ABD’nin Suriye’den çekilme blöfünün arka planı giderek net gözükmekte. Burada sadece ABD’nin değil, Rusya’nın ve özellikle İsrail’in yapmak istediklerine odaklanmak şarttır. ABD’nin ısrarla Astana sürecini baltalamak istediği ortadadır. PYD-PKK unsurlarını Kürtlerin temsilcisi gibi görmek, sadece Amerikan politikası olmadığını da göz ardı edemeyiz. Rusya da, PYD-PKK hattını Kürtlerin temsilcisi olarak görmekte. Lakin Türkiye’nin hassasiyetine de hassas olduğu aşikârdır. Peki, bu hassaslık ne kadar sürer? Rusya, Türkiye’nin bölgedeki varlığı ve Rusya açısından paydaşlığına önem vermekte. Lakin ABD’nin her kurgusuna dikkatli bakılması gerektiğine inandığı bir süreç de vardır ortada.
ABD’nin, Rusya-Türkiye hattını bölmek istediği nettir. Rusya da Türkiye de bunun farkındadır. Lakin bu da bir gerçekliktir ki, bu süreç tek taraflı ilişkileri pek uygun bulmamakta. Türkiye’de bunu yapmakta. Bolton’ın beyanı tam da Amerika’nın Suriye konusunda hangi parametreden olaya baktığının ispatı niteliğindedir.
İsrail’in sessiz durmasının, biraz ileriye gidip Türkiye aleyhinde tutum sergilemesi bile ilerideki tablonun ipuçlarıdır.
Rusya-Türkiye hattını, bu sürede zinde tutmak bölgesel istikrar açısından önemlidir. Baktığınızda Rusya’ya bir taraftan Japonya, diğer taraftan Ukrayna hattı üzerinden baskı konusunu da masaya yatırmakta yarar vardır. Hep bu taktiği kullanmıştır, Anglo Sakson ittifak! Pasifik’ten Rusya’ya yeni sorun kapısı açmak ve oyalamak, Suriye’deki planların bir parçasıdır. Ukrayna’daki seçimler sonrası, o hattan da yeni krizlerin üretileceğini şimdiden görebilmekteyiz.
Rusya’nın Afganistan’a ordu birliklerini yürütmesini, ABD’yi cidden tetiklemekte. Lakin Rusya bu sefer, galiba aynı hatayı yapmayacak gibi durmakta! Yeni sürecin merkezinin Afganistan olması, Rusya’nın yeni krizlere itilmesinin de alt yapısını oluşturmakta. Rusya ile sahada, sadece Suriye sahasında değil, diğer coğrafyalarda da saha paylaşacağımız gözükmekte. Rusya’nın kendi çıkarları ve kendi hesapları vardır tabii ki! Kavga ile değil, anlaşarak hareket etmemiz, büyük felaketlerin önünü kesecektir.
ABD başından itibaren tercihini terör örgütlerinden yana belirledi. Ve kendince partner olarak onları görmekte! Bu konuda İsrail’in arzularını da ABD politikalarına eklersek, önümüzde ciddi ayrışma noktaları olacağı nettir.
Rusya ile ilişkiler, bu açıdan da anlamlıdır. PYD-PKK terör örgütleri konusunda Rusya, her ne kadar katı tutum sergilemese de Türkiye ile ilişkileri açısından olaya bakarken konuya yaklaşımının Türkiye frekanslı olduğunu da göstermekte. ABD’nin uç kararlarının minimize edilmesinde, bu ilişkilerin önemli rolü olacağını da unutmamamız lazım!