Söylenenlere bakarsak; Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, ABD'nin esas derdidir. Eylemlere bakıldığında ise tablo farklı şeyleri işaret ediyor. Ukrayna'nın NATO üyeliğine kimin, nasıl baktığı konusu, gerçek niyetleri de aslında ortaya koymakta.
Tabii Rusya, çevresinde NATO çemberi istemiyor. Bunu deklare ediyor ve asla kabul etmeyeceğini ifade ediyor. Diğer taraftan ise Ukrayna bağımsız bir devlet ve kararlarının Rusya tarafından kabul edilmemesine, haklı olarak tepkili!
Lakin meseleye biraz geniş açıdan bakıldığında, "acaba Ukrayna'nın NATO üyeliğini, NATO üyesi ülkelerinin özellikle Avrupa'daki esas güç Almanya ve Fransa istiyor mu" sorusunu vermekte yarar vardır.
Zelenskiy'in ısrarla "NATO üyeliği" beyanı ise, şimdiki durumda akıllıca savaştan kaçmak için taktik olarak görülebilir. Nedenini sorarsanız, ABD ısrarla Ukrayna ile Rusya arasında lokal havası arzu ediyor. Bu savaş çıktığında ise, savaşan tarafında Ukrayna'nın kendisini olması gerektiğine inanmakta. Ukrayna olası savaşta, yanlış olmak istemiyor. Haklı! Aynı durum Gürcistan'la oldu ve sonuçlar ortada. Zelenskiy, Saakaşvili'nin hatasını yapmaktan kaçıyor.
AB ısrarla sınırlarında savaş arzu etmiyor. Almanya, özellikle savaş halindeki Ukrayna'nın NATO üyeliğine razı gelmiyor. "Her türlü desteğe evet, lakin bünyemizde Rusya ile savaşan ülkeyi, şimdilik kaldırmamız mümkün değil" demekte.
Almanya'nın uzun zamandan beri Rusya ile gerilim noktaya getirme çabası Amerika'nın yeni stratejisi değil. Merkel; bundan uzun zamandır mesafeli durarak, kendini koruyabildi. Ukrayna, Rusya krizine başka bir ülkenin katılması veya dolaylı müdahil olması, olayın şeklinin değişeceği açıktır.
Almanya, bir daha tekraren yeni dünya savaşının ne tarafı, ne de başlatanı olma niyetinde değil. Bunu gören İngiltere, medya üzerinden haber servis ediyor. Times gazetesi, "İngiliz gemilerinin Mayıs ayında Ukrayna'ya destek amaçlı Karadeniz'e geleceği" haberini servis ediyor. İlginç mi acaba? Değil bence!
İngiltere'nin bunu yapıp yapmayacağı resmen beyan edilmese de, medya üzerinden servis edilen haberin kendi başına bir anlamı olmalı.
İngiltere, Rusya'nın Ukrayna üzerinden bölgesel sorunlarla boğuşmasını istiyor. Çin ile ilişkilerde, Rusya-Çin ittifakına karşıdır. ABD'nin ise pazarlık merakı halen zinde. Bu kadar Biden söylemlerine rağmen, bir gün masada "Ukrayna pazarlığı" ile "Çin karşıtı ittifakta birleşme durumları olabilir" hesabı da yapılmakta.
ABD kaybettiği imajla, tek başına büyük projelere giremeyeceğinin farkında. Afganistan'dan çıkışında biraz o durum varsa, diğer taraftan yeni odak noktasının Pasifik olacağı açıktır. Gücünü her tarafa yaymak yerine, tüm dünyada vekalet savaşlarını devam ettirmek, lakin esas odak noktasının da Çin üzerinden olacağını şimdiden görebiliyoruz.
Amerikan stratejistlerinin, özellikle Bzerjinski'nin "Amerika eğer tek güç olarak devam etmek istiyorsa, Rusya'nın çöküşünü sağlamalı, bunun için de Ukrayna, Rusya'nın elinden alınmalıdır" tespitinin yıllar sonra eylemle pekiştirildiğini de görüyoruz.
Evet, ABD her istediğini kolayca yapabilecek gibi durmuyor. Çünkü AB'de bile artık her istediğinde hemen eyleme dönüştürebilecek durum söz konusu değil. Avrupa'da sadece küçük devletler üzerinde ciddi etki oluşturabilmiştir, lakin bu da tek başına esas motor devletlerin hareket planlarının oluşturulmasını belirleyememekte!
Şimdi Ukrayna, ABD için kullanacağı önemli silahtır. Ukrayna'nın ikiye bölünmesine bile ses çıkarmayacaktır. Nitekim Gürcistan'da çıkaramadı. Rusya ile bir gün masada anlaşmaya vardığında, kullanacağı silahtan birisi de Ukrayna kozu olacak gibi durmakta. Şimdilik yaptığı, Rusya'yı çevreleyerek daha büyük hedefi için Ukrayna'yı kullanmak. Peki Ukrayna bu durumda ne kazanacaktır? İşte Zelenskiy Türkiye'de "arabuluculuk edin" derken, zaten savaşmak istemediğini teyit etmiştir. Amerika'nın ısrarına ise "ancak NATO'ya alırsanız savaşırız" mesajını veriyor. NATO'ya ise şimdilik alınmasına kimse gönüllü değil. Ukrayna kendini büyük ve zalim oyuna yem etmeden, olayın içinden nasıl çıkacaktır, burası çok önemli ve hayatidir!