz bir gerçeğe dönüştüren değerleri ilmek ilmek ören Süleyman Seba’dır.
Seba, gidişiyle de çok şey öğretecek bize. Şimdi Süleyman Seba’nın başkanlığı sonrası dönemde başkalarına benzemek, Beşiktaş’ın değerlerinden uzaklaşmak yönündeki eğilimi baştan aşağı sorgulama zamanı. Seba’lı Beşiktaş’ın ne anlama geldiğini iyice bir düşünme zamanı. Şimdi Süleyman Seba’nın değerlerini -ki onlar Beşiktaş değerleridir- yaşatmak, Beşiktaş’ta hephakim kılmak zamanı. Umarım ki Seba’nın gidişi bunu öğretsin bize. Tam vaktidir hem de, tam vaktidir.
Acımız büyük... Çok üzgünüm çok. Daha söz söyleyesim yok. Ne denebilir ki? Beşiktaş hiç bu kadar üzülmemiş, üzmemişti... Semt bizim, aşk bizim, acı bizim, yas bizim, Seba bizim...