İşgalci Amerika Birleşik Devleti ve peşine taktığı yedi düvel Afganistan'dan taytlarını giyemeden kaçtılar. Ne silah ve teçhizatlarını ne de gizli belgelerini alabildiler. İşgal sırasında işbirliği yaptıkları unsurların da gözyaşlarına aldırmadan işbirlikçilerini Kabil Havalimanı'na bırakıp gittiler. İşgalciler arkalarında tüm delilleri bırakıp da...
20 yıllık büyük bir mücadelenin neticesinde Afganistan İslâm Emirliği yeniden kuruldu. ABD'nin öncülük ettiği işgal kuvvetleri 20 yıl boyunca Afganistan'da aklımıza getiremeyeceğimiz şenaatler işlediler. İşgal sürecinde, sadece, 'Yanlışlıkla oldu' diyerek bombaladıkları okullarda şehit olan çocuklarımızın sayısı binleri buluyor. Gerisini siz hesap edin.
Dünyanın uyuşturucu merkezlerinden (Dünya çapında uyuşturucu üretiminden kullanılan afyonun %90'ı Afganistan'da yetiştiriliyor.) olan Afganistan'da İslâm Emirliği 1996-2001 senesinde verdiği mücadeleyle uyuşturucu üretimini neredeyse sıfıra indirmişti. İslâm Emirliği afyon üretimini yasaklamış ve afyon ekimi yapılan tarlaları yaktırmıştı. Uyuşturucuya karşı amansız mücadelesi sebebiyle Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi Afganistan İslâm Emirliği'ne teşekkür etmişti.
Peki, ABD'nin öncülük ettiği işgal kuvvetleri Afganistan'ı işgal edince ne oldu? Afganistan yeniden uyuşturucunun merkezi oldu. İşgalciler bir yandan Afganistan üzerinden dünya uyuşturucu pazarını yönetirken diğer yandan da Taliban'ın uyuşturucu üretip sattığı yalanını embedded gazetecileri vasıtasıyla yayıyorlardı. Şu tesadüfe bakın ki, işgalciler Afganistan'dan kaçmadan önce, Taliban'ın en büyük uyuşturucu üreticisi olduğunu yazan bir rapor yayınladılar. İşgalcilerin en büyük uyuşturucu satıcısı olduğunu iddia ettikleri Taliban, işgalcileri defettikten sonra ilk yaptığı işlerden biri uyuşturucuyu yasaklamak oldu!
ABD Afganistan'dan kaçarken Türkiye'de, deyimin tam manasıyla keçileri kaçıranlar vakasındaki artış Korona'ya yakalananları fersah fersah geçti. Aman Allah'ım, sağcısından solcusuna ABD'nin yenilmezliğine iman eden ne kadar çok kişi varmış. ABD müminlerine göre "ABD kaçmamış, bir plan dahilin de Afganistan'dan çekilmiş"! Benim gibi ABD münkirlerine ABD'nin ne kadar güçlü olduğuna, yenilemeyeceğine ikna etmeye çalışıyorlar.
Farkında veya değil ABD mümini olanların içinde bulundukları hâletirûhiyeyi Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'nun şu sözleriyle anlamaya çalışalım: "Adam aslında Amerika'nın gücüne öyle iman etmiş ki, ona karşı çıkacak, onunla mücadele edecek bırakın fiilî bir adım atmayı, beyninden geçirecek cesareti kalmamış. Çünkü algıların yönetimi üzerine kurulu bir savaş yürütülürken, bizim buradakinin algısında, karşı taraf teknolojik olarak öyle ileri bir seviyedeki, uzaydan senin pabuç numaranı alır, nefes ritmini ölçer gözüyle bakıyor. Böyle bakan birisini nasıl harekete geçirir de o düşmanla savaştırabilirsin. Onu saf dışı bırakmış işte."
ABD münkirlerini birbirlerini tekzip eden şizofrenik görüşleriyle vakit kaybetmek yerine, merhum Mirzabeyoğlu'nun mezkûr sözlerinin devamında söylediklerine bakalım. Mütefekkir Mirzabeyoğlu 2013senesinde Bolu F Tipi'nde kendisini ziyarete gittiğimizde bize söyledikleriyle bugünü ve istikbâli anlatmış, ben de yeni farkına varıyorum: "Avrupa dede. ABD onlar adına da müdahale ediyordu. Avrupa'da çeviklik yok. Avrupalı diye tarif edecek biri yok. Avrupalı tarihçi, "Bizim Avrupalı diye bir kimliğimiz yok ki birlik kuralım diyor." Nokta'da (1990 senesinde Nokta Dergisi'ne verdiği mülâkattan bahsediyor. YK) "Rusya çöktü peki ABD duruyor mu" demiştim... ABD tezgâhını topluyor, bu sürecin başlangıcı... 30 Yıl insan ömrü için uzun olabilir ama toplumlar-devletler için böyle değildir. Batılı bir yazarın dediği gibi, "ABD küçük çiftliklere dönecek." ABD şu an çekilmeye çalışıyor. ABD aracısız müdahale yapamayacak halde. Aracılar da yük oluyor düşman oluyor artık. Hani eskiden oturdukları yerden yönetiyorlardı istedikleri gibi ülkeleri. Oradan, otur kalk yapıyor, hükümetleri devirip yeni hükümetler kuruyor o şekilde yönetiyorlardı ülkeleri. Ne oldu. Artık o imaj yıkılıyor. O imaj yıkıldıkça da onlar artık uzaktan kontrol sağlayamıyorlar. Gelmek, fiilen işin içinegirmek zorunda... Bu asıl itibariyle gücün zayıfladığının göstergesi. Önceden binlerce kilometre uzaktan kuklaları oynatarak yaptırdıklarını şimdi gelip savaşarak bedel ödeyerek ve her seferinde batağa batarak yapmaya çalışıyorlar."
Ben, bir ABD münkiri olarak diyorum ki: Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm!