Avrupa Birliği’nin artık yok sayamayacağı bir ülkesi daha var.
Üstelik nüfusu pek çok üye devletten daha kalabalık.
Yanlış anlamayın, Türkiye’den bahsetmiyorum.
Allah yazdıysa bozsun diyelim, hatta!
Nüfusu 8 milyon olan bu ülke, belki de 27 üyeli birliğin sonunu getirecek boyutta bir bela aynı zamanda.
AB’nin geçen Perşembe günü Brüksel’de düzenlenen bir konferansta enine boyuna tartıştığı bu yeni cumhuriyetinin adı, “işsizler cumhuriyeti”.
Aslında OECD’nin patronu Angel Gurria’ya göre, bu topluluğa “kayıp nesil” de dememiz mümkün.
AB ülkelerinde sayısı 8 milyona yakın genç işsizler ordusu var.
Üçüncü yılına giren ekonomik krizin sonucu olan bu ordu, 2020 yılında 17 milyona ulaşacak.
Acil önlemler alınmazsa, sadece Akdeniz kıyısı olan AB üyeleri değil, pek çok AB üyesi daha krizin etkisi altında inim inim inleyecek.
AB Komisyonu’nda üçüncü dönem başkanlığa oynayan Jose Manuel
Barrosso, Brüksel’de Perşembe günü düzenlenen ve Avrupa kıtasından ağalarını bir araya getiren toplantıda,
uyarılarını sıraladı.
Yeni bir sosyal politika, istihdam ve eğitim önlemleri istedi üye devletlerden.
İşsizlik oranları yüzde 25’ler seviyesine yaklaştı bazı üye devletlerde.
Bizim meslekte yıllar içinde bir refleks gelişiyor. Artık iyi mi, kötü mü bilemem ama, söylenenin ötesinde alt metin okumayı ve söylenmeyene ulaşmayı günlük refleks haline getiriyorsunuz.
AB Komisyonu ve OECD başkanlarının Brüksel’deki toplantıdaki açıklamalarını okuyunca aklıma, Avrupa’daki yabancılar geldi.
2020’ye kadar 17 milyon kişiye istihdam olanağı nasıl sağlanır?
Krize batmış Avrupa, iş icat edemeyeceğine göre, bu ihtiyaç için göçmen dosyasını ele alacak.
Göçmenler için Avrupa’da işler daha da zorlaşacak.
Kahinlik gibi olmasın da, vizelerin kalkmasına da biraz daha yaklaşılıyor gibi hissettim bu haberi okuyunca.
“Dam üstünde saksağan da, bu maydanoz neden yeşil?” bağlantısızlığı gibi durduğunun farkındayım son cümlenin.
Genişleme projesi iyice rafa itilirken, Türk turiste ve işadamına olan ihtiyaç için AB’nin kapıları iyiden iyiye açılacak.
Ama gelip, sonra evine dönecek Türk ve yabancıya kapılar açık...
Gelip de iş isteyecek ve yerleşecek olanına değil...
‘Kayıp nesle’ ne öğretiliyor?
Avrupa’nın gündemi kayıp neslini kazanma çabası... İşsiz, çalışmayan sekiz milyon genç..
Fransa-Türkiye dosyasında da geçen hafta, Fransa’nın Ermeni soykırım iddialarını ortaokul ders kitaplarına yerleştirmesi konuşuldu.
Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, Fransız muhataplarına Ankara’nın tepkisini notalar yoluyla ifade etti, AB Bakanı Egemen Bağış, Paris’i net ifadelerle uyardı.
Brüksel’de bir salonda AB yöneticileri “genç nesli kaybediyoruz” diye feveran ederken, Paris’te başka salonlarda, “zaten kaybedilmekte olan bir nesli, nasıl daha fazla düşmanlığa yönlendiririz?” sorusuna yanıt aranıyordu adeta. Bu kadar umutsuz bir vak’a yani!
Fransa’da okul kitaplarına eklenen bu bölümün getireceği sonucun Türkçesi budur.