ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’dan geçtiğimiz günlerde itiraf niteliğinde bir açıklama geldi. Bolton diyor ki; “Brunson şartsız ABD’ye teslim edilirse, Amerika ile Türkiye arasındaki tüm krizler çözülecek.” Hatırlatmak gerekirse, Brunson meselesi ile birlikte Türkiye’ye ekonomik sarsıntı yaşatmak amacı ile dolar kuru üzerinden ciddi şok gerçekleştirildi. Yani Türkiye ile ABD arasında kriz dediğimiz mesele, ekonomiye yönelik hamle ile gündeme oturdu.
Bolton itiraf ediyor ki; bu şok tamamen Amerikan kontrolünde gerçekleşti. Aksi takdirde “Brunson verilirse kriz çözülür” der miydi?
Evet, tam da mesele bu! Türkiye’ye yönelik hiç bir gerçekçiliği olmayan saldırı, bilerekten ve isteyerekten Amerika’nın Türkiye’ye yönelik ekonomik saldırısıdır.
Dışişleri sözcüsünün S-400 beyanı ise, tam da bu olayların üzerine başka kanaldan ışık tuttu.
Amerika; Türkiye dâhil hiç bir müttefikinin S-400 alımını istemiyormuş! Karşıymış yani. Gündemde, Türkiye’nin alacağı S-400 olduğuna göre, meselenin Türkiye’ye yönelik bir beyan olduğu ve Brunson’la süslenen derin Amerikan yaygarasının esas nedenlerini görebiliyoruz.
ABD; Türkiye’ye gerçek yüzünü göstererek, tehdide geçmiş durumda! Rusya-Türkiye ilişkileri, Rusya-İran ilişkileri, hatta Rusya -İngiltere ilişkileri ve ileride mümkün olacak Türkiye-Almanya ilişkileri, ABD’nin küresel genişleme planları için kâbus niteliğindedir.
Rusya’yı, İran konusundan ayrı tutarak yorumlamaya çalışan Amerika; ileride İsrail gerekçesi ile Rusya-İran ilişkilerine balta vurmaya gayret edeceğini, şimdiden attığı adımlarla teyit eder niteliktedir.
Rusya-Türkiye ilişkilerini, Suriye’deki gelişmelerde sekteye uğratma gayretine de dikkat edilmesi gerekli!
ABD; kendinin yakın hedefteki Orta Doğu planlamalarında, Türkiye-İran-Rusya paydaşlığını ne olursa olsun bölmeye çalışacaktır.
İngiltere ile Rusya arasındaki derin ve hiç kapanmayan yaranın, hiç bitmemesi için de gayreti var.
Rusya-İngiltere ilişkileri eskiden beri normalleşemedi. Rusya kendi geçmişindeki çöküşün sebebi olarak İngiltere’yi halen görüyor ve bu nedenle Avrupa’da, kendisine kalıcı müttefik olarak Almanya’yı belirlemiş durumda. Rusya’nın doğuda Türkiye, Pasifik’te Çin odaklı müttefiklik kurgusu, ABD’nin arzu etmediği yeni durumdur. Tam da bu ortamda Türkiye’ye yönelik hamleyi ve baskıyı, giderek bu yeni kurguyu bozma amacı ile yaptığını öngörebiliyoruz. Türkiye’nin İslam coğrafyası üzerinde bozmaya çalıştıkları etkisinin de giderek masaya farklı bir güç merkezi olarak gelmesi ise, başka bir analiz başlığıdır ve ABD’nin yaygarasının içeriğinde, bu gerçek de saklı!