ABD bölgede belirleyici güç olma vasfını yitirdi.
Körü körüne İsrail emellerine hizmet etme tutkusu hüsranla bitti. Emperyal planları da çöktü.
Arkasında durmaya çalıştığı oluşumları satmakta tıpkı Barzani örneğinde olduğu gibi hiç tereddüt etmedi.
Türkiye’nin kararlı duruşu karşısında şimdi PYD’yi satmanın eşiğinde.
***
NATO da ortağı olduğu halde Türkiye’nin ikazlarına kulak tıkayıp PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG terör örgütünü desteklemeyi sürdürmek gibi bir açmazın içine girdi.
Dahası NATO sınırı olan Türkiye sınırını koruması gerekirken Türkiye’ye karşı teröristlerden bir ordu kuracağını deklare edecek kadar meşruiyet sınırlarını yerle bir etti.
Öyle ki ABD bölgede meşru devletler yerine terör örgütleriyle çalışan bir devlet konumuna düştü!
ABD resmen ve fiilen terör örgütlerine destek veren devlet oldu!
***
Ama kapalı kapılar ardındaki hesap arazide tutmadı.
Türkiye önce Fırat Kalkanı ile güneyimizde oluşacak bir terör koridorunun önünü kesti.
Şimdi Zeytin Dalı ile bu koridorun batı cephesini de çökertiyor.
Sırada Münbiç ve Fırat’ın doğusu var. Bu bölge ABD’nin terör örgütüne silah mühimmat desteği yaptığı ve eğitim verdiği bölge.
Türkiye’nin ısrarla ikinci hedef olarak Münbiç’i göstermesi ABD’yi panikletti.
Türkiye Münbiç’i terörden arındırırsa ABD’ye bölgede büyük bir darbe indirmiş olacak.
Bunun anlamı en hafifiyle Türkiye’nin ABD’nin başına çuval geçirmesi demektir.
***
ABD başına çuval geçirilmesini elbette ki istemez.
Göreceksiniz hemen pragmatizm girecek devreye.
Aslında girdi bile. ‘Münbiç’den çekilmeyeceğiz’ diyen ABD, Türkiye’nin kararlılığın görünce ‘Konuyu Türkiye ile görüştüklerini’ söyleyerek geri adım atmak zorunda kaldı.
ABD Türkiye karşısında ezilmeyi göze alamayacağı için göreceksiniz Münbiç’i Türkiye’ye teslim etmeyi ve Fırat’ın doğusunda da Türkiye sınırı boyunca güvenli bölge kurulmasını kabul edecek.
Eli mahkum.
***
Ancak sorun bitmeyecek çünkü ABD’nin Türkiye’ye terk edeceği bölgeler haricindeterör örgütünü desteklemeye devam edeceği anlaşılıyor.
O da problemin ayrı bir boyutu.
Türkiye dünya kabadayısına böyle diz çöktürürken ana muhalefetin ‘Aman Afrin’e girmeyin’ telkininde bulunması da Türkiye’nin dâhildeki büyük sorunu.
Böyle dost varken düşmana ne hacet.