Dünya haftalardır gizli dinleme skandallarıyla çalkalanıyor. Snowden’ın ifşa ettiği gizli belgeler ABD istihbarat birimi NSA’in tüm dünyayı ve ABD vatandaşlarını yetkisizce dinlediğini ortaya çıkardı. Dinlenenler arasında ABD’nin müttefikleri ve Almanya Başbakanı Merkel gibi bu ülkelerin liderleri de var.
Şu ana kadar ortaya çıkan belgeler Brezilya, Almanya ve İspanya’yı karıştırmaya yetti. Her üç ülkenin ABD ile olan ilişkilerinde ciddi sıkıntılar başgösterdi. Yaşananlar karşısında Başkan Obama özür dilemek zorunda kalırken, skandal yeni çıkan belgelerle yeni boyutlar kazanıyor. Görünen o ki dinleme skandalından etkilenmeyen ülke kalmayacak.
ABD de sarsıldı
Her şey 9 Haziran’da İngiliz The Guardian gazetesinin Amerikalı ajan Edward Snowden’ın (29) sızdırdığı belgeleri yayınlamasıyla başladı. Snowden’ın sızdırdığı belgelerin tamamı orijinaldi ve bunu ABD de kabul etti. Snowdenbelgelerine göre ABD sadece dünyayı değil, milyonlarca ABD vatandaşının özel yaşamını da izliyordu. Telefonlar dinleniyor, izinsizce e-postalar okunuyordu... Üstelik bu durumdan Başkan Obama ve hükümetinin de haberi vardı.
Yaşananlar en çok ABD’yi sarstı ve sarsmaya da devam edecek. Çünkü NSA’in özel yaşam diye bir şey bırakmaması öncelikle ABD Anayasası’nın ihlali anlamına geliyor... İkinci olarak NSA’in insanları izlemede ulaştığı kapasite bundan sonra dünyanın hiçbir yerinde özel yaşamın bir anlamının kalmayacağını gösteriyor. Gelişen teknoloji nedeniyle nereye girerseniz girin, ne yaparsanız yapın mahreminizi korumak artık imkânsız.
Yaşananların bir tesadüf olmadığı, NSA ve FBI gibi istihbarat birimlerinin kişileri izlemek için yıllardır kapsamlı projeler üzerinde çalıştığı, FBI’ın içeride daha fazla izleme yapabilmek için daha fazla yasal hak istediği de anlaşılıyor. Başka bir deyişle, istihbarat birimleri bir yandan izleme teknolojilerine büyük yatırımlar yapıyorlar, diğer taraftan 11 Eylül gibi saldırıları kullanarak yasal yetkilerini genişletiyorlar. Kimilerine göre bazı durumlarda istihbarat birimleri önce güvenlik sorununun gelişmesine müsaade ediyor, ardından o sorundan yararlanıyor.
Özetle, izleme skandalı ABD’yi hem içeride, hem de dışarıda çok zor durumda bıraktı...
Türkiye de izleniyor
Tüm dünyayı izleyen ABD’nin Türkiye’de de milyonlarca kişiyi dinlediğini biliyoruz... Türkiye ‘orta yoğunlukta dinleme yapılan bir ülke’ olarak gösteriliyor, ancak önemli olan sayı değil, kimlerin dinlendiği. NSA belgelerine göre ABD sadece Hindistan Başbakanı Mammohan Sing’in cep telefonunu izleyememiş. Çünkü 81 yaşındaki başbakan cep telefonu kullanmıyor.
Bana sorarsanız sadece ABD değil, tüm müttefiklerimiz Türk siyasetçilerini ve bürokratlarını dinlemeye çalışmıştır. NSA’in bu konuda çok başarılı olduğu da muhakkak. Söz konusu dinlemelerin detayları yakında ortaya çıkacaktır. Malum, yeni dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor.
Nitekim 17 Haziran 2013’de The Guardian gazetesi İngiltere gizli dinleme birimi GSCQ belgelerine dayandırdığı haberinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cep telefonunun İngiliz ajanları tarafından dinlendiğini kanıtladı.
Elbette İngiltere sadece Sayın Şimşek’in telefonları ile yetinmemiştir. Başta Hükümet üyeleri olmak üzere tüm milletvekilleri, muhalefet liderleri, gazeteciler, üst düzey bürokratlar ve kanaat önderleri gizli dinleme altındadır. Hatta NSA’in kapasitesine bakarsanız 75 milyonu aynı anda dinlemek dahi mümkündür...
Bu durumda sormadan edemiyorsunuz, müttefiklerimiz elde ettikleri bu bilgileri hangi maksatla kullanıyorlar acaba?