Türkiye’nin Çin’den füze alma ‘ihtimali’ NATO müttefikleri ve en çok ABD’yi rahatsız etmişti. Endişe açıktı, Çin füzelerinin NATO sistemleriyle entegre edilmesiyle yazılımlara ‘Çin virüsü’ girebilir, askeri sırlar Çin’in eline geçebilirdi...
Bu anlaşılabilir bir endişe.
Çin, bütün ‘Maocu liberalizmine’ rağmen hala NATO’nun ‘düşman’ kategorisinde çünkü.
Türkiye de “Müttefiklik, silah ve savunma sistemlerinde bilgi paylaşımını da gerektirir; teknoloji ve yazılımları da paylaşın, bizi Çin’e mahkum etmeyin” dedi ve teklif süresini uzattı.
Ancak, STAR muhabiri Ercan Baysal’ın, geçen ay Paris’te yapılan OECD Mali Eylem Görev Gücü (FATF) toplantısında ABD ve Çin’in Türkiye’ye karşı ‘ittifak’ yaptığı haberini görünce şaşırdım.
Haberi bugün STAR’da var.
Paris’teki zirvenin konusu ‘terörün finansmanıyla mücadele’ydi ve Türkiye de ‘terörün finansmanıyla yeterince mücadele etmeyen ülkeler’in yer aldığı ‘gri liste’deydi.
Başlık terörist örgütleri çağrıştırsa da, Türkiye ile ilgili konu sadece İran’la ticaret yapmak veya İran’ın başka ülkelerden yaptığı ticaretin ve para trafiğinin Türkiye üzerinden geçmesi...
İran’la ticaretin açılımı şu:
Türkiye’nin İran’la ticaretinin neredeyse tamamı petrol ve doğalgaz ithalatı. Bu, Rusya tekeline karşı enerji çeşitliliği için bir zorunluluk. Ayrıca 10 milyar doları aşan enerji alımının yarısı TL olarak ödendiği için cari açığın büyümesi önleniyor.
Öte yandan Türkiye, İran’ın batı komşusu olduğu için Avrupa ile de en önemli ticaret kapısı. Ambargo var diye Avrupa ülkeleri ve şirketler İran’la ilişkiyi kesti zannetmeyin; örneğin Almanya ve İran arasındaki ticaret de Türkiye üzerinden yapılıyor.
Yine de Türkiye İran’a yönelik ‘tavsiyelere’ uydu.
- İran’dan petrol alımını azalttı.
- ‘Terörün finansmanının önlenmesi’ne ilişkin yasa çıkarıldı. MASAK, BM’nin terörist örgütlerle bağlantılı olduğunu belirttiği kişi ve şirketleri takibe aldı; bazılarının malvarlığını dondurdu.
- ABD’nin Türkiye’deki bankaları ve şirketleri “İran’la ticaret, para transferine aracılık etmeyin, siciliniz bozulur, uluslararası ticarette zorluklar yaşarsınız” diye ‘uyardığı’ sır değil; Türk bankaları ve şirketleri de ‘büyük oranda’ buna boyun eğdi.
- Türkiye ayrıca, İran’la ticaretin sadece bir kamu bankası üzerinden yürütülmesine izin veriyor. Bu da işlemlerin ‘şeffaflığı’ ve ‘kayıt altında’ olması açısından önemli.
Paris’teki toplantıda hem FATF sekreteryası, hem de Fransa, Japonya, Norveç, hatta Almanya ‘bile’ Türkiye’nin attığı adımları yeterli buldu, ancak ABD ve ‘müttefiki’ tatmin olmadı. Müttefiki kim? Türkiye’nin gri listeden çıkmasına ABD ile birlikte kim karşı çıkan Çin!..
Tüm üyelerin oybirliği gerektiği için Türkiye gri listede kaldı.
Türk heyetinin, “Ambargo koydunuz, petrol alımını azalttık. Şimdi doğalgazı da azaltın diyorsunuz, peki nereden alacağız” sorusuna ABD heyeti ‘gülümseyerek’ cevap verdi!
Heyet Türkiye dönüşü, Türkiye ile ticarete büyük önem verdiğini her fırsatta söyleyen ABD Büyükelçiliği’ne de rahatsızlıklarını iletti.
Gelecek toplantı Şubat 2014’te yapılacak.
Ankara, Türkiye ile ticarete önem veren, serbest ticaret anlaşması görüşmelerini hızlandıran ABD’nin, hele Başkan Obama’nın da İran Cumhurbaşkanı Ruhani’yle Farsça konuşmasından sonra ‘normalleşmesini’ bekliyor.
Çünkü bu sadece siyasi bir konu değil. Türkiye aslında İran’a enerji için ödediği paranın 5 katını enerji dışı ticaretle geri kazanabilir. Ancak uluslar arası kararlara uymakla hem bu parayı kaybediyor, hem de hala ‘gri listede’ tutulduğu için 30’a yakın ülkeden para girişinde sorun yaşıyor. Ekonomik büyüme ve istikrarla yükselttiği kredi notundan da gerektiği gibi yararlanamıyor.
Perde arkasında soğuk savaş müttefikliğe zarar veriyor.