BMGK kararlarını çiğneyen ABD, İran’ın hamlesini kabul edilir kısımdan görmemekle, kendinin çelişkisini bize sunmakta!
Tam bir yıldır ABD, nükleer anlaşmadan çekildiğini açıktan beyan etti. Aynı durum silahsızlanma anlaşmasından çıkarak Rusya’nın da harekete geçmesini sağladı.
Yani açıkçası anlaşılan şu ki; provoke etme çabası ABD’den gelmekte!
İran; ABD’nin hamlesine, yeni hamle ile cevap verdi ve esasında tekraren kendi konusuna herkesi odaklamayı başardı. Putin, güvenlik toplantısını “İran” başlıklı topladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Maas, İran’ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek için “bu ülkeye yapılan nükleer anlaşmayı sürdürmek istiyoruz” dedi.
İran’ın “nükleer anlaşmadaki taahhütlerini kısmen durduracağına” yönelik beyanı, herkesi harekete geçirdi.
İran’ın nükleer silah sahibi olması, genelde coğrafyadaki denge açısından ve dünyadaki kriz ortamında sorunlu konu tabii ki. Lakin silahsızlanma anlaşmasını bozan ve bozarak da dengeyi tamamen tek taraflı renge sokmaya gayret eden ABD’nin ne yapmak istediklerine bakmamız lazım. İsrail’e verilen destek ve Ortadoğu dengesini bozma gayreti, başlı başına yeni sürecin tetiğini çekti. İran’ın bu ortamda böyle refleks vermesi, hem caydırıcı, hem de bu durumu kendi lehine dönüştürme gayreti olduğu da açıktır.
Trump’ın çelişkili beyanları da, Kuzey Kore örneğindeki tabloyu bize hatırlattı!
İran’a yönelik silahlı saldırı görüntüsü ile ABD, ne yapmak istediği ve bu blöfün arkasındaki esas gayenin ne olduğunu göz ardı edemeyiz!
Çin yavaş yavaş Ortadoğu sularına gelmekle, hem petrolün kaynağına yaklaşmakta, hem de İran’ın dolaylı desteklenmesi söz konusudur. Irak’a alelacele gelen Pompeo’nun da görüntüsü bize, ABD’nin blöfünün bir işe yaramayacağını, İran’a yönelik yüksek telden söylenen sözlerin sadece çevreyi ve İran’ı istediği nizama sokma gayreti olduğunu da bir tarafa yazalım. Lakin bu her blöf renkli hamlenin sonucunda, farklı siyasi gerilimle karşı karşıya kalmaktayız.
İsrail’in içinde bulunduğumuz konjonktürel durumu, kendi lehine dönüştürme gayreti, giderek açıktan gözümüze batmakta. Yani İsrail’in, Trump dönemini iyi değerlendirme çabası açıktır. Lakin bu gerilim ortamında, bir de medya üzerinden Yeni Filistin Devleti anlaşması hamlesinin, yeni bir yoklama ve nabız tutma gayreti olduğunu da unutmamakta yarar vardır. Bu ortamda, Türkiye’nin iç meselelerle oyalanmasının bir an önce sonlandırılması hayatidir.