Cerablus operasyonundan sonra Türkiye’nin Suriye ve Irak politikasında eli güçlendi.
Öyle ki buyurgan ABD bile telaşlandı. ABD’li yetkililer eskisi gibi horozlanamıyorlar, tam tersine Türkiye’deki muhatapları karşısında eziliyorlar.
Darbe/işgal girişiminin başını himaye etmenin ezikliğine bir de bölgede terör örgütlüleriyle dayanışması eklenince başları iyice öne eğildi.
Suriye’de PYD terör örgütüyle Irak’ta haşdi şabi haydutlarıyla işbirliğini aklama gayretinin telaşıyla hareket ediyorlar.
***
Türkiye’nin Başika’da bulunmasını gayri meşru ilan eden, ayrıca Türkiye’nin Irak operasyonlarında koalisyonun bir parçası olmadığını açıklayan ABD geri adım attı.
Türkiye’nin kararlılığı karşısında, evet dünyanın kabadayısı ABD resmen geri adım attı!
İlk olarak Genelkurmay Başkanı’nın ABD ziyareti sonrasında Türkiye’nin operasyona katılmasını kabul etti!
Sonra hafta içinde Ankara’yı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Ashton Carter Türkiye’nin koalisyonun bir parçası olduğunu ve Musul operasyonuna katılması gerektiğini açıkladı!
Fakat hinliği de yine elden bırakmadı, ‘Son kararı Irak hükümetinin vereceğini’ hatırlatarak eski söylemlerine de meşruiyet kazandırma çabası içinde oldu.
***
Irak hükümeti derken tabii ki bağımsız, kararlarını kendi hür iradesiyle alan bir hükümetten bahsetmiyoruz.
Irak hükümeti 35 bakandan oluşuyor. Başbakan dâhil 18 bakanı İngiliz vatandaşı olan bir kukla hükümetten bahsediyoruz..
Irak’ta asıl karar sahibinin beş bin kişilik askeri danışman kadrosuyla ABD ve ABD ile ittifak halinde olan İran olduğunu bütün dünya biliyor.
Türkiye’nin haklılığı ve kararlılığı karşısında geri adım atmak zorunda kalan Carter, karizmayı tamamen çizdirmemek ve direniyor görünmek için ‘Irak hükümeti’ kartını oynuyor. Kaybedeceğini bile bile.
Buna ABD’nin acizliği denir!
***
ABD’li komutanların koordinesinde başlatılan Musul Operasyonu daha yolun başında aksamaya başladı.
İnanılır gibi değil. Terör örgütü askeri anlamda kurmay akıl ile hareket ederken ABD’li komutanların organize ettiği sözde ordu yalpalıyor.
Büyük çoğunluğu çapulcu haydutlardan oluşan sözde ordu daha yoldayken terör örgütü Kerkük’e saldırarak taktik üstünlük sağlıyor.
Bu ayıp ABD’nin ayıbıdır.
***
Teröre karşı Türkiye gibi müttefiki bir devlet dururken gidip başka terör örgütleriyle işbirliği yaparak rezil oluyor ABD.
Desteklediği PYD’nin batıya yöneldiğinde Türk ordusundan yediği tokat ise ABD politikasının başına çuval geçirilmesinden farklı değildir.
Carter bu ezikliği yaşayarak Türk muhataplarıyla görüştü ve Türk tezine teslim olmak zorunda kaldı.
***
Güya 63 ülkenin katılımıyla oluşan koalisyon güçleri terör örgütüyle mücadele ediyor ama yapacakları en büyük operasyonda zayıflayacağı ve kaçacağı düşünülen terör örgütü Irak’ın en büyük ve en sakin şehirlerinden biri olan Kerkük’ü basıyor.
Türkiye terör örgütünün nasıl temizleneceğini Cerablus operasyonunda gösterdi/gösteriyor.
ABD ise hem desteklediği PYD ile hem de Irak’taki haşdi şabi ile rezil oluyor.
***
Terör örgütü Suriye’de Türkiye karşısında gerilerken, Irak’ta en zayıf olduğu zannedilen anda saldırarak zamanlaması ile mekan seçimi ile ABD’ye ve işbirlikçilerine kafa tutuyor.
Terör örgütleriyle işbirliği yaptığı sürece ABD daha çok rezil olacak.
ABD hem terör örgütleriyle, hem de mezhep kavgasını körükleyici adımlar atan İran’la işbirliği yaparak büyük hata ediyor.
Akl-ı selim ise Afyon’dan mesaj gönderiyor. Başbakan Binali Yıldırım, ‘Kimse mezhepleri öne çıkarmasın! Terör örgütlerine göz açtırmayacağız’ diyerek yapılması gerekene dikkat çekiyor!