Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte Afrin şehir merkezini PKK’nın elinden alması ve Türkiye’ye yönelik terör kuşatmasını en kritik yerinden patlatması aziz milletimize, her birimize büyük bir hediye oldu.
Hele bu müjdeyi 103 yıl önce benzer bir kuşatmayı kırmak için can verip Çanakkale’yi geçilmez kılan o destansı zaferin yıldönümünde, 18 Mart’ta almak herkese iyi geldi.
Afrin’e Zeytin Dalı Harekatı 20 Ocak’ta başlatıldı. O güne dek Türkiye’nin PKK-YPG ile ilgili kaygılarına kulak kabartmayan ve hiç oralı olmayan ABD yönetimi, Zeytin Dalı’nı durdurmak için peş peşe açıklamalar yapmıştı. Birkaç gün sonra ise BM-Kudüs hezimetini atlatmakta zorlanan ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak varlığını hissettirmeye çabalamış, ancak duymak istemediklerini bir de Cumhurbaşkanı’ndan canlı olarak dinlemek zorunda kalmıştı.
Başkomutan Erdoğan, Türkiye’nin bu harekâtı, uluslararası hukukun sağladığı meşruiyetle yaptığını, haklılığının BM’nin 51. Maddesine dayandığını, hedefinin sınırlarını PKK-YPG-DEAŞ teröründen tamamen temizlemek olduğunu, ABD’nin terör örgütlerini desteklemekten bir an önce vazgeçmesi gerektiğini tek tek anlatmıştı Trump’a. Beyaz Saray buna ne kadar bozulduysa artık, çareyi görüşmeyi manipüle etmekte aramıştı.
Bunu neden hatırlatıyorum?
Külliye’nin paylaştığı o telefon görüşmesine ait fotoğraflarda görülen ve kamuoyunu çok derinden etkileyen “detay”ın bugünle bağını kurmak için.
O detay Çanakkale’de tüm personeli şehit olan 57. Alay’ın sancağıydı.
Ve işte Afrin zaferini Türk Milletine ve tüm şehitlerimize armağan eden TSK da, harekâtın 57. gününde Afrin şehir merkezine yönelik operasyonu başlatmış ve sancağı göndere çekmeyi başarmıştı.
57. günde Türk bayrağının Afrin’e çekilmesi, okyanus ötesine de bir hediye aslında. Türkiye’yi terör kuşağıyla çevrelemek ve parçalamak için YPG-PKK’yı silahlandıran, TSK’yı CIA ajanlarıyla doldurunca ülkeyi dize getireceğini zanneden ABD’ye tumturaklı bir sürpriz. Taşeronları FETÖ gibi PKK da sökülüp atılıyor işte büyük bir inançla Türkiye’den, üzerlerine kireç dökülüyor.
Bugünlerde arazi olan bir dolu isim de hak etti aslında bu hediyeyi.
Dillerinin ucuyla “askerimizin arkasındayız” dedikten sonra hararetle şu temennileri haykırıyorlardı televizyon ekranlarında:
“Bakalım Rusya hava sahasını Türkiye’ye kapatınca ne yapacaksınız?”
“Esed PKK’yla anlaşıp rejim güçleri Afrin’e girince bakalım Suriye ordusuna, Rusya’ya karşı nasıl savaşacaksınız?”
“ABD o kadar yatırım yaptığı PKK-YPG’nin ezilmesine, Türkiye’nin Afrin’e girmesine izin vermez, yoksa siz Türk askerini ABD askeriyle mi savaştıracaksınız?”
Bunları diyenler, Türkiye’nin Afrin’deki meşruiyetini sorgulatmak, halkı ve askeri operasyondan soğutmak için ikilik içeren şu tezleri de savunuyordu ama:
“ÖSO meşru bir yapı değil, El-Kaide’nin parçası”. “TSK’nın adı niye ÖSO ile anılıyor, askerimiz kendisi yapsın operasyonu”. “TSK’nın ne işi var Afrin’de, askerimiz niye savaşsın Suriye’de”.
İçlerinden biri, “muhasebeci Kenan” hala iç siyaset malzemesi yapmakla meşgul Afrin’i, ama diğerleri utanır da belki kendilerinden mahrum ederler artık bizi.
Umalım ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da aklını başına devşirsin artık. Afrin harekâtını lekelemek ve milli birlik havasını bozmak için parazit yapan CHP’lilerin ortadan çekilmesi anlamında değil sadece. Kendisinin de Türkiye’ye inanması için.
Çünkü tam da ABD’nin “Türkiye haddini bilsin Afrin’e girmesin, girerse Afrin Türkiye’ye mezar olur, Vietnam olur, aklı varsa 10 km güvenli bölgeyle yetinsin” türü açıklamalar yaptığı, peşi sıraPKK ve FETÖ’nün bu açıklamalara yaslanıp Türkiye’yi tehdit ettiği dönemlerde onlarla ağız birliği edip “Afrin’e girilmesin” dediği için.
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin muhalefeti, ABD’nin müttefikliğine giderek daha fazla benziyor. Ne fena.