İstanbul Ortaköy’deki Reina adlı restaurantta yılbaşı gecesi düzenlenen saldırıda 39 kişi öldü, 65 kişi yaralandı.
Yazıyı yazdığım saatlerde henüz saldırıyı gerçekleştirenin kimliği hakkında bir mâlûmat verilmedi. Devletin en üst seviyesinden saldırının bir terör eylemi olduğu açıklandı.
Restaurantta yapılan saldırının faili ve hangi örgüt adına yaptığı şu an için bizlere muamma olsa da hâdisenin izini sürmemize engel değil.
Terör eyleminin ardından Twitter’da Müslüman Anadolu halkının inançlarına müthiş bir saldırı başladı. Hedef göstermeye kadar giden ve iç savaş çıkarmaya yönelik mesajlar art arda geldi. Hâdise yeni olmuş ve saldırının mahiyetine dair hiçbir şey bilinmiyorken, ülkenin nâm salmış sapıklarından Barbaros Şansal Reina işletmesinin sahibinin ve tüm çalışanlarının Alevi olduğu için Sünnî Müslümanlar tarafından tarandığını yazabildi. Sormak gerekmiyor mu, sen bu bilgiyi nereden biliyorsun. İşletmede çalışan onlarca kişinin inançları hakkında nasıl bilgi sahibi oldun? Bir işletmenin çalışanlarının inançlarını araştırmak nereden icabetti? Sen araştırmadıysan bu bilgiyi sana kim veya kimler neden verdi?
Sapkın Şansal’ın cemiyeti de ifsad etmeye mâtuf bu tweeti ve daha öncekiler de bizzat kendisine sorulmayı hakketmiyor mu!.. İz sürerken sapkın Barbaros Şansal’ın tweetini 1. maddeye yazıp karşısına da “İç Savaş” yazalım!
Bizi gerçek fâille götürecek 2. mühim iz ise, kocası ABD diplomatı olan, kendisi, Türkiye aleyhine dosyalarla çıkan The Economist’in Türkiye temsilciliğini yapan Amberin Zaman’ın atmış olduğu tweet. O da sapkın Şansal gibi daha hâdisenin detayı bilinmeden, sanki hazırda yazmış da fırsatını bekleyen şu tweeti yayımladı: “IŞİD’e karşı en etkin güç olan YPG ve SDG’ye saldırmaya devam edilecek mi acaba?”
Amberin Zaman’ın YPG ve SDG diye bahsettiği örgütler aslında PKK. Hani en son İstanbul Beşiktaş’da futbol maçı çıkışı halka bombalı araç ve canlı bombayla saldırı düzenleyen örgüt. Hani Kayseri’de çarşıya çıkan silâhsız askerlere bombalı araçlarla saldıran örgüt. Hani, başta ABD olmak üzere Batı’nın daha çok katliam yapsın diye silâha ve mühimmata boğduğu örgüt!
Harflerin yer değiştirmesinin bir mânâsı yok. Tüm yollar PKK’ya çıkar. PKK’ya çıkan yollun başını kim tutuyor? Ben değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri söylüyor: Amerika Birleşik Devletleri!
Mâlûm gazeteci hanım üzerinden “Bizimle ve elemanlarımızla uzlaşırsanız ülkenizde bomba patlamaz”, sapkın Barbaros Şansal üzerinden de “Uzlaşma olmazsa iç savaş çıkartırız” mesajı veriliyor. Tabiî ki mezkûr bu iki kişi ve diğerlerinin ellerine yazacakları mesajlar tutuşturulmuyor. Düzenlenen davetlerde, partilerde ve diğer ortamlarda kendilerine ilkâ edilenleri yazıyorlar, söylüyorlar.
Reinan’nın sahibi Mehmet Koçarslan’ın saldırının hemen ardından “ABD haber vermişti” demesi, sonra da “Bana demediler genel tehlike uyarısını kastettim” diyerek kendisini yalanlaması ve ardından ABD’den gelen “Biz bilgi vermedik” açıklaması…
İzler hep aynı adresi gösteriyorken Ulusalcısından Solcusuna hepsi bir olup Müslüman Anadolu halkının inançlarına saldırmaları da pek bir vatansever tavır!
Saldırının olduğu geceden beri laiklik histerisine tutulanlara da şu soruyu sorup yazıyı nihayete erdireceğim: Türkiye’de sayısız terör eylemi yapmış PKK da oldukça laik bir yapı. Siyasi uzantıları, 28 Şubat’ın Cumhurbaşkanları’ndan Ahmet Necdet Sezer gibi Ramazan ayında laikliği kurtarmak adına gündüz vakti canlı yayınlarda su içiyorlardı. “Doğu’da laikliğin teminatı biziz” diyorlardı. PKK’nın düzenlediği terör saldırılarının laikliğe halel getirmemesinin sebebdi nedir? Özellikle Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu cevap verirse memnun olurum!..