Her şey son derece uyumlu ve tutarlı aslında. Birbiriyle uyumlu gelişmeler zincirinde, Avrupa bütünlüğünün hasar gördüğüne şahitlik ediyoruz. Katalonya başta olmak üzere Avrupa Birliği (AB) bünyesindeki özerk bölgeler daha fazla bağımsızlık için atağa geçiyor. Aşırı sağ yükselip, önde gelen AB üyesi ülkelerde belirleyici bir politik etmen haline geliyor. Uzun lafın kısası, sözkonusu ülkelerde aşırı sağ iktidarda olmamasına rağmen muktedir durumda.
Katalonya’da olanlara kısa bir hafıza tazelemesi yapalım. İspanya’nın kuzeydoğusunda bulunan özerk bölge Katalonya, Ekim ayı başında bir referandum düzenleyerek bağımsızlık talebini dünyaya duyurdu. Referandumdan çıkan “evet” sonucu ile de birkaç gün içinde bağımsızlık ilanı yapılması bekleniyordu. Ancak, başta AB olmak üzere dünyanın belli başlı siyasal güçlerinden destek alan Madrid, referandumu yapılmamış varsayarak, anayasanın 155. maddesinin yürürlüğe konmasına ilişkin süreci başlattı. Yani… Yani, herhangi bir özerk bölgenin ülkenin milli güvenliğine tehdit olması durumunda özerkliğinin iptal edilip, yönetime İspanya’nın yeniden el koymasına.
Katalonya ise bağımsızlık cephesinde giderek büyüyen çatlağa karşın, kısa bir sessizlik sürecinin ardından bağımsızlıktan geri adım atmayacağını duyurdu.
Bu satırların yazıldığı 28 Ekim 2017 öğleden sonrasında, Katalan yönetiminin bu kararına karşın İspanya, hem Katalan Meclisi’ni, hem de Katalan liderini ve elbette tüm idari birimlerle birlikte polis teşkilatını da lağvettiğini açıklayıp, yönetimi ele aldığını açıklamıştı.
Katalan lider Carles Puigdemont “barışçıl” bir şekilde bağımsızlık yönünde direnilmesi çağrısında bulunuyor. Ve çok büyük bir belirsizlik hakim. Bir ülkeden bağımsızlığınızı, referandum ve ardından bir kaç sokak gösterisinin ardından nasıl “barışçıl” bir şekilde ilan edebileceğinizi düşünüyorsunuz?
Ya da ezeli bir özlemden romantik bir çaresizlikle vazgeçtiğinizi mi ilan etmek istiyorsunuz?
Dünyanın hangi coğrafyasında, size bahşedilen haklardan fazlasını istediğinizde romantik ve naif vazgeçişler işe yarıyor?
Acaba diyorum, perde arkasında Madrid ve Katalan yönetiminin başkenti Barselona arasında bir gizli görüşme trafiği sürüyor da, Katalan yönetimi en az hasarla vazgeçmenin hesaplarını mı yapıyor?
Soruyorum sadece…
Şurası kesin ki, hiçbir odak, Katalanlara bağımsızlık yolunda destek vermeyecek.
Madrid yönetiminin atacağı her adım da, meşruiyeti sorgulanmadan peşinen destek bulacak.
Ancak, yine de bağımsızlık hayali kuran Avrupa özerk bölgelerinin, mesela Korsika, mesela İskoçya, mesela Valon ve Flamanların, çıtası biraz yükseldi son gelişmelerle. Cin şişeden çıktı.
Bağımsızlık talepleri, aşırı sağın belirleyici bir unsur haline gelmesi, Avrupa Birliği projesindeki “birlik” kavramının hasar gördüğünü gösteriyor.
En az İngiltere’nin AB’den çıkış süreci Brexit kadar AB’nin bütünlüğünü sarsan bir süreçteyiz.
İzleyelim…