ABD ile İran’ın kanlı ortaklıklarını biz uydurmuyoruz, kendileri aleni söylüyorlar. Pazartesi günkü yazımda İran’ın eski Cumhurbaşkanlarından Mahmud Ahmedinejad’ın, Afganistan’ı ve Irak’ı işgal ederken size bu kadar yardım ettik ama siz bizi şer odağı gösteriyorsunuz diye ABD’ye sızlanmasını yazmıştım. Ahmedinejad’ın dilinden İran’ın emperyalist ABD’ye ağlamasını ve sitemini bir kez daha hatırlatayım: “Biz Afganistan’da ABD’ye yardım ettik. Sonra Irak’ta da yardım ettik. Buna rağmen Bush kibirlenip bizi kötülüklerin şer odağı olarak suçluyor.”
İran’ın, ABD’nin İslâm coğrafyasında gerçekleştirdiği işgallerde erketelik yaptığını ama kullanıldıktan sonra bir kenara atıldığını salya sümük ağlayarak itiraf edince “Amerikancı, ABD’nin köpeği olmuyor” ama bizler, kurduğu çetelerle çoluk çocuk demeden öldüren Kasım Süleymani’nin öldürülmesine sevinince “Amerikancı, ABD köpeği” oluyoruz; ört ki ölem!
Kasım, tecavüz ettiği bir Müslüman kadın tarafından da öldürülebilirdi, kundakta katlettiği bir bebeğin babası tarafından da, gönül böyle olmasını arzulardı ama ilâhî takdir… Kasım adlı eli kanlı çetecinin ölümüne sevinen Müslümanlar Kasım’ın nasıl veya kimin öldürdüğüne bakmıyor, neticeye bakıyor!
Kasım’ın ABD tarafından öldürülmesiyle Müslümanlar olarak şu âyeti celileyi hatırlayıp hamd ediyoruz: “İşte kazanmakta bulunmuş oldukları kötü şeyler sebebiyle o zâlimlerin bir kısmını diğer bir kısma böylece musallat ederiz.” (En’am, 129) Beraber işgal ettikleri, çoluk çocuk demeden yüzbinlerce insanı katlettikleri, binlerce kadına tecavüz ettikleri Irak topraklarında bir zalim diğer zalimi vurmuş, mevzu bu kadar sarih!
Birilerinin de aklına uluslararası hukuk, temayüller ve “ABD’nin burada ne işi var” demek yeni geldi! Bunları, ABD ile İran birlikte Afganistan’ı ve Irak’ı işgal ederken diyecektiniz; bad’el harab’ül Basra!..
Kimileri de “Şimdi İran ve Şiîliği bir arada” konuşmayalım diyor. İran’ın ayırmadığı şeyi biz nasıl ayıracağız? İşgallerde ABD’ye erketeliği, işgal topraklarında katliam ve tecavüzleri de İran hep Şiîliğin yayılması için yaptı. İran kendisini Şiîlikten ayırsın biz de düşünürüz!
ABD’nin Kasımi’yi öldürmesi İran’ı masum yapmayacağı gibi Müslümanlar’ın bir zalimin ölümüne sevinmesi de onları Amerikancı yapmaz. İçimizdeki mahcup İrancılar, “Sevinecek ne var, emperyalist ABD öldürdü” derken azgın İrancılar, 28 Şubat darbesinde bizleri İran’a göndermeye hevesli Ulusalcılarla bir olup bizlere sövüp sayıp, tehdit ediyorlar.
Beni de, Kasım ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’la yaptığı görüşmeyi izlemek için gittiğim ABD’de Beyaz Saray önünde çekildiğim ve sosyal medya hesabımda paylaştığım fotoğrafım üzerinden Amerikancı olmakla suçluyorlar!
Düşünün, Türkiye’deki yılların İrancılar’ı Amerikancı olmamla alâkalı bula bula benim 2 ay önce yayımladığı bir fotoğrafı bulmuşlar. Yok muydu elinizde fotoşoplu filan bir çalışma. Yalancılık sizin itikadınız ya, bu işlerde mahirsiniz ya… Bakın size kendimle alâkalı pek hoşunuza gitmeyecek bir bilgi vereyim: Başkan Erdoğan’ın ABD’deki görüşmesini takip edecek gazeteciler arasında yer alacağımı öğrendikten sonra vize işlemleri için ABD İstanbul Konsolosluğu’na başvurdum. Heyette yer alan diğer gazetecilerin işlemleri, olması gibi aynı gün tamamlanırken benim vize işlemleri yapılmadı. Yoğun telefon trafiğinden sonra bana ertesi gün 5 yıllık vize verildi. ABD’den döndüğüm gün konsolosluktan arayıp vizemin iptal edildiğini söylediler. Gerekçesini sorduğumda da, hakkımda yeni bilgilere ulaştıklarını söylediler!
ABD’nin hakkımda ulaştığı yeni bilgiler neydi de vizemi iptal etti, bir ‘Amerikancı’ olarak bana söylemediler ve ben vizemin iptal sebebini öğrenemedim, peki siz öğrenebilir misiniz İran muhibbanları!..
Siz ve sizinkiler vize alıp ABD’ye gidebilir ama ben gidemem.
Kahretsin dostum, söyler misin bana, vize olmadan ben nasıl Amerikancılık yapacağım!