Ukrayna krizi ile birlikte, artık öncesi ve sonrası olarak bakılması gereken ana başlıklardan biri de; ABD'nin tek "kutuplu" Dünya senaryosu oldu. "90'ların başında tasarlanan tek kutuplu Dünya modeli, içinde bulunduğumuz süreçle birlikte sonlandı..." diyebilecek miyiz?
Dünyanın ihtiyacı olan şeyler içinde gıda, güvenlik, enerji ve su gibi ana başlıklar kadar, "kriz oluşturan" değil "kriz çözen " "kim" sorusu da vardır.
Dünyanın en fazla muhtaç olduğu şey, küresel savaş çıkmadan; sorunları çözebilen "kabiliyetin" ortaya çıkabilmesidir. Sanırım en büyük "kahraman" veya yeni dönemin yeni sözü istikrar, barış içerikli yaklaşımlar içinden belirlenecek.
ABD ve İngiltere ittifakı, yeni dünya düzeni kurmak isterken; geri kalan Dünyanın savaşa iteklenmesine heves gösterdi.
Küresel finans kapitali de, bu sürecin esas taraflarındandır.
Krizleri fırsata çevirme peşinde olan finans kapitali veya şirketler ve cemiyetler için, insan hayatının bir şey ifade etmediğini aslında hepimiz yanı başımızdaki olaylarla birlikte idrak etmiş olduk.
ABD savaş istedi.
Zorladı, tahrik etti ve acımasızcasına destek veriyor görüntüsü ile; Ukrayna halkını ve devletini uçurumun kenarına itti.
90'lardan başlayarak süreç işlendi.
Aslında bakarsanız 2.Dünya savaşı bitmiş olsa da, daha sonraki soğuk savaş dönemiyle birlikte; şimdiki dehşet dolu olayların temeli atıldı.
Almanya ve Polonya'nın misyonlarına bakarsak, soğuk savaş döneminde Münih'de konuşlanan Amerikan istihbarat örgüt aklı ve elemanlarının nasıl bir süreç inşa ettiklerini yeniden bir okuyalım.
Radyo Liberty, ABD tarafından resmi fonlandı ve Sovyetler Birliği çöküşü süreci için, medya üzerinden savaş başlatıldı. Ve başarılı olundu, ittifak çöktü...
Daha sonra komünist Sovyetler birliği paktından kurtulan Polonya için, görev devreye girdi. Gerçi Polonya'nın faşist Almanya'sı dönemindeki rolü ve özelikle Ukrayna'daki Hitler destekçisi gruplar arasındaki derin nefretini, bugün gündeme taşıyan olmasa bile, buraları okumadan Polonya'nın Ukrayna üzerine inşa etmek istediği niyeti anlamak müşkil olur.
Şimdi sıra daha aktif rol için Polonyada. Rusya'nın alçalması ve zayıflaması arzu edilirken; Avrupa'nın geleceği nasıl olur sorusunun düşünülmemiş olduğuna inanmak biraz zor.
Çoğu analiz yapan insanlar söyle düşünmüştü: Rusya, ABD ile anlaşır.
O zaman da şimdi de şunu yazmak isterim: Anlaşma olursa taraflardan biri iddiasından vazgeçmeli!
Ya ABD, Rusya'yı zayıflatma planından şimdilik vazgeçmeli; ya da Rusya bu plana "evet" demeli
İkisi de olmayacağına göre, bu anlaşma; meydan okumalar, sahada kazanımlarla dondurulmadan mümkün olmayacak. Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasındaki savaş kazanımların sınırları belirginleşene kadar uzayacak.
Bu arada Rusya zamana yayarak, Avrupa'yı da kendince "terbiye" ediyor diye düşünmektedir. Bu durumda elinden alındı olarak gözüken kozları, yeniden geriye toplamayı başarmak niyetinde.
Antlaşmayı, baskıyı; kimin ne kadar "direnç" göstereceği belirleyecek. Rusya tıpkı 2.Dünya savaşı sonunda imzalanan ABD-İngiltere-Sovyetler Birliği arasındaki antlaşmanın aynısını arzu ediyor. ABD ise bunu sahadaki kazanımların belirlemesini istiyor. O nedenle Ukrayna'da barıştan yana, Türkiye dışında başka bir NATO ülkesi yok ve şimdilik olmayacak gibi.