Ana Baba Rehberi adlı bir site hazırlayan Ayşegül Cebenoyan, çocukların yaz tatilinde ödev yapma konusunda sıkıştırılmaması gerektiğini söylüyor. Çünkü çocukların açık havada hareket etmelerinin daha yararlı olduğuna inanıyor.
Sabahları kalkar kalkmaz “Televizyon izleyebilir miyim anne!” sorusunu sorana cevap kısa, “Tabii ki hayır!” Okullar kapandıktan sonra tatilin ilk günleri bir ‘uyum’ süreci gibi yaşanıyor. Çocuklar sanıyor ki tatil demek istediğin kadar bilgisayar oyunu, çizgi film... Ama öyle değil işte. Yine de bazen ‘ısrarlı ve direngen’ çabalara karşı koymak zor oluyor. İşte bu gibi durumlarda uzmanların öğütlerine sarılıyorum.
‘Ana Baba Rehberi’ adlı internet sitesini hazırlayan Ayşegül Cebenoyan da onlardan biri... Bu sitede çocukların duygusal ve bilişsel gelişimi konusunda bilimsel bilgiler veren, önerilerde bulunan Ayşegül Cebenoyan, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Gelişim Psikolojisi Dalı’nda yüksek lisans yapmış. ‘Ana Baba Koçluğu’ eğitimini, ABD’de Parent Coaching Institute ile Seattle Pacific Üniversitesi’nin ortak olarak sundukları lisansüstü programında tamamlayan Cebenoyan aynı zamanda Positive Discipline Association (Pozitif Disiplin Birliği) üyesi ve ‘Duygusal Ulaşılabilirlik’ eğitimi vermek için gerekli sertifikaya da sahip. Cebenoyan, çocukların yaz tatilini daha huzurlu ve mutlu geçirmeleri konusunda önerilerde bulunurken ‘ödev’ konusuna özellikle değiniyor:
“Genellikle yaz tatillerinde anne babalarla çocuklar arasındaki en ciddi sorun yine ders çalışmayla ilgili konulardan çıkıyor. Her şeyden önce ben çocukların yazın ders çalışmaları için zorlanmamaları gerektiğini düşünüyorum. Açık havada hareket etmelerinin çözecekleri üç-beş problemden daha yararlı olduğuna yürekten inanıyorum. Zorla çözdürülen üç-beş problemden elde edeceklerinin, bu gerilimin çocukla anne baba arasındaki ilişkiye vereceği zarardan çok daha az olduğunu düşünüyorum. Öğretmenlerin de yaz tatili için ödev vermemesini dilerdim. Ödev verilmişse bu ödevin yapılıp yapılmadığının öncelikle öğretmenler tarafından takip edilmesi gerekir. Öğretmen takip etmezse, çocuğa kuralların keyfi olduğu mesajını vermiş olur. Anne babanın buradaki rolü çocuklarına ödevi yapması için destek olmaktır.”
İKİ YAŞINA KADAR BİLGİSAYARA İZİN YOK
Özellikle ilkokul çocuklarının üç-dört aylık bir tatilde ödevlerini yapacak planlama becerilerine sahip olmalarını beklememek gerektiğini vurgulayan Cebenoyan, bu nedenle birlikte bir plan yapılmasını öneriyor. Sıra geldi yazının da girişinde bahsettiğim asıl konuya yani teknolojik oyuncuklarla geçirilen sürenin sınırlarına... Cebenoyan, bu konuda şunları söylüyor: “Amerikan Pediatristler Akademisi’nin (AAP) iki yaş öncesi çocukların ekran başında hiç zaman geçirmemesini önerdiklerini belirteyim. Bunun herhangi bir istisnası yok. Yine AAP, 2 ile 6 yaş için günde bir saat, 6 yaş üstü için günde bir ila iki saat gibi bir süre öneriyordu. Ama 2013 yılı sonunda yayınladıkları bildiride, teknolojinin televizyon ve bilgisayara eklenen tablet ve akıllı telefonlarla önlenemez bir şekilde hayatımıza girmiş olduğunu ve doğru kullanıldığında yararlı da olabileceğini kabul ediyorlar. Bu koşullarda iki yaş üstü çocuklar için ekran başında geçirilen ‘eğlence zamanının’ günde 1-2 saati aşmaması gerektiğini belirtiyorlar. Elbette uyulabiliyorsa AAP’ın önerilerine uyulmalı ama özellikle büyük çocukların ve ergenlerin ekran karşısında geçirdikleri zamana biraz daha esnek yaklaşabiliriz diye düşünüyorum. Anne babaların yapması gereken çocuklarını yakından izlemek.”
Cebenoyan, çocukların oynadıkları oyunlar hakkında anne babaların kesinlikle bilgi sahibi olması gerektiğini belirtirken, internette girilen sayfaları ya da sosyal paylaşım ortamlarının da yakından takibini öneriyor.